TÜRKİYE Mustafa Koç‘tan sonra peş peşe iki önemli insanını daha yitirdi. Siyasetçi Kamer Gençve edebiyatçı Tahsin Yücel hayata veda ettiler… Bir yandan verdiğimiz şehitler, bir yandan kaybettiğimiz aydınlar hiç kuşkusuz yüreklerimizi dağlıyor… Kamer Genç önemli siyasetçilerimizden biriydi. Yıllarca yasama görevi yaptı, cumhuriyete, demokrasiye, özgürlüklere, hukuka sahip çıktı; ülkenin anayasa ve yasalarla yönetilmesi için konuşmaktan ve yol göstermekten usanmadı… Tek kişilik parti gibiydi; Atatürkçü kişiliğiyle cumhuriyetin bütün kazanımlarını savundu. Hoşsohbet bir kişiliği vardı, sözünü sakınmaz, her uygunsuzluğu da halkın gözü önüne sererdi… Bildiği doğrulardan şaşmazdı… Uzun siyasal hayatında Meclis Başkanvekilliği de yaptı; Fransızca biliyordu, iki çocuk babasıydı, AKP’nin en çekindiği ve korktuğu muhalifti. ………………………………………………….. Tahsin Yücel merhum, Galatasaray Lisesi’nden ağabeyimizdi. O son sınıfa geldiğinde biz lise birinci sınıftaydık. Sessiz, sakin bir mizaca sahipti. Biz bahçede top peşinde koşarken Yücel elinde bir kitap olduğu halde koridorları arşınlardı. Onu her saniye bir kitap okurken görebilirdiniz. Üniversitede Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuştu. Yüksek lisansını Paris’te tamamladı; o nedenle akıcı bir Fransızcaya sahipti. Birçok tercüme yaptı; kendi öyküleriyle ve romanlarıyla öne çıkan bir yazardı. Yerli ve yabancı pek çok edebiyat ödülünün de sahibiydi. ………………………………………………….. Kamer Genç‘e ve Tahsin Yücel‘e Allah’tan rahmet diliyorum, mekânları cennet olsun… * * * OSMANLI olmayı her alanda olduğu gibi futbol dünyasında da yaymak ve tırmandırmak için var güçleriyle çalışıyorlar.
Gökçek Ailesi, Ankaraspor kulübünün adını Osmanlıspor Futbol Kulübü olarak değiştirdi…
Ankara ülkemizin Başkenti…
Cumhuriyetle birlikte bu sıfatı almış, hızla gelişmiş bir kentimiz…
Cumhuriyetimizin bütün simgelerini Ankara’da görmek ve o simgelerin estirdiği havayı solumak mümkün.
……………………..…………………………….
Başkent Ankara’nın tarihi itibarını Osmanlıcılık yaparak sarsmak istedikleri kesin…
Siyasal irade de, Osmanlı hayranlığını yıllardan beri İstanbul’u başkent olarak düşünmekle göstermedi mi?
Finans kurumlarının İstanbul’a kaydırılması boşuna değil, bu hevesin işaretidir…
……………………………………………………
Ankaraspor’a ait stadyumun adını da Osmanlıspor Stadyumuna çevirdiler. Böylece cumhuriyet karşıtlığına yeni bir simge daha kazandırdılar.
İlginçtir değerli okurlar; bu takımın her maçında stada “Yine geldiler, geri döndüler, yenilmez erler, yeniçeriler” yazılı döviz asarak sözde Osmanlıyı yadediyorlar.
Kulübün armasına gelince, üç hilâl; insana MHP’yi çağrıştırıyor!
Böylece siyasetten sonra spora da cumhuriyet karşıtlığı bulaştırıldı…
Acı olan bu tür eylemlerin futbolda da yer almasına Federasyon’un zerre kadar ses çıkarmaması…
Kim bilir belki de Federasyon’dan birileri talimat alarak Gökçek Ailesi’ni futbol dünyasına yeni bir anlayış ve kurum kazandırdı diye tebrik bile etmiştir.
* * * CHP Lideri Kılıçdaroğlu Parti Meclisi toplantısında yeni üyelere hitaben konuşurken iktidara da“Gelin birlikte demokrasiyi yerleştirelim” çağrısı yaptı…
Kılıçdaroğlu çağrısına “Dördüncü Devrim Manifestosu” adını vermiş…
Çağrı on temel maddeden ibaret…
CHP lideri, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu‘na “Biz hazırız, siz de hazırsanız gelin demokrasiyi birlikte getirelim” diye sesleniyor.
Bu çağrıya iktidardan yanıt geleceği kanısında değilim. AKP’ye göre ülkede demokrasi var, “Birlikte getirelim” lafı o nedenle muhalefetin
kurduğu tuzak olarak algılanıyor…
……………………..………………………………
Mevcut demokasi anlayışının değerlerine baktığınızda iktidarla ana muhalefet partisinin farklı kriterlere sahip olduklarını görürsünüz.
Mesela düşünce ve ifade özgürlüğü…
İktidar “Var” diyor, muhalefet “Yok”…
Keza basın özgürlüğü…
İktidar bu özgürlüğün olduğu, hatta çok ülkeden fazla olduğu konusunda ısrarcı; ana muhalefet ise hapishaneleri ve mahkemelerdeki davaları göstererek basının özgür olmadığını ileri sürüyor…
Milli irade, birinci sınıf demokrasi, yargı bağımsızlığı, devlet anlayışı, özgürlükler ve toplumsal uzlaşma gibi maddelerin müzakere edilip yeni bir yapılanma sürecine girilmesinin iktidarın bilinen olumsuz tutumu yüzünden mümkün olmayacağı, birinin bile hayata geçirilemeyeceği kanısındayım.
Demokrasinin çağdaş normlara ulaşmasının önündeki tek engel AKP zihniyetidir ve yasama görevini ikbal sayarak ona âlet olanlardır.
Kılıçdaroğlu’nun manifestosuna iktidardan olumlu bir karşılık beklenmesin!