Böyle zayıf, dedikoducu, projeleri olmayan, kavgacı bir MHP kimse istemiyor. Daha akıllı, geleceği gören ve okuyan kadrolar istiyoruz. Bakın o zaman ülkenin ufku nasıl değişecektir.
Ali BADEMCİ
MHP’de “Muhalifler gibi çok gereksiz bir deyimle anılan “Kurultay İsteyenler” topladıkları 543 “Genel Kurul Delegesi” imzasını Genel Merkez’e ulaştırmış bulunuyorlar. Elbette bu sayı bir depremdir. Fakat çok badirelerden geçmiş olan Türk Milliyetçiliği bu işi bir başkaldırı yerine sükûnetle karşılamalıdır. Hareket yeteri kadar küçülmüştür; gelinen nokta, her şeyden evvel bugüne kadar yapılan çalışmalar ve elde edilen sonuçları sıfırlama noktasına taşınmıştır. Bu sonucu iyi tahlil etmek ve başarılı bir şekilde aşmak gerekiyor. Türk Milliyetçileri artık kılıç kullanılmasını istemiyor; sakin, kanun ve kuralları uygulayan bir MHP arzu ediyor. Kime sorarsan sor “MHP’liyim ama şu sebeplerden ötürü AKP’ye rey verdim.” diyor. Bundan daha önemli bir şey var mı?
İmza toplayan arkadaşlarımızın üçü de ülkücüdür; bir kere bu hususu iyi tesbit gerekiyor. Elimizde çamur taşımamıza gerek yoktur. Fakat şunu iyi bilmek gereklidir ki bu hareket Sayın Bahçeli’ye karşı bir başkaldırı da değildir. Daha baştan beri yakın çevresi ve kadrosu ülkücüler tarafından kabul edilmemiş ve sürekli tenkid edilmiştir. İşte esas mesele budur ve bu hususu gayet iyi okumak gerekiyor. Üye kayıtları, delege ve aday tesbitleri sanki parti dışında hazırlanmış listeler gibidir. Zaman zaman Genel Başkan bile bu görüşlere katılmıştır. Kusura bakmayın ama bugün için MKYK’na “Bir kamyon kereste” gibi çok olumsuz nitelemeler yapılmaktadır. Esasında bunu duyanlar yerlerinde durmamaları gerekirken vebalin çok kolay yollardan Genel Başkan’a yüklenmesinden rahatsız olmamışlardır.
Peki şimdi ne olacak? Yasalar Genel Başkan’a bir ay zaman veriyor; “Kurultay” isteyenler iyice incelenecek! Gönül ister ki havadan sudan bahaneler yerine düzgün cevaplar verilsin; çünkü bu bahaneler mahkemeye gidecek ve mahkeme tarafından kabul görecek! Buna göre sanıyoruz ki “Kayyum” müessesesine müracaat edilecek. İşte işin bu safhası tam bir rezalettir ki Genel Başkan makamını kaybederek karşı tarafın lideri durumuna düşecek. Bundan kötü bir durum olabilir mi? Halbuki hâlâ Genel Başkan’ın kendini temize çıkarmak ve alacağı pek radikal kararlarla yeniden seçilmek imkânı vardır. Bu sebeble yazının tersinden okunmaması gerekiyor.
Sayın Bahçeli’nin ülkücülüğüne kimse bir şey söyleyemez; fakat yazık ki çalışacağı insanları bir türlü kendisi gibi insanlardan oluşturamadı. Derin oyunların sergilendiği siyaset ortamında partiyi zayıf adamlarla yürütmeye çalıştı. Elbette bunlar taşınmaya muhtaç insanlardı ve uzun iktidarı bu kişileri sırtında taşımakla geçti. İşte bu sebeble gelinen nokta bellidir ve barajın aşılamayacağı düzeydedir. Neden hâlâ başımızı kuma gömmüş inat ve ısrarları sürdürüyoruz anlamak mümkün mü? Herkesle beraber gülüp oynayarak yapılacak bir “Kurultay”ı “Şölen”e çevirmek mümkün değil mi?
Boşuna zaman kaybediyoruz, ülkemizin içinde ve dışında oynanan oyunlar bu kadar geride kalmamızı gerektiriyor mu? Şu yeni işle de bir zaman kaybedilecek; bunları ülkücüler hakediyor mu? Kurultay isteyen arkadaşlara da büyük görevler düşüyor, katiyen intikamcı olmamaları lâzım; tamamen pozitivist, her türlü tartışmadan uzak vakârlı bir durum sergilemelerini istiyoruz. Onlara bu imzalar kavga için değil huzur ve barış için verilmiştir. Artık biz taraftarların da huzura ihtiyacı yok mu? Üç beş mukallid ve muhbiri ne zaman kadar Genel başkan hatırı için başımızda taşıyacağız? Elbette âilesinin reyini alamayan adamlar ülkücü olamaz.
İnsanlardan ve tabandan uzak teşkilât anlayışını ne zamana kadar sineye çekeceğiz? Delege avcıları, kayıt silenler, sahte kayıt yapanlar ne zamana kadar ülkücü olmayı sürdürecekler. Siz ne derseniz deyin sessiz ülkücülük buharlaşıyor ve yerine birkaç damla gözyaşı bırakıyor! Elli yıldan beri taşıdığımız kafa ve gövdelerimizin bizlere ait olduğunu ne zaman anlayacağız? İşte bütün bu sebeplerle kavgalı gürültülü bir devri daim değil, sakin huzurlu bir gelecek ve hedefler istiyoruz. Bahçeli hiçbir zaman guruplar üstü bir kimliği temsil edemedi. Birçoğumuzu dinlemedi bile; dinlediklerinin de tekliflerini kaale almadı ve kendini fasit dairenin içinde buldu.
Böyle zayıf, dedikoducu, projeleri olmayan, kavgacı bir MHP kimse istemiyor. Daha akıllı, geleceği gören ve okuyan kadrolar istiyoruz. Bakın o zaman ülkenin ufku nasıl değişecektir.
Muhabbetle.