
Ali BADEMCİ
Sağolsun AKP, geniş “Yandaş Medya” veya “Havuz Basını” desteği ile Devlet Bahçeli tam bir “Hayırcı” konumuna oturtulmuştur. Maşallah Başbakan da her gece birkaç kanalda bu tutumunu sürdürmektedir. Bay Tuğrul da 8 Haziran’da Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı ile görüştüğünü ima etti ki seçim arifesinde iyice kafaları karıştırdı. Şimdi ülkücüler birbirine “Neler Oluyor” diye soruyor! Maalesef moraller bozuk! Gerçekten neler oluyor anlayabilmiş değiliz! Bizler düz bir MHP seçmeni ve parti ile liderinin verdiği kararlara harfiyen uymaktayız! Her şeyi ve her olumsuzluğu sineye çekiyor “Vardır bir hikmet” diye kendi kendimizi kandırıyoruz! Fakat himmet ve hikmetle karın doymuyor, ufuklar açılmıyor, zihinler kendini yenileyemiyor!
AKP, İŞID sempatizanlığından kendini sıyırdı; halbuki bir zamanlar Bülent Arınç gibi en yetkili ağızlar ülkede en fazla IŞID sempatizanının AKP’liler arasında olduğunu söylüyordu. Şimdi siyaset emeklisi olan Arınç’ın kendi gitti ama dobra dobra çıkışları bizlere adı yadigar kaldı. Cumhuriyetin temel direği MHP’de elbette şu “Reddiyecilik”in iyice açıklanması gerekiyor. Hadi HDP işini millet az çok anlamıştı, fakat şu günlerdeki “Milli Yas” ortamında iyice kafalar karışmış durumdadır! Biz için için yanıyoruz; sanki parti dağılma dönemine girmiş gibi bir hava var! Vekilliği garantilemiş görünenler günde onlarca SMS ile MHP’lilerden MHP için rey isteyerek durmadan sevimsizliklerini hatırlatıyor az çok unutulmuş olan memnuniyetsizliği gündeme getiriyor!
Sayın Bahçeli Başbakan’dan sonra CHP Genel Başkanı’nın da randevu talebine olumlu cevap vermemiştir. Elbette bunun bir açıklaması ve kendilerine göre haklı gerekçeleri vardır. Bunlar ne gibi sebeblerdir, belki biz anlayamıyoruz ama kamuoyu ve ülkücüler de bu tutum sebebiyle itiraf edelim ki infial halindedir. Şunu da kabul edelim ki kuvvetli bir seçim çalışması yok! Mitinglerin minimize edildiği açıklandı; ülkücüler bu kadar karışık olayların meydana geldiği ülkemiz ve bölgemizde kendini nasıl anlatacaklar! Bir çiçekle yaz mı gelir ki! Sayın Oktay Vural’ın günlük bir bağırtı ve çığırtısından başka ses yok! Son “Hayırlar”ın bilhassa açıklığa kavuşması ve anlatılması gerekiyor! Şimdi eski muhabbet ortağımız CHP de Genel Başkanı ağzından Bahçeli’nin “Reddiye”sini ilân ediyor! HDP bile kendini terörist kimliğinden sıyırma ve te’vil etme çabaları içerisindedir! Biz ne yapıyoruz ve ne yapmağa çalışıyoruz?
Her fırsatta, “MHP ülkenin ve rejimin temel direğidir” diyoruz! Bu direk sallanıyor mu? Hareketsizliğin alâmeti nedir? Sürekli kendimizi ve camiamızı teskin etmeye çalışıyoruz! Dâvâmıza, fikirlerimize, siyasi hareketimize, liderimize bu kadar bağlılığımız ile pusuda yatanlar bizimle dalga geçiyor! Ülkücüler bu kararsızlığı hakketmiş değildir! Ülkenin nizamsızlığına iştirak eden bir arkadaşımız gösterilemezden olumsuzlukların başları olanların kendini taca atan partilerin üyesi ve mensubu çıkıyor!
Son olaylardan IŞİD zanlı görülüyor, ülkemize bu zihniyet ne zaman geldi, kim getirdi, kimin zamanında palazlandı, fikri kaynakları kimlerdir? Aynı şekilde PKK terörü nasıl doğdu, kimin kucağında büyüdü ve bu hale nasıl geldi? Neden bunları görmemezlikten geliyoruz! Ne için söylemiyoruz? PKK Marksist ve sol tabanlıdır; bunların mutlaka ayrıldıkları bir aileleri yok mu? IŞİD bir siyasi İslâm örgütüdür; Türkiye’deki akrabaları kimlerdir? PKK ve IŞİD gökten zembille mi indi? Bunalımlı ve bunalan Türkiye’de ülkücüler ve milletin maşeri vicdanından başka kargaşaya girmeyen “B” güçleri var mı?
Vallahi her seçim ve zamandan daha önemli günlerin arifesindeyiz! Bahçeli kendini tam ortaya koymak zorundadır! Artık ülkedeki durumun sineye çekilecek hali kalmamıştır. Neden konuşulmadığını bilmek ve anlamak zorundayız! Hava ve cıva ile gemi yürümüyor, yerinde durmaya çalıştığı için de demek pek fark edilemeyen sebeplerle su alıyor!
Muhabbetle.