Ali BADEMCİ
Hafta sonu MHP MKYK ve İl Başkanları toplantısıdan da camiayı ferahlatıcı bir haber çıkmadı. Her iki toplantının da soğuk geçtiği ve toparlanma gibi yeni mesaj vermediği görüldü. Dolayısiyla dağınıklığı körükleyen mahfillerin Genel Başkana yönelik saldırıları hızını kaybetmedi. Esasında Genel Başkan’ın çok ılımlı bir şekilde mağlubiyeti şahsen yüklenmesi ve hesap vermesi bekleniyordu. Basındaki haberlere göre onun haricinde konuşan olmadığı gibi herhangi bir tartışmaya da girilmemiştir. MKYK sadece boş olan iki Genel Başkan yardımcılığına atama yapmış; yani mutad bir toplantı havası var, İl Başkanları da durumdan hoşnut değil, çünkü tabana hangi çözümü götüreceklerini bilmiyorlar ve gelmişken şöyle bir Ankara geziyorlar.
Bahçeli’ye karşı Medya olumsuzluğu bütün hızı ile devam ediyor; bu sebeble “Genel Başkan” gidecek gibi düşüncelerle adaylar çıkıyor! Normal mi? İyice düşünmek gerekiyor! Eğer beklenti “Kurultay” istikametinde ise elbette normal! Boşalan bir makam mutlaka dolacaktır! Yok böyle bir şey yoksa aday çıkışlarını açıklamak çok zor! İmza toplanıyor, koltukta gözü olanlar Anadolu’yu dolaşıyorlar! Elbette bunları çok kötüye yormamak gerekiyor! Çünkü yakın devir siyasi hayatımızda kurultay bile toplayamadan batan siyasi partiler var! Bu bakımdan ülkücülük adam gibi ayaktadır ve bir takım tasavvurlara rağmen bu kaosun da içinden çıkacaktır.
Çok yazık ki bu ortamda 17 yıl başımızda taşıdığımız insan çok yıpranıyor; saldırılar ve fesadın dozuna ulaşmak kabil değildir. Ortaya atılan iddialar ve bizatihi yapılan açıklamalar şeref ve haysiyet duvarlarını aşmıştır. Bir MİT tartışması almış başını gidiyor, özel hayata ve mahremiyete girmek iddia sahiplerini biraz daha çirkinleştiriyor! Bu iddialara bakılırsa böyle bir lideri kaç zamandan beri başında taşıyanların da vebali yok mu? Şahsen bizler yıllardan beri bu işi yaptık ve böyle ahlâk kurallarını aşarak değil nezaket içinde tenkidimizi yaptık! Bahçeli dışarıdan ithal edilmiş birisi değildir! Biz seçmedik mi, kafamıza silâh mı dayadılar!
Şunu mutlaka kabul etmek lazımdır ki bu kadar eziyete dayanacak bir yürek yoktur, bu sebeble Beyefendi’nin psikolojisi epeyce bozulmuştur. Hafta sonu yaptığı açıklamada “Yeterli imza toplansa bile Kurultay’a gitmem, mahkemeye başvurup Kayyum tayin ettirsinler” demesi aklın alacağı bir şey değildir. Çünkü “Kayyum” müessesesi idaresizlik demektedir ve bir kuruluş idarede acze düşerse ancak bu yola başvurulabilir.. MHP’de böyle bir durum olmadığını bizzat kendileri vurgulamaktadır. Sonra yıllarca yanında bulunan ve MHP Meclis Başkan Vekilliğini yapan Meral Akşener için “Bir Kadın” diye sözetmesi hiç de onun nezaketine yakışmamaktadır. Halbuki Akşener’in diğer arkadaşlar gibi hâlâ aşırı bir hareketi sözkonusu değildir. Bu nemertilerden aşırı derecede etkilenmek ne dereceye kadar doğrudur.
Şunu anlıyoruz ki, seçimle gelen Genel Başkan ve yönetim sükunet için kafa yormamaktadır. Bu seferki mesele 12 Eylül ve 2001 krizinden bin beterdir. Ülkücüler hiçbir zaman bu kadar tartışmamıştı; 1 Kasım tarihinden beri başımıza gelenler tam “Kara Kasım” dır. Tahmin ediyoruz ki işin bu boyutu henüz kavranmamıştır. İddialar üzerine yeni iddialarla gitmek çemberi biraz daha büyüterek yaygınlaştırmak çok heyacanlı olan camiamızda huzursuzluktan başka bir şey çıkarmaz. Zaten ömürümüz kendi aramızda hesaplaşmakla geçmiştir. Her gelen kendilerini getirenlerden intikam alırcasına icraat yapıyor. Genel Merkezi bırakın İl-İlçe teşkilatları ve MHP Belediyelerinin durumu bu değil mi? Bugüne kadar hangi üst alta söz geçirebildi?
Ülkücülüğe bu kadar eziyet etmeye kimsenin hakkı yoktur. Bu işi kim hallederse etsin, dayanılacak durum kalmamıştır. Elbette Bahçeli’nin yanındayız fakat arkasında durma imkanı her geçen gün biraz daha azalmaktadır. Bu kadar asabiyet, bu kadar gerginlik ve hatta bu kadar inat etmeleri anlışabilmiş değildir. Daha geniş; işin hâl çaresi, mutlaka bulunmalıdır. Rüzgar fırtınaya dönüşmeye başlamıştır. Ve son çare olarak isyanlara dönüşecektir.. Anadolu kaybedilmek üzeredir; taban kavga ve hadise değil huzur istiyor. “Kayyum”gibi yüz kızartıcı bir iş hareketi bitme noktasına getirir.
Muhabbetle.