
Ali BADEMCİ
7Haziran sonrasında MHP’nin tâkip ettiği politikalara yanlış deme imkânı yoktur. Elbette AKP ile işbirliği, onun geçmişteki hatalarına ortak olmak, CHP ile eski muhabbeti devam ettirmek ise onların yeni dostlarını kabullenmek anlamına geliyordu. Bu sebeble ve gerçekte MHP’nin kararlarına söylenecek veya karşı çıkılacak fazla bir şey yoktur! Bu doğruları ifâde etmek ve millete anlatmakta sanıyoruz MHP’yi başarılı saymak mümkün değildir! Terör karşısında milletin ve geniş halk kitlelerinin öfkesinin muhatabı olmaması gereken MHP maalesef tam tersi bir cepheye itilmiş ve güç durumda bırakılmaya çalışılmıştır. Bu tehlikeli hususa bilhassa dikkat çekmek zorundayız! Maalesef iç siyasette MHP yalnızdır ve aklı kim veriyorsa yeni söylemler de işi daha berbat hâle getirmektedir.
Sayın Bahçeli’nin tamamen anayasal bir müessese olan “Olağanüstü Hal”i savunması Hükümet kanadında ve yandaş medyada güçlü bir şekilde reddilmiş, hatta çürütülmüştür. Zaten halk işin bu nazarî şeklini ortada olan kötü şartlar sebebiyle hiç duymamaktadır. Millet fiili duruma bakmaktadır ve değerlendirmesini tamamen duygusal verilere göre yapmaktadır. Bu konuda AKP’nin geçmişteki ihanetleri ve mevcut durumun müsebbibi olduğu tamamen unutulmuş ve operasyonlar bir umut hâline gelmiştir. Operasyonlar karşısında muhalefet fikir beyan edecek ve siyaset üretecek melekeyi kaybetmiştir! CHP’nin ne demek istediği anlaşılamamakta fakat geniş aydın desteği sebebiyle MHP kadar tepki çekmemektedir. Halk nezdinde meseleleri siyaseten halletsinler diye Meclise taşınan HDP bile MHP’den sonra konuşulmaktadır. Elbet bu hususu önümüzde en erken seçim bir realite olarak dururken pek dikkatli düşünmek zorundayız! Anadolu’dan sesler hiç iyi gelmiyor, MHP aleyhinde söylemlere yaklaşılacak gibi değildir! Elbette seçimlerde bu kötü esintinin pek kötü sonuçlarını görebileceğiz!
Meseleyi kuru kuruya muhalefet olarak geçiştirmek doğru mudur? Ankara birçok şeyi görmeyebilir, iklimi elbette Anadolu’dan çok farklıdır! Bize göre şu andan tezi yok MHP kendi bünyesinde bir “Olağanüstü Hal” ilân etmeli ve kamu oyundan gelen kuvvetli sesi masaya yatırmalıdır! Şu anda ve ülkenin içinde bulunduğu şartlarda geçmişteki rahatlık veya rehavet söz konusu değildir! Hükümet ve yandaş medyaya göre neredeyse terörün sebebi MHP’dir! CHP’yi zaten biliyoruz ve 7 Haziran’dan sonra kendilerinin arkalarına takınılmadı diye öfke içindedir! Bu şartlar altında MHP tek dostu millettir ve ne yazık ki millet de parti tarafından yeterince aydınlatılamıyor veya bu iş için gerekli medya desteğini göremiyor! Medyayı beklemek boştur; çünkü bizim aydınlarımız milletin de milliyetçiliğin de farkında değildir ve bu konuda aykırı görüşlere daha çok itibar etmektedir.
Bu şartlar altında ne yapmalıyız ki en azından insanlarımızı iknaa etmeliyiz? Medyanın itibar etmeyip, üstüne Hükümetin işaretine uyarak saldırılara devam etmesi karşısında iş MHP ve ülkücülere düşmektedir! Elbette herşeyin üstünde bir güce sahip olan millete kucak açıp MHP’nin aksiyoner gücü olan teşkilâta önem vermek ve görüşlerini almak gerekiyor! Böyle bir handikabın çemberi ancak MHP’nin kendi gücü ile yenilebilir! Sık sık İl başkanları ve Belediye başkanları toplantıları yapılmaktadır; bu toplantılarda 60 gün sonraki seçim listeleri değil milletin durumu konuşulmalıdır. Çok dirayetli ve gerçek ülkücü olan İl Başkanlarımız ve teşkilât başkanlarımız vardır; bunların yaşına bakmadan düşüncelerini nazara almamız gerekiyor! Eski tüfekler doğru söylemiyor ve söyledikleri takdirde muhayyel taleplerinin ikinci plâna düşeceğini biliyorlar! Bu sebeble özellikle seçimlerde hiçbir talebi olmayan, adaylığı söz konusu olmayacak İl Başkanları’nın fikirlerine itibar edilmelidir.
MHP’yi medyada da yok farzetmek anlamlı değildir; tirajları az da olsa gazeteler, yazan-çizen ve çok doğru görüşleri olan yetişmiş insanlar vardır. Bunlar çağrılıp görüşleri sorulmalıdır; çağrılmıyorsa bu arkadaşların kendileri görüşme talebinde bulunmaları gerekiyor! Velev ki düşünen insanların Genel Başkan’a yaklaşmalarını engelleyenler bulunsun; bunu tekrar tekrar yapmak ve hiçbir surette reddi ihtimali olmayan birinci ele kavuşmak gerekiyor! Kendi kendimize ödev icad edip dar mekânlarda konuşmanın hiçbir faydası yoktur ve dedikodu ile vakit geçirecek zaman da bulunmamaktadır. MHP yalnızdır ve kendini savunamamaktadır, millete haklılığını anlatamamaktadır. Yeri geldiği zaman övünüyor ve Genel Başkanımız’ın 300 akademisyen danışmanı olduğunu söylüyoruz! Demek olmuyor, parti içinde bir “Olağanüstü Hal” ve “Milli Mücadele” ortamı gerekiyor!
Bu görüşlere “Vay ukala” veya “Aklın sana kalsın” diyebilenler çıkabilir! Farzı muhal biz bunları yazmadık veya bu sözleri etmedik; 25 MHP 25 Halktan insana sorunuz bakalım ne cevap alacaksınız! Sürçü lisan olmadığını göreceğiniz için deyimin devamını getirmeye gerek yoktur! Elbette koltuğu garantide olanların canları sıkılacaktır! Ne yazık ki bu sefer garanti yoktur! Kimse ağlamayana meme vermez ve görüşlerini kuvvetli sesle ifâde etmeyenlere de itibar etmez! Kuvvetli ses ise milletin sesine iştirak etmek ve onunla beraber bağırmak, onunla yatıp kalmaktadır! İşte bizim bildiğimiz milliyetçilik de budur!
Muhabbetle.