
Yıldıray ÇİÇEK
“Kanımızı, canımızı feda edecek kadar cesur olmak yetmez. Haysiyetimiz, şerefimiz, namusumuz aleyhinde düzenlenen suikastlara karşı, tezvirata karşı da cesur olunmalı. Bu daha fazla cesaret ister. Yani insan kızınca, alır tabancayı gider. Yahut bıçağını çeker gider. Yani ölür yahut öldürür. Ama bu mücadele de bu kadar cesaret yetmez. Sizin namusunuz ve hatta (Allah korusun) ailenizin namusu aleyhinde, ananız, babanız veya evlatlarınız aleyhinde de çeşitli şeyler uydururlar, çıkarırlar bundan da yılmayacaksınız. Her çirkefi atarlar üstünüze. Hiç merhameti yoktur düşmanın. Bazen öyle şeyler duyarsınız ki, şaşar kalırsınız.(Allah Allah, bu fitneyi, bu fesadı bu kadar da nasıl yapıyorlar) dersiniz. Ama bundan da yılmayacaksınız ve dediğim gibi Allah’a güvenecek ve O’na sarılacaksınız. İnsanlar bilmese bile Allah biliyor içimizi. Öyle ise mesele yok. Onun için her şeye dayanacağız, sabredeceğiz, doğru bildiğimiz yolda emin adımlarla yürüyeceğiz. Bu işe dayanmasını bilmek lazım”
(Bilinmeyen Yönleriyle Alparslan Türkeş/Sayfa: 843)
Türkiye’de en fazla iftiraya uğrayan, hakkında fitneler çıkarılan liderlerden biri olan Başbuğ Alparslan Türkeş, 20 Eylül 1992 yılında Ortadoğu gazetesinde gerçekleşen röportajında Ülkücüleri karşısına çıkabilecek fitne ve fesatlıklar karşısında böyle uyarıyordu. O günden bugüne hiçbir şey değişmedi. MHP’ye ve Ülkücü Harekete yönelik fitne ve iftiralar aynen bugün de devam etmekte. Bugün bu iftira ve fitnelerden en fazla payı da MHP Lideri Devlet Bahçeli almaktadır. Hergün yeni bir iftira atarak, her gün yeni fitneler çıkararak ona da saldırmaktadırlar. Onu savunan Ülkücüler de aynı şekilde muhataplık yaşamaktadır. O yüzden hepimize Başbuğ Türkeş’in uyarıları, nasihatleri yol gösterici olmalıdır.
1 Kasım sonrası MHP’yi ele geçirmeye çalışan güçlerin en büyük silahı fitneleri ve iftiraları olmaktadır. Harıl harıl çalışıyorlar. Akla hayale gelmeyecek iftira ve fitne üretiyorlar.
O kadar çok örneğimiz var ki, inanın hangi birine cevap vereceğimizi bilemiyoruz.
Bunlardan en güncel olanı da mahkemeye verilen MHP’nin kendi savunma dilekçesini hukuki anlamda güçlendirmek için Hüseyin Hatemi’den mütalaa alması ve son olarak HUDER Başkanı Hüseyin Kara’nın MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi makamında ziyaret etmesi olmuştur. Daha yüzlerce iftira ve fitne var ama ön plana bunlar çıkarıldığı için bu konulara cevap vermek istiyorum.
HÜSEYİN HATEMİ’DEN MÜTALAA ALMAK…
Hüseyin Hatemi alanında Türkiye’nin en güçlü hukuk profesörüdür. MHP, Medeni Kanun ile Dernekler Kanunu’nda ilgili hükümlere dayanarak mahkemeye verilmiş, MHP Genel Merkez yöneticileri de İstanbul Üniversitesi’ne başvurarak bu konuda mütalaa istemiştir. Gizli değildir, saklı değildir. Mahkemeye sunduğu gün ise Türkiye’nin haberi olmuştur.
Medeni Kanun maddelerini yazan ve Dernekler Kanunu’nu hazırlayan hukukçulardan biri zaten Hüseyin Hatemi’dir. Hüseyin Hatemi’nin katkısı olan hukuk maddelerine göre MHP’ye dava açanlar, Hüseyin Hatemi’nin katkısı olan hukuk maddelerine göre MHP’nin mütalaa alması noktasında ortalığı ayağa kaldırdılar.
Hüseyin Hatemi’ye MHP Genel Merkezi’nin 400 bin tl verildiğini iddia eden şeref yoksunları olmuştur.
Hüseyin Hatemi’den mütalaa alındığı halde “Akil Adam Kezban Hatemi’den mütalaa alındığı” propagandasını bilinçli bir şekilde yapmışlardır.
