
Hareketin hepimizn üzerine yüklediği bir sorumluluk bulunmaktadır. Şahsen biz bu çalışmalarla kendimizi teselli ediyor ve ahir ömrümüzü tamamlamak istiyoruz. Kendini boşlukta hisseden ve az çok bu işlere yatkın olan arkadaşlarımızn hepsi böyle çalışmalar yapabilir. Fakat maalesef çok politize olduğumuz için bu işlere ilgi azdır ve bir elin parmakları kadardır. Hizmet mutlaka siyasetle olmaz. Nasıl olsa bugün değilse yarın böyle çalışmalar kabından taşarak belli bir siyaset oluşturacaktır.
Ali BADEMCİ
Bir koca yılı devirdik; şahsen artık bizim gibi ömürü bitirmeye yaklaşan insanlarda “Acaba bir şeyler daha yapabilir miyiz?” endişesi başladı. Elbette ne boş durduk ne de yan gelip yattık! Milliyetçiliğin şuurunda olan herkes bir şeyler yapmaya çalıştı. Ne yapalım demek daha fazlası olmuyor. Kabahati kendimizde arayıp siyasette kayıplarımızı telâfi etmemiz gerekiyor. Çünkü siyasette karşılığı olmayan düşünceler karşı olanlar tarafından kısa zamanda yozlaştırılıyor. Elbette siyasette de donanımlı insanlar gerekiyor; işte bu noktada çok yanlışlıklar yapıyoruz. Kusura bakmayın ama camiada biraz ilgi gördüğümüz zaman sanki şaşırıyoruz ve kendimizi “Kutup” sanıyoruz. Mutlaka her Türk yiğittir; ama düşüncede gayet sabırlı dinleyen adamdır. Bize “Kendini beğenmişlik” birlikte olduğumuz milletlerden geçmiştir. Türk insanı her zaman gururlu ve şereflidir. Elbette görüş ayrılıklarımız olabilir; böyle meseleleri daha sâkin yaklaşımlarla çözmeliyiz! Üstümüze vazife olmayan işlerle hiç uğraşmamız gerekmiyor. İnşaallah yeni yıl milliyetçilerin meselesiz ve birlikte hareket ettiği bir yıl olur.
Okullar açılınca sosyal hayatımıza bambaşka bir renk geliyor. Maşallah üniversitelerimizde çok akıllı bir nesil geliyor. Geçen yıl yirmi bir öğrenci kulübünün davetine uyarak Türkmenler, Enver Paşa – Basmacılar konferanslarında bulunduk. Bu sene ilk sömestr Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit Üniversiteleri’ne geçen senenin üzerine bir defa daha gittik Suriye’de Türkmenler ve Bayır Bucak konuştuk. İkinci sömestr hemen hemen Nisan a kadar dolmuş vaziyetteyiz. Kış çetin geçiyor, maalesef uzak yerlere gidilemiyor, fakat söz verdiğim yerlere bu yıl ulaşacağım ve havalar düzelir düzelmez çetin otobüs yolculuğuna şimdiden hazırız. Sık sorulan soru talep; elbette yol ve konaklamanın dışında hiçbir bedel kabul etmeyeceğimizi yazmıştım.
2015 yılında kitapların okuyuculara ulaşmasından çok memnunuz. Ötüken’de 5 kitabımızdan 4’ünün baskıları yenilendi. Editör yeniden elden geçirdi ve en küçük hata kalmadı. Kitapların yeni baskılarında geniş tadilâta zaten karşıyız, Suriye kitabına “Bayırda Yesevilik” adılı küçük bir bölüm ile “İşkence” kitabına birkaç sayfa ilâve yaptık. Yeni baskıların tertemiz çıktığını mutlaka ifâde etmeliyim. Olmayanların takibini yapıyoruz ve yeni baskıları yapılacaktır. Kitap Fuarları’ndan ulaşabildiklerimize gidiyoruz, bu sene baştan sonrasına kadar Adana fuarındayız, 10 Ocak Pazar günü konferansımız da var.
2016 ilk yarısında ard arda iki kitabımız yine Ötüken’den yayınlanacak; İran’da Türkler’in Bin Yılı ve Şamanizm’den Kızılbaşlığa Şiiliğin Türkmen Yüzü. Bu kitapların ikisi 1200 sayfa! Suriye kitabından sonra iki yıllık emeğimdir. İnşaallah umuduğumuz sonucu elde edeceğiz. Elbette bu iki kitap devamlı ve sıkı çalışmanın ürünüdür. 1980-2005 arasında zaman zaman çalışılmış ve çeşitli sebeblerle rafa kaldırdığımız kitaplardır. Cengiz ve Yasası, Timur Ve Tüzükatı da öyle! Hatta bu son kitabı 1978’de tamamlaştım. Bu sene Moğollar ve Cengiz Han’ı müstakil çalışarak daha derinliklere inmek niyetindeyiz. Biblioğrafya sıkıntısı çekmezsek her halde yıl sonuna kadar tamamlacağız. Acelemiz var!
Kitaplarımız elbette tam akademik ölçülerde değildir; daha ziyade ufuk açmak ve belli bir görüşe yaklaşmak istiyoruz. Sanıyoruz bunların üzerine akademik çalışmalar yapılabilir. Mümkün mertebe yeterli ölçülerde olmasa da birincil kaynaklar üzerinde çalışılmaktadır. Fakat fazla okuyucuya ulaşması için ağır bilgilerden kaçınılmaktadır. Güvenilir ve doğruluğu ispatlanmış birkaç kaynakla yetinilmektedir.
Maalesef “Korbaşılar” gibi hacimli eserler herşeyden evvel yüksek fiyattan ötürü herkese ulaşmıyor. Dâvânın ilk sahipleri kitabı alsalar da okuyamıyorlar; uslübun da ağırlığını kabul ediyoruz. Halbuki “Basmacı” arşivinden çıkan en küçük bilgi bile başka araştırmaların önünü açar diye değerlendirilmiştir. İnşaallah yeni baskısında 40 yıldır aynı durumu muhafaza eden bu kitabı okunması için daha cazip hâle getireceğiz.
Hareketin hepimizin üzerine yüklediği bir sorumluluk bulunmaktadır. Şahsen biz bu çalışmalarla kendimizi teselli ediyor ve ahir ömrümüzü tamamlamak istiyoruz. Kendini boşlukta hisseden ve az çok bu işlere yatkın olan arkadaşlarımızın hepsi böyle çalışmalar yapabilir. Fakat maalesef çok politize olduğumuz için bu işlere ilgi azdır ve bir elin parmakları kadardır. Hizmet mutlaka siyasetle olmaz. Nasıl olsa bugün değilse yarın böyle çalışmalar kabından taşarak belli bir siyaset oluşturacaktır.
Muhabbetle.