
Ali BADEMCİ
“Kafes” bizim tarih olmuş Hergün yazarlarından Lütfi Şehsuvaroğlu’nun 12 Eylül’ü konu eden 1983 yılı belgesel çalışmasının adı. Kendini hiç tanımadım ama o günün şartlarında bizlerden bir hayli küçük, heyecanlı bir ülkücüdür. Kafamda kalan izleri budur. Şimdi bu çalışma aynı adla beyaz perdeye aktarılmış ve çok güzel olmuş! Bilmiyordum cehaletimizi bağışlayın Osman Karabacak bilgilendirdi ve birçok doküman gönderdi. Ülkede aydın zihniyetinin devamı olarak süren komünizan düşüncelerden ötürü oynatılacak sinema salonu bulmakta güçlük çekiliyormuş. Biliyorsunuz bizde “San’at” denen Osmanlı’nın azınlık mesleği hâlâ “Mütarekeciler”in hakimiyeti alındadır. 1980’den önce “Güneş Ne Zaman Doğacak” adlı böyle bir deneme yapılmıştı da yer yerinden oynamıştı! Tufan uzun tâkiplerden ve kovuşturmalardan sonra Kanada’ya kaçarak canını kurtarmıştı! Ondan sonra bu işler çok denenmedi.
Halbuki 12 Eylül’ü en iyi bizler tanıyorduk; bu günde sağlam çıktığımız evlerimize yıllar sonra kör, topal, hasta olarak dönmüştük. Bunları yazacak vaktimiz bile olmadı; sağolsun Şehsuvaroğlu 1983’de yazmış da şimdi üzerinde çalışılıyor! Hâlbuki bu dramı yaşayanlar mutlaka yazmalıydı! Çünkü gerçek aktörler ve yılmaz savaşçılar bunlardı. Biz 2013’de “İşkence” kitabında dosdoğru bir kesit ortaya koyduk! Bu kitap ideologyayı ifâde de başarlı oldu; önümüzdeki günlerde yeni baskıları çıkacak. Maalesef okumakta olduğu kadar yazmakta da maharetli insanlar değiliz, hele san’atta hiç yokuz! Hâlbuki sanatı olmayan ideoloji olur mu?
Yapılan açıklamalara göre 2 Ekim’de “Kafes” gösterime giriyor. Güncel listeye göre 44 salonda gösterilecekmiş! Hepsi bundan mı ibaret? Maalesef öyle! İstanbul dışında sadece 39 salon! Vay anasını konuştuğumuz zaman ortalığı toza dumana katıyoruz! Küçük bir parça seyrettim; oyuncular fevkalade, isteyerek inanarak sanat yapıyorlar! Sahneleri gerçeklerden daha güzel ortaya koymuşlar! Hakikaten mübarek şehitlerimize lâyık oldukları her hali ile belli. Bayram’da da MHP Genel Başkanı ve Ocağı ziyaret etmişler. Seçimin gar-gür ortamında inşallah bu büyük proje bizzat Genel Başkan’ın talimatı ile sahiplenilir! Hiç olmazsa adam gibi geçmişimize sahip çıkarız! Zaten geçmişimizi iyi görmediğimiz için bu hallere düşüyoruz.
Salon lisatelerinde Adana, Gaziantep, İzmir, Hatay, Erzincan, Malatya gibi önemli yerler yok! Altın Koza’yı sahiplenecek kadar nostaljiye düşkün Adana Büyükşehrin MHP’li belediyesi nerede? Bekleriz ki bütün sinema salonlarını başka filmlere kapasın! Pütünler kadarda mı gelemiyoruz Hüseyin? Hani Adana ülkücülerin Başşehriydi! Problemli memleket Hatay’ın genç İl Başkanı Lütfi Kaşıkçı bu değerlere çok bağlıdır! Neye ses çıkmıyor! Ümit Hoca Antep’de bir şey yapamaz mı? İstanbul gibi bir metropolde sadece 5 salonda bu filmi nasıl izleyeceğiz!
Bize göre hiç kimseyi beklemeye gerek yoktur! Ülkücüler salonculara baskı yapmalı ve kapılarını açmazlarsa diğer filmleri boykot etmelidirler! Bizim Bengütürk neden gösterim çağrıları yapmaz? Duruma göre bu filmi seyretmek için bayağı ter dökeceğiz! 12 Eylül öncesinde canını veren yüzlerce doğulu kardeşimiz var şimdi bunlar nerede?
Bugünden tezi yok bütün ülkücüler bu filmi seyretmek ve seyrettirmek için gayret sarfetmelidir. Kan, gözyaşı ve zulmü yeni kuşaklar görmeli ve ders çıkarmalıdır. Belki, çoğu hayatta olan gerçek aktörler de aklını başına toplar ve tarihe katkı yaparlar.
Muhabbetle.