Ali BADEMCİ
Bazı insanlar durmasını ve düşünmesini bilmez; bunlardan biri de geçmişte bizim dediğimiz insanlardan N. Kemal Zeybek! Evet MHP’de bir tartışma var, yıllar önce bu özelliğini kaybetmiş bir insan iki de bir ne için böyle ortaya çıkıp da kendini biraz daha rezil eder, anlamak mümkün değil! Bir süre evvel böyle oldu hatırlayacaksınız yazdık; içi boş cevap cevap üstüne! Şahsen tanımayız, ama Tunceli’den aday yapılmamasını da eleştirmiştik! Bu insan ne yapmak ister? Türkistan’da kendini rezil etti, Ahmed Yesevi’yi de boş ve artist edası ile bitirdi!
Zeybek Ulusal TV’de Bahçeli’nin MİT mensubu olduğunu açıklamış ve şarlatan S. Önkibar da mal bulmuş muğribiye dönmüş! Dolayısıyla hergün biraz daha kendini çamurlara atıyor! Esas “Mensub-u Âli” herhalde kendileri ve belli hali ile S.Önkibar! Olmayan şeyleri olmuş gibi gösterip karışıklık yaratmak ve insanları birbirine düşürmek. Ne olacak MHP karışırsa sana “Aman gel kurtar bizi Namık” mı diyecekler. Olmaya oldu Önkibar’ı da muavin yap bari! Üslubuna katılmam, lâkin Şefkat Çetin ağzının payını vermiş. Ama önce şarlatanın Oda TV’de yazısına ait haberi okuyalım:
“Aydınlık yazarı Sabahattin Önkibar, eski ülkücü Namık Kemal Zeybek’e dayandırarak MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin MİT mensubu olduğunu iddia etti. Önkibar’ın programına katılan Zeybek ise bu iddiayı MHP’nin tarihi lideri Alparslan Türkeş’ten dinlediğini söyledi. Önkibar iddiayı bugünkü köşesinde şöyle anlattı: Yıl: 1976 Alpaslan Türkeş. Namık Kemal Zeybek’in yanına Ramiz Ongun’u katarak ülkücüleri bilinçlendirmek için seminer gruplan oluşturmasını ister. Her meslek grubundan seminerci isimler belirleyen Zeybek üniversite öğretim görevlileri adına hiç tanımadığı ama adını duyduğu asistan Devlet Bahçeli’yi düşünür. Ramiz Ongun şu gerekçe ile itiraz eder: Bahçeli olmaz çünkü o MİT’çi. Namık Kemal Zeybek şaşırır ve bu beyanı Alpaslan Türkeş ile paylaşır. Türkeş: Ramiz Ongunun söylediği doğru… Bahçeli. MİT’in kullandığı bir isim. Kovarsak başka bir ismi aramıza sızdıracaklar ve o kim diye pek çok arkadaştan şüpheye düşeceğiz. Onun için bildik MİT’çiyi aramızda tutuyoruz. Evet tam 39 yıl önce yaşanan bu olayı Namık Kemal Zeybek, Ulusal Kanal’daki programımda açıkladı… Cevap verin Devlet Bey, Zeybek ve dolayısı ile Alpaslan Türkeş yalan mı söylüyor? Gönderin açıklamayı yayınlayayım.”
Ve Şafkat Çetin’in açıklaması:
“Milliyetçi Ülkücü Hareket’in düşkünlerine bak! Hürriyetçi, yuva yıkan! Ahlâksız mut’a nikahçı örtülü sapık, şerefsiz! Ar damarı çatlamış. Siyasetin oryantal Zeybek oyuncusu. Puşt. Mamak Cezaevinde başlayan satma ve kıçını kurtarmak için dansözleşmeyi şimdi de TV ekranlarında sürdürüyosun. Ülküdaşlarımızın kanında eli olanlarla. 12 Eylül öncesi Yanimahalle’nin köpeği olan yayın organlarında havlatıyorsun. Seni ve senin gibi piyasaya sürülenleri 47 yıldır çok gördük. Gereğini de yaptık. Havlayanların kullanım süreleri bitince hakkettiğini alırsın.”
Buyur Zeybek, al bu tabelayı göğsüne as ve TV’lere öyle çık. Zeybek ve Önkibar düpe düz yalan söylüyor! MHP Dâvâsı’nda da çok tartışılan “Eğitimciler” meselesi ile N. Kemal’in zerre kadar ilgisi yoktur. 20 kişilik guruba teklif ettiği tek isim Himmet Kayıhan’dır ki, onun da kendisi ile ilgisi yoktur ve 1967’lerde Hatay’da sağlık memuru olarak görev yapan bir Türk Ocak’lı bir arkadaşımızdır. Ara sıra övünüyor ama o tarihlerde bu adam ülkücü bile değildi! Zaten sonraki siyasi manevraları da bunu göstermiyor mu? Hayatı oradan buradan makasladığı üç beş kelimelik güya “Derviş Gazi Alperenler” gibi içini dolduramadı boş işlerle geçmiştir.
Ramiz Ongun ve Alparslan Türkeş’e izafe edilen iddialar da tamamen yalandır. Devlet Bahçeli, Ramiz Ongun’un en yakını ve hemşehrisidir. Eğer yazıldığı gibi düşünseydi ilk Kurultay’da onun lehine adaylıktan çekilmezdi ve “Tecelli böyledir” gibi laflar da etmezdi. Ramiz Ongun hayatadır; şarlatan onu arayıp soraydı, daha doğru olmaz mıydı? “Eğitimciler Müessesesi” nin kurucusu Zeybek efendi değil Ramiz Ongun’dur. Fakat o arada Ramiz Yedeksubay’a gidince kurulmuş teşkilatın başına oturdu? Eğitimcilik için Ramiz Adana’dan Şeyhim Rahmetli Ayhan Aksu’yu istiyordu, fakat o kabul etmeyince Süleyman Koçel (Rahmetli), Mehmet Sakarya, Sabri Erdem isimlerinde karar kılındı. Şahsen eğitimcileri tek tek tanırız, bu şahısların Zeybek ile ilgisi yoktur, hâlâ da düzgün ülkücü şahıslardır.
Ramiz Ongun adının öne çıkarılmasına da şahsen hayret ettim. Bu arkadaş kaç yıldan beri köşesine çekilmiş, münakaşalardan kendini ayırmış, ibadetini yapıyor, kitap okuyor ve Türk Ocakları’na gidip geliyor. Şu karışık durumda hiçbir gurup veya oluşum içinde de adını duymadık! Bahçeli ile de hiçbir düşmanlığı da yok! İşte bu adamlar gibi bazı şarlatanlar yıllardan beri aralarını açmağa çalıştılar! Tabii ki görüşüp görüşmediklerini de bilmiyoruz!
Bakalım daha kirli ağızlardan neler çıkacak? Şefkat iyi etmiş; ama yıprandıkça yıpranıyoruz, hiç kendi halimize bırakmıyorlar! Demek gerçek istihbaratçı, bilmediğimiz MİT bunlarmış! İnsan 17 seneden beri başında tuttuğu bir insana bu kadar olumsuzluk izafe eder mi? Ve bunu söyledikten sonra Alperen olabilir mi? Herkes yanlış yapıyor da gerçekten Ulusal Kanal eskiden beri yüklendiği kışkırtıcı görevi hakkıyla yerine getiriyor!
Sükûnet!