
Eğer su mecraına oturmazsa hepimizin yapacağı iş budur; hiç ortalığı germeye ve dâvâ arkadaşlarımızı kırmaya ve birbirine düşürmeye hakkımız yoktur. Ne yapalım 17 seneden beri yanında olduğumuzdan pişmanlık duyar, sineye çekeriz; kendimiz ettik kendimiz bulduk. Bakalım saltanat sürenler daha ne kadar makamını koruyacak ve Genel Başkan’ı yanlış yönlendirecekler. Yapacağımız iş çok, eskiden olduğu gibi derneklere kapanır, eğitime devam ederiz.
Ali BADEMCİ
Hepimizin muzdarip olduğu 1 Kasım seçim sonuçlarını MHP olarak o günden beri kendi aramızda tartışıyoruz. Meseleye neresinden bakarsanız bakın hararetli bir şekilde Olağanüstü Kurultay talepleri öne çıkmaktadır. Genel Başkanımız İl Başkanları toplantısında Başkanlar’a söz verseydi elbette bu talepler ifâde edilecekti. Böyle bir imkân tanınmadığı illerine dönen Başkanlar tabana ve yönetim kurullarına düzgün cevap verememişler, üstelik “Bizi sattın mı?” gibi garip sorulara muhatap olarak yeni bir huzursuzluk yaratmışlardır. Herşeyden evvel meselenin bu yönü çok önemlidir ve medya MKYK ile tabanın çelişen görüşleri yüzünden meseleye çok ilgi ile yaklaşmıştır.
İhraç edilip makkeme kararı ile geri dönen olan Sinan Oğan en önce ortaya çıktı, sonra Koray Aydın Kurultay isteklerini yüksek sesle ifâde ettiler ve aday olacaklarını açıkladılar. Atamız Gün Sazak Bey’in oğlu Süleyman Sazak’ın da sık sık açıklamalarını gördüğümüz “Aksakallar” grubunun adayı olarak görülüyor. Fakat sanıyorum bizzat kendisi açıklama yapmadı. Bugün de Meral Akşener aday olduğunu çok kibar ve nazik bir dille açıkladı. Bunlara söyleyecek hiçbir yok. Sanıyoruz ki açıklamalardan Sayın Bahçeli ve MKYK’ndan başka rahatsız olan yok! Üstelik ülkücüler bu açıklamalara çok ilgi göstermektedir. Sayın Akşener herkesle görüşüyor; bir numarası olmayan şu fakiri de aradılar; diğer arkadaşlarla da mükrreren görüştük. Bu görüşmelerin gizli ve makul olmayan tarafı yok! Elbette yeni bir mesele yaratmamak için arkadaşlar çok dikkatli davranıyorlar. Bunları ve taleplerini şiddetle reddetmenin de hiçbir anlamı yok! Bizler her zaman sayın Bahçeli’yi otorite kabul ederek yanlarında olduk, yanlış olduğunu bildiğimiz halde kararlarına ve emirlerine uyduk.
Sayın Bahçeli’nin 1 Kasım sonrası parti içi açıklamalarına katılmak mümkün değildir. Kendilerini seçen delegelerle bir Olağanüstü Kurultay talebi var, bunu saygı ile karşılamak gerekmiyor mu? MKYK’nun partiyi getirdiği nokta belli, iyi olduğunu hiç kimsenin söylemesi mümkün değildir. Yani MHP içinde üst yönetimde bulunanlardan akıllı insan yok mu? Dolayısiyle bu durum süratle bir keyfiliğe ve inatlığa doğru gidiyor. Bir yönetim kendini seçen kendi yazdığı delegelerden bu kadar korkar mı? Sosyal medyada Kurultay çağrıları milyonları aşmış durumdadır. Yarın bir gün bu istekleri ileri süren dört arkadaş Anadolu’ya açılırsa ne yapacaksınız? Herhalde partinin kapılarını onlara kapatmayı düşünmüyorsunuz! Araya Ocak-Bucak girmeyecektir!
Akşener basın toplantısında görüşlerini çok güzel ifâde etti; Bahçeli’nin aksine herhangi bir kin, inat ve düşmanlık ifâdeleri yoktur. Amaç MHP’yi gerçek kimliği ile iktidara taşımaktır. Bu beyanlara itiraz etmek veya tepki koymak da mümkün değildir. Böyle bir yol izlenirse insanlar birbirine düşer. Sayın Akşener, Genel Başkan seçimle gelmiştir, katiyyen istifa etmesini istemiyoruz. Kendini ve yönetimini seçen delegeye müracaat edelim diyoruz. Sayın Akşener’in geniş açıklamalarından sonra ortam daha da gerginleşir mi? Mümkündür ve bu açıklamalara sakin yanaşılmadığı müddetçe daha ağır bir bunalım ortaya çıkacaktır.
Olağanüstü Kurultay için üç veya dört aday anlaşmış vaziyettetir; gerekli imza toplanabilir mi? Elbette toplanır ve dört aday bir kişinin etrafında birleşerek adaylığı teke de düşürebilirler. Tabii bu husus seçimli Kurultay’ın önünün açılması ile ilgilidir. Daha evvel Genel Başkan Kayyum’u işaret etmişti. Bu yol katiyyen doğru değildir; çünkü mevcut yönetim o zaman kendinin iflâs bayrağını çekmiş olacaktır. Akşener’in ilginç sözlerinden birisi de Başaramazsak bir daha aday olmam ve siyaseti bırakır sade bir ülkücü olarak yaşarım. sözleridir.
Eğer su mecraına oturmazsa hepimizin yapacağı iş budur; hiç ortalığı germeye ve dâvâ arkadaşlarımızı kırmaya ve birbirine düşürmeye hakkımız yoktur. Ne yapalım 17 seneden beri yanında olduğumuzdan pişmanlık duyar, sineye çekeriz; kendimiz ettik kendimiz bulduk. Bakalım saltanat sürenler daha ne kadar makamını koruyacak ve Genel Başkan’ı yanlış yönlendirecekler. Yapacağımız iş çok, eskiden olduğu gibi derneklere kapanır, eğitime devam ederiz
Muhabbetle.