
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’nin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili kararını eleştiren açıklaması hakkında “Cumhurbaşkanı bir taş attı. Şimdi herkes o taşı çıkarmaya çalışıyor. Milletin iradesini ayaklar altına almaktır bu, yok saymaktır bu” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda, 2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine başlandı. Görüşmelerde MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural konuşma yaptı. ( Gökhan Balcı – Anadolu Ajansı )
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Erdem Gül ve Can Dündar’ın Anayasa Mahkemesinin hak ihlali yönündeki kararıyla tahliye edilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karara saygı duymadığı yönündeki açıklamalarını eleştirerek “Cumhurbaşkanı bir taş attı. Şimdi herkes o taşı çıkarmaya çalışıyor. ‘Ben gittikten sonra ülke karışacak’ dedi. Ülkesinin bu kadar çalkalanmasını bekleyen bir Cumhurbaşkanı ülkedeki kurumlar arasında huzuru nasıl temin edecek? İnsanların hukuk devletine bakış açısını bu kadar yaralayan bir kimsenin yurt dışına çıkmadan önce Türkiye’yi karıştırmaya yönelik bu iradesi huzurlu bir Türkiye istemiyor demektir. ‘Ben olmuyorsam Türkiye’de huzur olmasın’ demek oluyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasa mahkemesi kararıyla ilgili açıklamalarından önce AK Parti Grup Başkanvekillerinin “Anayasa Mahkemesinin kararını uygun görüyoruz” dediklerini savunan Oktay Vural, “Cumhurbaşkanı’nın sözlerinden sonra onlarda bu kararı benimsemediklerini ifade ettiler. Cumhurbaşkanı’nın iradesini AKP yöneticileri ve Meclis Başkanı üzerinde tesis edildiği bu örneklerde çok açık çıkmıştır. Bugün tam bir vesayet vardır” dedi.
“MİLLETİN İRADESİNİ AYAKLAR ALTINA ALMAK YOK SAYMAKTIR BU”
Kürsüden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi kararıyla ilgili açılamasını dinleten Oktay Vural şunları söyledi:
“Aslında zihin altında nasıl bir hukuk devletiyle mücadele edildiğini hukukun yok saydığını kendisini oraya getiren iradenin üzerine tahakküm kurmak istediğini ifade ediyor. Milletin iradesini ayaklar altına almaktır bu yok saymaktır bu. Bu aynı zamanda milletin kendisine yönelik bir yok sayma ifadesidir. Bu çerçevede hukuk devletinde biz kimsenin hukuka müdahale etmesini istemiyoruz. Yargının silah olarak kullanılmasını istemiyoruz. AKP döneminde yargı silah olarak kullanılmış. Farklı uygulamalar tecelli etmiştir.”
“YARGIYA MÜDAHALE KABUL EDİLEMEZ”
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü hakkında çıkarılan yurt dışına çıkma yasağının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Vural, şöyle dedi: “Yargıya müdahale kabul edilemez. Hem Anayasa Mahkemesi konusunda mahkemelere talimat verecek şekilde yaklaşımlar. Adana’da Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yurtdışı yasağı getirmesi hukuku mahkemelerin siyasal amaçlarla ilgili kullanılma endişesini çoğaltmaktadır.”
“CUMHURBAŞKANI’NIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMENİN ANLAMI YOK”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anayasa Mahkemesi’nin kararına ilişkin sözlerini düzeltmemesi halinde Anayasa Uzlaşma Mutabakat Komisyonu masasına oturmalarının mümkün olmadığının söylenmesi ve bu konuda kendilerinin ne yapacağı sorulması üzerine Oktay Vural, şu cevabı verdi:
“Komisyonda çalışmayacaksanız neden üye verdiniz? Kılıçdaroğlu bu hafta içinde cevabımı bildireceğim demiştir. Biz Cumhurbaşkanıyla mı komisyondayız birlikte. Cumhurbaşkanı’nın ekmeğine yağ sürmenin bir anlamı yok. Bu parlamentoda bunlarla ilgili bir ortamı oluşturamıyorsak o zaman ‘millete gidelim’ ifadesi içinde Cumhurbaşkanı’nın ekmeğine yağ sürmek var. MHP bu konudaki tutumunu meclis başkanına bildirmiştir.
Umarım CHP bu konuda kendi kanaatini oluşturacaktır. Anayasaya güvenmeyene yargı kararlarına güvenmeye bir iradeyle karşı karşıya olduğumuz ortadadır. Uzlaşma olur ya da olmaz. Hiç değilse uzlaşılmayan konuların neler olduğuna ilişkin kesin bir tespitin yapılarak milletimize bunun sebeplerini ortaya koymakta fayda vardır.”
Meclis Başkanı İsmail Kahraman ve AK PARTİ Grup başkanvekillerinin, kendilerini oraya getiren milletin iradesine sahip çıkma cesaretini bile gösteremediğini ileri süren Vural, şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi kararı için ‘sessiz kalacağım’ dedi ama sessiz kalmadı, bu nasıl sessiz kalmaksa? ‘Tanımıyorum’ dedi. Ondan önce de AKP’li grup sözcüleri, ‘Anayasa Mahkemesi kararını olumlu görüyoruz’ demişlerdi. Cumhurbaşkanı bunu söyledikten sonra tornistan ettiler, hepsi vesayet altında bu kararı benimsemediklerini ifade ettiler. Tipik bir şekilde Cumhurbaşkanı iradesinin, AKP yöneticileri ve Meclis Başkanı iradesi üzerinde tesis edildiği, bu örnekte açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bugün tam bir vesayet vardır.
