
Bu sakatlıkları hallederseniz herşey düzelir! Her ülkücü ile görüşmelisiniz! Bizler yaşadık ve gördük; Adana’da Türkeş kasaplarla, bonukçu, cınçıkçı ile teşkilât kurdu, şimdi sizler kimsenin yüzüne bakmıyor, ısmarlama ve diretme listelerle seçime gidiyor ve havanızı alıyorsunuz! Genel Başkan Adana-Hatay ve Mersin’den Haziran’dan fazla oy bekliyordu! Ne oldu yarısına bile yetişemediniz! Bunlar kaos sebebi değil mi?
Ali BADEMCİ
Ülkemizin genel iç siyaseti MHP’ye hayat hakkı tanımıyor; daha başlangıçtan, yani kırkbeş yıldan beri böyle. Ülkücü hareket büyüdükçe MHP gerilemektedir. Geçmişi hatırlayın, Demirel, Ecevit, Özal da MHP ile oynamadı mı? Evren’e karşı sevimsizlik olduğu halde o da bir ucundan tuttu. Evren “neden ben değil de Türkeş” demedi mi? Eh şimdi de Tayyip Bey oynuyor ki, Sayın Bahçeli bunu “MİT partimizi karıştırıyor.” Diye yorumladı. Daha neyi araştırıyoruz? Soyadı “Boşnak” olan bir akademisyen “Bahçeli, Devlet için partisini fedâ etti” gibi bir iddia MHP matbuatına taşındı! Benzer görüşleri Yeniçağ ifâde ettiği zaman ona “Hain” dendi, ama sanıyorum bu adama madalya takılmıştır. Şahsen Yeniçağ’ın iddiaları ile Bahçeli’nin yukarıdaki beyanını anlamakta güçlük çektiğimizi söylemeliyiz.
Bizim siyaset literatürümüzde iktidarlar, yani sorumlular sorumluluk kabul etmez! Olumsuzlukları daima “İç-dış” düşmanlar yapar! Buna isimde bulurlar; komplo ihtilâl ve saire! 17-25 Aralık’ta ne olu biliyorsunuz! Fakat hemen ardından bir “Paralel İşi” çıktı herşeyi unutturdular! Partiler hatta derneklerde de böyle! MHP gerçek anlamı ile kaosta; bunu halk biliyor, ama ne MHP ne de iç muhalefet farkında değildir. Fakat şuna kesinlikle eminiz ki, Sayın Bahçeli herşeyin farkındadır! Bilmeyen veya bilmek istemeyen onun ekibidir! Sakın, Bahçeli’nin onların emrinde olduğunu sanmayın, böyle bir şey kesinlikle mümkün değildir, çünkü Genel Başkan üzerinde hakimiyet tanımaz! O zaman neden böyle diye sorabilirsiniz! O da genel siyasi teamüllerimize dayanıyor: Liderler kendi altlarını hep zayıf adamlardan seçiyorlar! Gerçekten parti üzerinde etkin bir devlet denetimi olduğu için de “o adamlar” liste başlarına bir türlü kendi adamlarını oturtuyorlar!
Peki sorumluluk taşımama onlardan mı çıkıyor? Elbette hayır, çünkü onlar da normal bir Türk insanı! Elbette kötü niyetli “Ajanlar” falan değil! Devletteki gibi “Zayıf” adamlar o kadar! Devlet geleneklerimizde donanım ve beceriye göre adam seçilmediği için partilerdeki devlet artıkları da böyle! MHP’ye mahsus değil bütün partilerde bu gelenek fiilen çalışmaktadır. Bu sebeble partilerde devlet adamlarımız da siyaset üretemiyor ve bu iş tepedekilerin yaşama ve hayat şartlarına göre teşekkül ediyor veya stratejik ortaklarımızın görüşlerine biat ediyoruz! Bakınız devletimiz “Harb Sanayii”ne çok önem veriyor da özellikle “Hariciye” ve milli siyaset üretimi yoktur. Bunlar mutlaka ya dışarıdan fikir alarak yahud geçmişten etkilenerek veya masa başında yazılıyor, yaz-boz tahtası oluyor! İşte Irak ve Suriye politikaları böyle değil mi? Coğrafyanın bilindiği bile şüphelidir.
Konumuza dönersek MHP bu kaostan kurtulabilir mi? Mutlaka kurtulur ama sorumlular önce sorumluluğu kabul edecek! Yarın seçim olsa seçilemeyecek vekiller günü gün etmek yerine çözüm aramalıdır! Halbuki bunların tabanları ve tabanla fikren ve zikren ilgileri yoktur. Kendi köyünden 24 oy alabilen vekilin hangi tabanından bahsedebilirsiniz! Fol yok boncuk yok iken üç genel başkan adayı çıkmış da sürekli delegeler üzerinde çalışıyor; netice almaları mümkün! Lakin artık ülkücülükten uzaklaşmış ve hareketin umumi seyrinin dışında kalmış bir partiyi nasıl hizya getireceklerinin açıklaması yok! Evet “Balık baştan kokar” çok doğru bir atasözümüz! Kendi kendine yanlış ülkücülük tarifleri ile ortaya çıkanlara da şaşıyoruz! MHP’nin dışında nasıl ülkücülük yapılacak? Bir de bunlar var!
Elbette “Kaos”u çözmek için operasyon teşkilâtlardan başlamalı ve tavanı tamamen tasfiye etmelidir. Düşünebiliyor musunuz müracaatların son günü makamında kızını ders çalıştıran süslü-püslü Genel Başkan yardımcıları var! Bunlar devlet memuru gibi mesai bitimini ve bir an önce evlerine kaçmaktan başka bir şey düşünmüyorlar! Genel Merkeze gittiğinizde Genel Başkan’ın dışında görüşeceğiniz muhatabınız yoktur! Matbutla ilgilenecek görüş işaret edecek birini de bulamazsınız! Çünkü çoğu basın ve gazeteci düşmanıdır. Bu sebeble herkes aklına geleni yazıyor ve piyasaya atıyor! Nerede disiplin, nerede bilgi, nerede ilgi?
Bu sakatlıkları hallederseniz herşey düzelir! Her ülkücü ile görüşmelisiniz! Bizler yaşadık ve gördük; Adana’da Türkeş kasaplarla, bonukçu, cınçıkçı ile teşkilât kurdu, şimdi sizler kimsenin yüzüne bakmıyor, ısmarlama ve diretme listelerle seçime gidiyor ve havanızı alıyorsunuz! Genel Başkan Adana – Hatay ve Mersin’den Haziran’dan fazla oy bekliyordu! Ne oldu yarısına bile yetişemediniz! Bunlar kaos sebebi değil mi?
Muhabbetle.