Ali BADEMCİ
Son Davutoğlu-Bahçeli görüşmesinin iki buçuk saat sürmesinden önemli bir husus içerdiği halkın bilgisi dahilinde değildir. Emanet Başbakan’ın bi- zatihi açıklamalarından bunu anladık. Sayın Bahçeli de yazılı açıklama yaptı ki detay hakkında maalesef bilgilenemedik. Halbuki Başbakan’ın açıklamasından hemen sonra başta TRT olmak üzere yandaş medya MHP aleyhinde kamuoyu oluşturmaya başlad ı.Bu işte başarılı olduklarını son iki yazımızda ortaya koyduk. Halbuki MHP Gurup Başkanvekili Oktay Vural’ın CHA kanalı ile yaptığı açıklamalardan anlıyoruz ki görüşmelerde MHP özellikle Koalisyon Meselesi’ni gündeme getirdiği halde daha evvel Bahçeli, açıklamalar ile reddettiği, Seçim İçin Koalisayon, Seçim Hükümeti, Azınlık Hükümeti gibi konular üzerinde durmamış, aksine Başbakanı kalıcı bir Koalisyon Hükümeti çizgisine bile çekememiştir. Durum bu olduğu halde Başbakan tam bir tutarsızlık ve siyasi üç kağıt oyunu ile son dakika çağrılarını dillendirmektedir! Allahaşkına bunu neden görmüyor ve üzerine gitmiyoruz. Elbette Vural’ın ifâde ettiği gibi “Saray Vesayeti” ağır basmaktadır.
AKP, MHP’in dört şartını olumsuzluk olarak değerlendirmektedir; halbukidaha evvel yapılan mükerrer açıklamalarda, “MHP’nin ortaya koyduğu dört ilke ile ilgili herhangi bir sorunumuz yoktur.” dememişler miydi? Üstelik Cumhurbaşkanı’nın “Anayasal Haklarım” diye ifâde edip o çizgide bulunduğunu ortaya koymuyor mu? Son operasyonlara “30 yılın en büyük hareketi” denilerek “Süreç Buzdolabı”na konmadı mı? O zaman MHP şartlarının kabul edilmezliğinin adam gibi açıklaması nedir? Hangi amaçla MHP’nin uzlaşmazlığı ileri sürülüyor! Anlaşılıyor ki AKP üzüm yemek değil bağcıyı dövmek gibi bir hile zihniyetini sürdürmektedir. MHP kendi şartlarına rıza gösterildiğinde taşın altına elini değil gövdesini koyacağını açıklamadı mı? Vural’a kulak verin bakın neler söylüyor:
“Davutoğlu’nun CHP’den çıktığı zaman tek yol erken seçim diyerek bize geldi; zaten seçim iradesi ile gelmişti. Genel başkanımız, dört ilke ile ilgili bir zemin olsaydı, bizim hazırlıklarımız tamamdı, bu işe samimi bir şekilde bakıyoruz. Biz çalışmamızı yaptık. Bunlarla ilgili çalışmalarımız var, ama bir mutabakat Türkiye’nin içindeki sıkıntılı durumu kaldırmak için olur. Ben sizin çözülme sürecinize ortak olmam, ben sizin rüşvet ve yolsuzluğunuza ortak olmam, ben milli devlet üniter devletin çözülmesine ortak olmam, TBMM’nin iradesinin kişilere teslim edilmesine ortak olmam, milletin verdiği irade budur. Bu mesajı Davutoğlu’na ilettik. Ama Davutoğlu bu zemini oluşturacak ilkeler doğrultusunda olumlu bir tutum sergilemediği için, kendisine gösterilen dosyaların içi açılamadı.” İlgi çekicidir ki MHP elini çabuk tutarak ve bakanlıkların dağıtılması gibi meselelerde katiyyen ısrarcı olmayan bir “Koalisyon Protokolü”nü de Başbakan’ın hemen önüne koymuştur. Böylece uzun pazarlık ve zaman kaybettirici görüşmelerin de önünü kesmiştir.
Başbakan’ın neden MHP’ye geldiği şimdi daha iyi anlaşılmaktadır. Yandaş Medya’nın MHP aleyhinde hala devam ettiği saldırılar da durumu ortaya koymaktadır. AKP şimdi itiraf ediyor ve “Süreç” konusunda “Hata yaptık” diyor! Bu hata gaflet mi, delalet mi yoksa ihanet mi? Yoğun bir şekilde memleket evlâtları kırıldığına ve iktidar eli ile “Buyurun Cenaze Namazına” dendiğine göre AKP’nin geçmiş dönemdeki hatalarına ne demek lâzım geldiğini siz söyleyin! Şehid cenazelerini ve ülkenin yangın yerine dönmesini “Devlet Müsamahası” gibi bir deyimle açıklayıp işin içinden sıyrılıp çıkamazsınız!
Açık görülüyor, BDP’nin barajı aşmaması için psikolojik olarak batıda, operasyonlar dolayısiyle de doğuda işi bitmiştir! Bunların elinde bir avuç eşkıyanın oyunlarının dışında bir şey kalmadığı görülüyor! Belki de bu sebeble seçime bile katılmayıp boykot cihetine bile gideceklerdir! Peki MHP! Elbette 7 Haziran seçimleri ile bu iki partiyi eşitleyen, görülmeyen güçler, daha evvel açıkladıkları hususu realize ettiler! Yani bu durum “Milliyetçiliği ayaklar aldım” görüşünün sonucu değil miydi? MHP üst yönetimi de listelerin tanziminde fahiş hatalar yaparak AKP’nin emellerine yol vermiştir? Şimdi Millet ve Devlet yanıyor da; MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Karakaya, burada “Özerklik” ilân edileceği beklentileri ortaya çıktığı gün Hükümet’in tarım politikalarını tenkid ediyor! “Çok mu önemliydi Hoca Efendi” demekten kendimizi alamıyoruz! Ne olur şu AKP saldırılarına cevap verip de Vural gibi davransaydı!
Şunu anlıyoruz; AKP’nin ilk hedefi HDP’ye barajı aştırmamak ise ikinci ve en önemli hedefi MHP’yi de aynı duruma düşürmektir! Böyle birşey olur mu? Olmayacak şey yok; 2001 seçimlerinde MHP hiç başarısız olacağını düşünmüş müydü? İşte şimdi de aynı kadro ile idare ediliyoruz; elbette şikâyet için söylemiyoruz; ama milletin arasına girerek kısa sorgulamalar yapmak bile size tehlikenin işaretini verir. Kemikleşmiş ülkücü reyler elbette her zaman MHP’ye barajı aştırtır; lâkin yanlış vatanseverliği ülkücülüğe tercih eden insanlarımızın AKP’ye yönelişlerini de lütfen tarım politikalarının önüne alın.
Muhabbetle.