Hüseyin Hatemi, eski Milli Gazete yazarlarından birisidir. Necmettin Erbakan ve ailesinin avukatı Meksikalı Tan Tahsin Zapata’yı kendi avukatı yapan, geçmişinde Ülkücü Hareket’ten hiçbir iz olmayan Sinan Oğan isimli zat, Hüseyin Hatemi’den mütalaa alınmasına “Patrikhane avukatlarından sayın genel merkezimizin yardım istediğini gördük. Hüseyin Hatemi ve Kezban Hatemi’den yardım istenildiğine şahit olduk. Sayın genel merkez yöneticileri siz ne yapıyorsunuz? En son bu kurultay olmasın diye gideceğiniz yer patrikhane avukatları mı? Ama şunu unutmayın değil patrikhane avukatları, gitseniz Vatikan’dan, Papa’dan bile destek alsanız fayda etmeyecek. O sebeple bu ülkede yeterince Ülkücü avukatları, hukuk adamları, hukuk profesörleri vardır. Eğer bir mütalaa alacaksınız sayın genel merkez yöneticileri mütalaa alacağınız yer patrikhane avukatları değil Türk milliyetçilerinin, Ülkücülerinin Ülkücü avukatların bulunduğu yerdir” diyecek kadar küçülmüştür.
Bir başka bilgi ise şudur ki, Koray Aydın’ın avukatlarından biri aynı zamanda Kenan Evren’in avukatı olan Bülent Hayri Acar olmasıdır. 2012 yılında gerçekleşen MHP kongresi öncesi bize tekzip metni yollayan bu avukattı. Ama Koray Aydın MHP’nin Hüseyin Hatemi’den mütalaa alması noktasında çirkefleşmemiştir. Çünkü kendisi MHP ve Ülkücü çizgiden geldiği için, MHP’nin tarihini biliyor. Hüseyin ve Kezban Hatemi’nin geçmişte Başbuğ Alparslan Türkeş’e ve ailesine de hukuki konularda resmi hukuk danışmanlığı yapmıştır. Bunu en iyi Koray Aydın bildiği için bu konulara hiç girmemiştir.
Kezban Hatemi, Haber Türk’te katıldığı bir programda eşi tarafından MHP’ye verilen mütalaadan gazetelerde çıkan haber sonrası bir Ülkücünün mesaj atmasıyla öğrendiğini söyledikten sonra “Eşimin MHP’ye verdiği ilk mütalaa değildir. Rahmetli Türkeş beyefendiye de mütalaa vermiştir. Sinan Oğan yaşı itibariyle bilmez, bu bilgisizliktir. Eşim siyasi değil, bilimsel rapor sunmuştur” demiştir. Hayatında Başbuğ Alparslan Türkeş’i görmemiş, Ülkücü Hareketle hiçbir bağı olmamış bir adam nerden bilsin ki MHP’nin tarihinde olanları… Bu konuda iki kesim feryat etmektedir. Bir Meral Akşener taraftarı, iki Sinan Oğan taraftarı. Bu isimler köken itibariyle MHP’li ve Ülkücü olmadığı için en çok feryadı onlar ediyor.
MHP, ne Hatemi’lerin ilişkileri ve düşünceleriyle ne de onların başka yönüyle ilgilidir. MHP kendi çizgisini koruyarak, hukuk alanında güçlü olan Hüseyin Hatemi’den mütalaa almıştır. Dün aynen Başbuğ Türkeş’in aldığı gibi…
MHP İstanbul Üniversitesine resmi başvuru yaparak, resmi kayıtlara giren bir mütalaa almıştır. Başvuru tarihi bellidir. İstanbul Üniversitesine ödenen fatura bedeli bellidir. Yayınladığım resmi faturada her şey ortadadır. Hüseyin “Hatemi’ye 400 bin tl ödendi” diyen tek kelimeyle alçak, şerefsiz ve namussuzdur. Gerçi onlara bu sıfatlarla yaklaşmak övgü gibi algılandığı için bir şey ifade etmeyeceğini biliyoruz. Yine iftiralarına devam edecekler, yine fitnelerini yayacaklardır.
Hele mahkemenin vereceği kararı etkilemek için kimleri devreye soktukları bildiğimiz için acınacak bir halde olduklarını rahatlıkla ifade edebiliriz. Mesele aslında Hüseyin Hatemi’den mütalaa almak değil, mesele mahkemeden bu sonucu nasıl çıkardıklarının ortaya çıkma korkusudur.