Dün Meclis iradesine yönelik Sözcü’nün kalın sözlerini sahiplenenler, şimdi ‘sürçülisan etmiştir, olur mu?’ demeye başlıyorlar. Anayasa Mahkemesi kararı için dün ‘bu karar olumludur’ diyenler, Cumhurbaşkanı tavır sergiledikten sonra ‘olur mu canım, yanlıştır’ demeye başladılar. Bu, Türkiye’de nasıl tek adamcı bir zihniyet ve vesayet ilişkisi olduğunu ortaya koyuyor. Seçilen Cumhurbaşkanı değil, başkanın adamları bile AKP ve Meclis Başkanı’nı ipotek altına alıyor.”
Vural, 14 yıldır enkaz yaratan AK PARTİ’nin Cumhuriyeti ve milletin adını tartıştırdığını, milli güvenliği tehdit altına soktuğunu, teröristlerle müzakereler yaptığını iddia etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce “yargı kararlarına biz inanmazsak, güvenmezsek kim güvenecek?” sözünü söylediğini, şimdi ise “Anayasa Mahkemesi kararına saygı duymuyorum” dediğini belirten Vural, “Aslında zihin altında nasıl hukuku yok saydığını ve kendisini oraya getiren iradenin üzerine tahakküm kurmak istediğini ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
MHP Grup Başkanvekili Vural, AK PARTİ döneminde yargının “silah” olarak kullanıldığını ileri sürerek, AK PARTİ’nin, Aytaç Durak’ın MHP’den Adana Büyükşehir Belediye Başkanı olmasını hazmedemediğini söyledi. Durak hakkındaki iddiaların doğru olmadığının ortaya çıktığını, ancak Adanalıların iradesinin ellerinden alındığını ifade eden Vural, “Adanalılar bir ders daha verdi, Hüseyin Sözlü’yü belediye başkanı yaptılar ancak bunu da hazmedemediler ve mazbatasını 10 gün geç verdiler” diye konuştu.
Sözlü’nün, önceki belediye başkanlığı dönemiyle ilgili konular hakkında gönderildiği mahkemenin yurt dışına çıkış yasağı koyduğunu dile getiren Vural, bunun itibarsızlaştırma aracı olarak kullanıldığını, bir kısım medyada kaçacak gibi bir algı oluşturmak istendiğini söyledi.
Vural, yargı sürecine müdahale edilmemesi gerektiğini belirterek, “Adanalıların iradesine saygı gösterin, hukuka müdahale etmeyin. Yargının silah olarak kullanılması kabul edilemez” dedi.
Oktay Vural, CHP’nin, “TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın yeni mektubuna olumsuz yanıt vereceğini” söylediği anımsatılarak, MHP’nin tavrının ne olacağının sorulması üzerine, “Madem komisyonda çalışmayacaksanız niye daha önce üye verdiniz? Biz, Cumhurbaşkanı ile birlikte mi komisyondayız? Parlamenter sistem içerisinde bu konularla ilgili ortamı oluşturamıyorsak, Cumhurbaşkanı’nın ‘millete gidelim’ ifadesi karşısında, onun ekmeğine yağ sürmek gayreti var gibi anlaşılır. Parlamenter sistem içerisinde parlamentonun çalışması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Oktay Vural, “Anayasa değişikliği yapılmadan yasal değişiklikle referandum yapılabilir mi?” sorusuna, “Birisi bir taş atıyor, siz çıkartmaya çalışıyorsunuz. Türkiye hukuk devletidir, hukuk devletinde hangi konunun referanduma götürüleceği Anayasa’da yazılıdır, çok açık ve net. Sizleri anlıyorum, Türkiye’de hukuk olmadığı için ‘darbeyle birileri yapar mı?’ diye düşünüyorsunuz. Böyle bir konunun hukuk devletinde nasıl olabileceğini siz soruyorsanız, demek ki bunun hukuki bir yolu yoktur, zoraki bir yolu vardır. Zorbalıkla hukuk olmaz” karşılığını verdi.
“AK PARTİ’nin Meclis’te çoğunluğu var. Özel yasa çıkartılıp YSK’ya referandum yapma yetkisi verme gibi bir durum söz konusu olamaz mı?” sorusu üzerine Vural, “O zaman Anayasa için 330’a da gerek yok. Gelsinler 276 ile anayasayı geçirtsinler, hatta 276’da gerek yok, kim daha fazla parmak kaldırırsa o olsun. Bunları ‘olabilir mi?’ diye sormak bile, demokrasiye ve hukuk devletine inancınızın kaybolduğunu ortaya koyar. O zaman seçim de yapmayalım, atasın o. Adam seçilmiş zaten, listeyi yapsın göndersin, seçime filan da gerek yok. Bu kadar kameraya da gerek yok, boşuna israf. Bolluk bakanlığı, doğruluk bakanlığı açıklamaları yapsın, bir arkadaş göndersin, bitsin gitsin. Neden bu kadar telaşa giriyorsunuz? Bu taşları çıkartmaktan vazgeçin” diye konuştu.