
Ali BADEMCİ
İktidarı ve muhalefeti ile Türkiye’yi idare edenler memleketin kötü günler geçirdiğini ifâde ediyor! Elbette bu günler sadece terör ile bozulan ve ortaya çıkan halkın maneviyat bozukluğu değildir! Akan kanlara rağmen millet operasyonların yanındadır; fakat mesele bu değildir; AKP lobisinin, yani Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın kafalarındaki defteri tutulamayacak kadar kabarmış olan partizanlığıdır. İşte ülkeyi çok kötü bir istikamete bu durum götürmektedir. Mutlaka duruma el koymuş olan TSK terörü bir türlü durduracaktır. Fakat millet evlâtlarının canı ile verdiği şerefli mücadelenin sandığa yönlendirilmesinde hâlâ hesaplar “400 Vekil” üzerinedir! İşte esas mesele budur! Cumhurbaşkanı neredeyse teröre karşı milli ve milliyetçi tepkiyi bile terör diye nitelendirecektir? Esas, bu kadar pervasızlık, bu kadar iktidar düşkünlüğünün ülkeyi nereye götürdüğü belli değildir!
Devlet ve Hükümet’in terörden umut ettiği siyasi faydanın kendi lehlerine Meclis aritmetiğine dönüşemeyeceği şimdiden bellidir! Milli tepki olarak sokağa akseden maşeri şuur gelinen noktanın müsebbibinin daha önceki yanlış iktidar politikaları ve açılım siyasetinden kaynaklandığını bilmektedir. Fakat ne yazık ki şu gelinen noktada TRT dahil yandaş medya ısrarla aradığı suçluyu MHP olarak ilân etmiş hâlâ ve ısrarla Devlet Bahçeli düşmanlığı yapmaktadır. Milli ve milliyetçi tepki bu durumun tam tersini ortaya koymuştur. Eğer Ülkü Ocakları birkaç gün daha protestolara devam etse iktidar onları da “Terör unsuru” olarak ilân etmekten çekinmeyecek kadar gözü kapalıdır. Hatta bazı yerlerde ülkücü olduğu düşünülerek bazı gözaltılar yaşanmıştır. Halbuki ülkücülerin ağırlık olduğu protestolarda yüzbinler yürümüştür ve bunlar milletin feveranını ortaya koymuştur.
Sayın Bahçeli’nin iştirak ettiği dünkü şehid cenazesinin devlet uğurlamasında ne kadar düşünceli olduğu fark edilmiş midir bilmiyorum! Sanıyoruz ki birçok ülkücü bile Bahçeli’nin dik duruşunu hâlâ anlayamamış, millet uyanırken kendi partisi ve liderine günah yükleyerek dik duruşu sorgulamaktadır. İçimizde yaptığımız en büyük yanlışlık budur! Arkadaşlarımız liderine ve partisine yanlış tenkitler yapmaktadır. Bu durum tam bir AKP oyunudur, millet oyunun farkına varmış da bizim arkadaşlardan sivri olanlar havanda su döğmeye devam etmektedir! Sayın Genel Başkanımızın yanlış fikirleri ve tutumları sözkonusu değildir. Son dört gün içinde vaki görüşmelerimizde şahid olduğumuz en önemli husus budur. Kesinlikle kenetlenme, oyunlara gelmeme, tahriklere kapılmama zamanıdır. Bizim bildiğimiz herşey kendilerince malumdur, fakat ülkede kirli oyunların çemberi hepimizi içine alacak kadar geniştir. AKP’nin tek düşmanı MHP’dir, yanlış ifâdelerle onların ekmeğine yağ sürmenin zamanı değildir.
Şöyle veya böyle hareketin münekkid unsuru olarak parti dışında bulunan arkadaşlarımız üzerinde çetin baskılar ve AKP’ye davetler sür’atle devam etmektedir. Bırakın dışarıda kalan arkadaşlarımızı bizler üzerinde bile devletin imkânları ile baskılar vardır. Elbette AKP tarikatı veya onların kollarından biri olmak hiçbir ülkücü için çıkar yol veya kabul edilebilir değildir. Çünkü önümüzdeki seçimlerle de ülke önündeki engeller aşılamayacaktır. AKP’nin hesabı “400” vekildir ama 1400 de olsa duruma hakim olması mümkün değildir. İşte çıktı Kılıçdaroğlu “Size vekil vereyim” demedi mi? Biz de seve seve veririz! Durum bu kadar ciddidir ve ülkenin nereye gittiğini Devlet de bilmemektedir.
Hoşçakalın.