
Kim ne derse desin delege, halk, partili nazarında kurultay şart görülüyor. Buna karşı direnmenin yanlışlığı ise gün gibi aşikar. Gerçekten kurultay isteyenlerin sayısı hergün artıyor ve açıklandığı zaman insanı hayrete düşürecek sonuca doğru gidiyor. Bu durumu görmeyen sadece Genel Merkez’dir! Dolayısiyla ya parti boşalacak veya Kurultay yapılacak! Dayanmak hemen hemen mümkün değildir. Sayın Bahçeli’nin AKP’ye saldırması gibi kendi partililerine de aynı muameleyi yapmasının neresi doğrudur? Karşında yıllardan beri aynı saflarda bulunduğunuz insanlar var; bunları yok sayamayacağınız gibi, hepsine ayrı ayrı küçültücü sıfatlar da takmak hiç doğru değildir. Tekrar tekrar düşünmek gerekiyor.
Ali BADEMCİ
Yahya Kemâl’in “Sessiz Gemisi”ni elbette bilmeyenimiz yoktur. Her satırında bir anlam ifâde eden o şaheser sesliliği, bugünlerde çok sesli bir milliyetçilik, ülkücülük ve MHP’ye elbette uyarlanabilir. Ağır seçim mağlûbiyetinin ortaya koyduğu gerçekler üzerindeki tartışmalar maalesef her ortamda devam ediyor. İşin ilginç yanı belki MHP’li olmayan insanlar da bu mağlûbiyete dudak büküyor ve fevkalâde çözümler ortaya koyuyor. Adeta MHP’nin yaşaması ve Türk siyasi hayatında tepelere tırmanmasını isteyen bir halk desteği var. Camiada herkes bir kafadan konuşuyor ama halk desteği ve temennilerinin kimse farkında değil. Vaki konferanslarımız dolayısiyle memleketin en ücra köşelerindeki yüksek eğitim kurumlarının davetlerine icabet edip tamamen politika dışı konuşuyoruz ama etkinlik öncesi ve sonrasında konu dönüp dolaşyıp MHP hezimetine geliyor. Adımızla ülkücülüğün neden bu kadar eşleştiğini değerli öğrencilerimiz elbette bizlerden iyi bilmektedir.
Bir alışkanlık ve belki de görev gereği dönüşte zaman müsaitse MHP genel merkezine uğrar ve açizane tesbitlerimizi Sayın Genel Başkanımızla paylaşırdık. İnanın belki de ilk defa son Zonguldak dönüşümüzde uğramadık. Çünkü belli ölçülerde rahatsızlığımız bulunmaktadır. Şahsen Genel Merkez’de zâtı âlilerinin dışında şahsen tanıştığımız kimse olmadığı gibi tanıyanın de olduğu kanaatinde değiliz. Biraz da isteksizlik buradan gelmektedir. Maalesef Genel Merkez kadrosu 17 yıllık iktidarında ülkücülerle entegre olamadı. Partide tanıdık insanları da ancak Bahçeli’nin kapısında görebiliyoruz. Bu bir gariplik değil mi? Ankara’da tamamı parti dışında bulunan 50 yıllık dâvâ arkadaşlarıma da mutlaka uğrar en az bir öğle yemeği davetlerine katılırdım. Bizim eski ülkücülerin “Vatan Kurtarma Muhabbetleri” pek keyiflidir. Tabii biraz tezvirat da var, o da hoş olmuyor değil. Dışarıdan bakınca Genel Merkez’de aklı yanlış basanlar bunları hep “Muhalif” diye tanımlar. Halbuki hiç de öyle değildir. Çünkü artık ilk kuşak yaşını başını almıştır. Dikkat ediniz kurultay isteyen ve aday olmayı düşünen ilk kuşak mensubu yok! Onlar yenilerin arkasında da gitmezler! Çünkü az-çok hepimizde bir ülkücü inatlığı var! Genel Başkan da öyle! Bu şartlarda neden bu kadar mesafeli durulduğunu anlamak mümkün değil!
Mevcut MHP teşkilâtları hazır bunalıma çözüm getirecek durumda değildir! Teşlilâtlar ya çok genç ve tecrübesiz, yahud da şu veya bu düşüncenin ürünü olarak yapıştırma adamlar! Alparslan Türkeş’den gelen “Lider” geleneği genç teşkilât yöneticilerinde hâkim, soru soran vatandaşa bile iyi muamele etmiyorlar ve bu durum sanki Bahçeli ile ilişkilendirilerek onun şahsını yıpratıyor. Bir kere bu yol yanlış! Eski yeni müşterek kanaat huzursuzluk önlensin de nasıl yapılırsa yapılsın şeklindedir. Elbette bu gürültüleri hissetmemek mümkün değildir. Olası bir Kurultay’da Bahçeli’nin yeniden adaylığına söyleyecek söz bulunmadığı gibi, seçilemeyeceğini söylemek yanlıştır. Çünkü delege uzun yıllardan beri gelen ve kendilerinin seçtiği delegelerdir. Evet bunlar arasında huzursuzluk vardır; lâkin bunları zecri tedbirlerle değil iknaa ederek ancak yanınızda bulabilirsiniz.
Kim ne derse desin delege, halk, partili nazarında kurultay şart görülüyor. Buna karşı direnmenin yanlışlığı ise gün gibi aşikar. Gerçekten kurultay isteyenlerin sayısı hergün artıyor ve açıklandığı zaman insanı hayrete düşürecek sonuca doğru gidiyor. Bu durumu görmeyen sadece Genel Merkez’dir! Dolayısiyla ya parti boşalacak veya Kurultay yapılacak! Dayanmak hemen hemen mümkün değildir. Sayın Bahçeli’nin AKP’ye saldırması gibi kendi partililerine de aynı muameleyi yapmasının neresi doğrudur? Karşında yıllardan beri aynı saflarda bulunduğunuz insanlar var; bunları yok sayamadığınız gibi, hepsine ayrı ayrı küçültücü sıfatlar da takmak hiç doğru değildir. Tekrar tekrar düşünmek gerekiyor.
Muhabbetle.