
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, “25’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nin sonuçlarını hazmedemeyen, milli iradenin tercihini kabullenmeyen kaçak ve karanlık saray ile sarayın soytarıları bir kez daha seçim kartını masaya koymuşlardır. AKP Türkiye’ye rest çekmiştir. Erdoğan tuzak kurmuş, Davutoğlu figüran olmuş, AKP ise siyasi operasyon aracı gibi kullanılarak Türk milletinin demokratik seçimi yok sayılmıştır” dedi.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Bursa’da düzenlediği basın toplantısında, ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin, siyasi bakımdan boşlukta, ekonomik yönden de büyük bir krize doğru sürüklenmekte olduğunu söyleyen Büyükataman, AK Parti’nin ekonomiye ilişkin sözlerinin hiçbirini tutmadığını ve vatandaşın da hükümetin ekonomideki politikalarına olan güveninin kalmadığını söyledi.
AK Parti’nin Dolmabahçe mutabakatı ve beraberliğinin şerefine Kandil’deki çeteleri ülkemize soktuğunu iddia eden Büyükataman, “Bugün ülkemizde akan kanın sorumlusu Dolmabahçe’de PKK ile anlaşma yapanlardır” dedi. Büyükataman, şöyle devam etti:
“Dolmabahçe’de toplanıp İmralı canisinin on maddelik ihanet metnini yol ve müzakere haritası olarak benimseyenler bölücülüğün ve terörün aldığı mesafede pay sahibi olan sorumsuzlardır. Bu sorumsuzlardan biri AKP’nin Bursa adayı Efkan Ala, diğeri ise AKP’nin ‘Başkan seçtirseydiniz, bunlar olmazdı’ diyen Bursa adayı Mehmet Müezzinoğlu’dur.
İhanet sürecinin baş aktörlerinden birisi, Dolmabahçe mutabakatını imzalayan, anayasayı tanımadığını ifade eden, Peygamber Efendimize kibir isnat etme hadsizliğini gösteren Efkan Ala’dan başkası değildir.
Peygamber sevgisi ile meşhur olan ilimiz Bursa, Peygamberimize en güzel övgüleri yazan Mevlid-i Şerif’in nazımı Süleyman Çelebi’nin memleketi Bursa bu adama elbette ki tepki verecektir.
Malumunuz İmralı, Bursa’ya yakın. Dolmabahçe’de bölücübaşının emirleri doğrultusunda millete ihanet mutabakatı yapan zat, hain başı ile daha rahat görüşmek için mi Bursa’yı seçmiştir? Yoksa Erzurum’da kıymetli vatandaşlarımız kendisini yuhalayarak kovduğu için mi?”
‘BİZ İKTİDARDAN KAÇMADIK, KAÇMAYIZ’
7 Haziran seçimlerinden sonra hile, entrika, ayak oyunu ve dalavereyle seçimin yenilenmesi için karar alındığını öne süren Büyükataman, “25. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nin sonuçlarını hazmedemeyen, milli iradenin tercihini kabullenmeyen kaçak ve karanlık saray ile sarayın soytarıları bir kez daha seçim kartını masaya koymuşlardır. AKP Türkiye’ye rest çekmiştir.
Erdoğan tuzak kurmuş, Davutoğlu figüran olmuş, AKP ise siyasi operasyon aracı gibi kullanılarak Türk milletinin demokratik seçimi yok sayılmıştır. Ve nihayetinde Türkiye 5 aylık bir arayla ikinci kez sandık başına gidecektir. Bu durum siyasi tarihimizde bir ilktir” dedi.
7 Haziran seçimlerinden sonra ortaya çıkan tabloda MHP’ye bazı ithamlarda ve iftiralarda bulunulduğunu ifade eden Büyükataman, “Bizi koalisyon kurmadı diye suçladılar. Bizim her şeye hayır dediğimizi ileri sürdüler.
Tüm tekliflere kapalı durduğumuzu anlattılar. Uzlaşmaz olduğumuzu, intihar ettiğimizi, istikrarsızlığa kanat gerdiğimizi söylediler. İktidardan korktuğumuz ve kaçtığımız yalanına başvurdular. Hazırlıksız olduğumuzu, reddiyeci tavır takındığımızı ifade ettiler. Biz iktidardan kaçmadık, kaçmayız. Kaldı ki aksi bir tutum var oluşumuzu inkâr anlamına gelecektir.
7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçiminin yenilenmesinin yegâne sorumlusu, asıl suçlusu öncelikle Recep Tayyip Erdoğan’dır” diye konuştu.
‘AKP’NİN YÖRÜNGESİ KAYMIŞTIR’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın koalisyonu sabote ettiğini iddia eden Büyükataman, şunları söyledi:
“Kriz mucidi Erdoğan’dır. Kriz çığırtkanı Davutoğlu’dur. ‘Hırsız’ dedik, kızarmış ve mahcup bir yüzle ‘Hayır’ dediler. ‘Hain’ dedik, telaşla birbirlerine bakarak ‘O kim ki’ dediler. ‘Rüşvetçiler kol geziyor’ dedik, ‘Hani nerede, şimdi sırası mı’ dediler. Ne dediysek ‘hayır’ diyen onlardı.
Kaldı ki AKP’li eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın koalisyon hükümeti teşkilinin engellenmesini kendi partisine faturalandırması ibretlik bir itiraftır. Her şey ortadadır. AKP’nin yörüngesi kaymış, sahtekarlıkları ve demokrasi rezervindeki eksiklikleri tüm boyutlarıyla yüzeye çıkmıştır.
Koalisyon kurdurmayan, kurulmaması için görev verdiği Davutoğlu’nu sıkı sıkıya tembihleyen Erdoğan, iktidarı paylaşmamak adına Türkiye’yi uçurumdan aşağı savurmaya hazırdır.”