Ali BADEMCİ
Bayram dedik, işte o da bitti! Bugün Pazartesi, çalışanlar işlerinin başına, çocuklar ve gençler tatile, bizim gibi yirmi seneyi aşkın zamandan beri emekli olanlar da uğraşları ile baş başa! Bizler ya okur veya yazarız! Meslekten gelenler için bu iş hiç bitmez devam eder gider! Kimi roman, kimi şiir yazar; işte bizim gibiler de tarih ve kültür çalışır! Okuyorsan belli bir yaştan sonra mutlaka yazacaksın; belki bu iş bir hastalık haline gelmiştir! Bu sebeble o insanların yaşları ilerledikçe mutlaka aceleleri vardır ve her düşündüklerini kağıda geçirmek isterler! Çoğu zaman bu telâşı anlamak mümkün değildir! Bazen bir mevzuu yılları alır; fakat biter bitmez yeniden yılları alacak yeni bir mevzuu başlar! Ah işte hayat bu!
Fakat yine de ülkenin en zararsız ve hatta en sağlıklı insanları inanın ki bunlardır. Bizde siyasetçi nedense ruhen maluldür, önüne ne konursa yiyen oruçlular gibi hangi görev verilirse ona gözü kara parmak kaldırır. Bizim siyasetçilerde bu rahatsızlık Cumhuriyet ile başlamıştır; Osmanlı zamanında hiç böyle değilmiş ve Meşrutiyette en yaman siyasetçi padişahı
tenkit edenler, en yiğit adamlar da komitacılarmış! Şimdi en iyi siyasetçi körü körüne talimata riayet edenler! Bürokraside inisiyatif yok; km. ara ile ayrı ayrı uygulama yapan dukalık gibi kaymakamlar, padişahtan zonturlu iktidar valileri. Ne yazık ki yargımız da bu emir kulluğu ve vesayet anlayışı içerisindedir. 12 Eylül’de biz ülkücülerin idam kararlarını yargı değil istihbaratçılar ve bunların emrinde oldukları komiteciler vermişlerdi. Ne ya yapalım istesek de istemezsek de bu ülkede yaşamak zorundayız; gidecek başka yerimiz yok!
Biliyorsunuz uzun Suriye hudutlarımızın iki tarafında da mübarek bayramı akrabaları ile kutlamak eskiden beri gelenektir. Hele şimdi ülkemizde iki milyonun üzerinde Suriyeli mülteci olunca bu bayramda bayramlaşma iki taraf için de pek elzem hale gelmiştir. Bayramda ata mezarlarını ziyaret için kendi topraklarımıza gitmişken duyduk ki 10 bin civarında misafiri bulunan Yayladağ ve Altınözü kamplarında ülkelerinden hududa gelenlerle bayramlaşma yaptırılmamış. Elbet devlet görevlileri bunun sebeblerini biliyor. Mutlaka güvenlik gerekçesiyle yapılmaktadır, saygılı olunması gerekiyor. İnfiale hiç gerek yoktur. Çünkü özellikle Halep’de Türkmenler hem IŞİD hem de koridorcu PYD’ye karşı kuvvetli bir savaş veriyor ve alınan haberlere göre zayiat da fazlaymış. Bu şartlar altında bayramlaşma merasimlerinde güvenlik sağlamak bir hayli zordur. Elbette dikkatli olunmazsa istenmeyen unsurlar Türkmen bölgelerine kolaylıkla sızabilir. Güneydoğuya bakarak Urfa-Gaziantep-Hatay hudutlarını da böyle sanmak elbette doğru olmayabilir!
Sayın Cumhurbaşkanı’nı da son açıklamalarından ötürü mutlaka kutlamak gerekiyor. Bu arada 2012 yılı Dolmabahçe Mutabakatı denilen 10 maddelik PKK müktesebatının için boş olduğunu ve hikâyeden ibaret bulunduğunu öğrenmiş olduk. Dolayısiyle söylense de söylenmese de Oslo Mutabakatı denilen şeyler de boşa çıkmış oluyor. Elbette Sayın Cumhurbaşkanı’nın ifâde ettiği gibi milletin bilmediği mutabakat olmaz, milletin bilmesi için de Millet Meclisi’nde olması gerekiyor. Gerisi istihbarat ve devletin bilgilenme çalışmalarıdır. Bunları bilmemize de gerek yoktur; iyi ki bilmiyoruz! Şimdi arzu ediliyorsa bu mutabakatın bir an evvel Meclis’te milletin gözleri önünde konuşulması gerekiyor!
Diğer bir bayram olayı Hükümet kurulmasıdır; görüldüğü kadarı ile CHP-AKP Hükümeti realize olacağa benziyor. Fakat AKP erken seçim söylemlerini de rafa kaldırmış değildir. İnşaallah Sayın Cumhurbaşkanı’nın yeni söylemleri böyle bir erken seçime yönelik değildir. Gerçekten şu bunalımlı ortamda millet olarak “Başımız”ın çok sağlıklı olmasını istiyoruz. Burnumuzun dibinde çok önemli siyasi olaylar cereyan ediyor. Bunların çok itibar edilmeyen muhalefet söylemlerinden ibaret kalmasını istemiyoruz; devlet politikası olması gerekiyor. Mutlaka AKP-CHP Koalisyonu bir mutabakat ve siyasette icraat Hükümeti olacak kabiliyettedir. MHP muhalefeti böyle bir milli meseleyi arzu ettiği için baştan beri aynı şeyleri savunmaktadır. Elbette MHP muhalefeti iyi olan şeyleri takdir edecektir. Milliyetçiliğin de gereği budur. İşte böyle bir Mübarek Ramazan Bayramı’nı daha geride bıraktık. Gelecek Bayramlar’ın milletimize ve Devletimiz’e hayır getirmesini Allahtan niyaz ediyoruz.