HUDER BAŞKANI HÜSEYİN KAYA İLE GÖRÜŞME İFTİRALARI
MHP Lideri Devlet Bahçeli Türkiye’de en rahat görüşülen bir siyasetçidir. Makam odasında en çok fotoğraf çektirilen bir liderdir. Yaşlısı, genci, çocuğu her kesimle fotoğrafları vardır. Bu yönünü ne Erdoğan’da ne Davutoğlu’nda ne Kılıçdaroğlu’nda ne de bir başkasında görmemişsinizdir. Aslında halk adamı olma halidir bu…
Siyasi partilere her kesimden ziyaretler olur. Bu ziyaretler sendikalar, dernekler, vakıflar, spor kulüpleri, medya, politikacılar, sanatçılar ve diğer birçok alandandır. MHP Genel Merkezi’ne ziyarete gelen herkes MHP’li, herkes Ülkücü diye bir kuralda yoktur. Bu diğer partiler içinde böyledir. Nezaket çerçevesinde yapılan birçok örnek ziyaretlerde vardır.
Geçtiğimiz günlerde MHP Genel Merkezi böyle bir ziyaretlerden birine şahit oldu. Başkanı AKP’li Hüseyin Kara, başkan yardımcısı Ülkü Ocakları eski Genel Başkan yardımcısı ve Ülkü Ocağı dergisi eski yazarı İbrahim Gül olan HUDER isimli derneğin mensupları MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi geçirmiş olduğu ameliyat sonrası “geçmiş olsun” dileklerinde bulunan nezaket ziyaretiydi.
Hüseyin Kaya’da bu durumu “Sebebi ziyaretimiz Sayın Bahçelinin geçirmiş olduğu rahatsızlık üzerine yaklaşık bir ay önce yarım kalan ziyaretimizin tamamlanması idi.” şeklinde köşesinde yazmıştır. Bu ziyaret yaklaşık 3 dakika sürmüş yahut sürmemiştir. Bazı alçakların “1 saat süren” şeklindeki haberleri gerçek dışı, alçak bir yalandır. Bu bir saatte sürebilirdi. Mesele görüşmenin içeriğine doldurulan yalanlar ve iftiralardır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli 3 dakika içinde “başkanlık sisteminin kötü bir şey olmadığını” ve Anayasa Değişikliğine destek vereceklerini belirtmiş!
Yalanınız batsın…
Bunların hepsi nasıl oluyorsa 3 dakika içinde oluyor ve böyle bir konuyu bir hukuk derneğinin başkanına nezaket ziyareti sırasında söylüyor!
“Gizemli ve gizli görüşme” diye sunuyorlar. MHP Lideri Devlet Bahçeli, Hüseyin Kaya ve İbrahim Gül kameralara poz veriyor ve fotoğraf çekiliyor. Zaten içeri girip selam vermek, hatır sormak ve fotoğraf çektirmek olsa olsa 3 dakika içinde gerçekleşir.
Haber sitelerinde yeralan “başkanlık sisteminin kötü bir şey olmadığını” ifade eden sözler için Hüseyin Kaya’yı Cuma günü cep telefonundan aradım. Bu haberi sordum kesin bir dille yalanladı. Daha sonra aynı gün Bengü Türk Tv’de gerçekleşen “Neler oluyor” isimli programa canlı yayınla bağlanarak orada da yalanladı. Ama iftiracılar buna rağmen boş durmuyor. Alçak iftiralarına hiç ara vermeden devam ediyorlar.
Görüşmede bulunan Ülkü Ocakları eski Genel Başkan yardımcısı, Ülkü Ocağı Dergisi yazarlarından ve HUDER Başkan yardımcısı Sayın İbrahim Gül’de sosyal medya hesabından ” HUDER- MHP görüşmesi bir nezaket ziyareti olup kamuya açık yapılmıştır. Bu durumdan vazife çıkaranların garip çıkarımları sahte ve yalandır. HUDER hukuk devleti ilkesine hizmet eder. Bahçeli muhaliflerince yaratılan sahte algı ile ilgimiz bulunmamaktadır. Düne kadar paçalı güvercin gibi Bahçelinin önünde takla atan zevatın ona karşı bugün edep dışı söylem ve eylemleri gerçekten komik. Muhterislerin MHP’yi ele geçirme, bu yolda sol- sağ terör yapılarıyla flörtleriyle de ilgimiz bulunmamaktadır. Kamuoyuna saygıyla bildiririm.” açıklamasını yapmak zorunda kalmıştır.
PKK açılımlarını ve PKK’lı sanatçıları öven, Kürdistan sitesi yazarı olan, Ülkücülere hakaret eden, AKP’li Ali Serim’i MHP Genel Merkezi’ne “Ülkücü-milliyetçi genç” diye getiren, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüşmeye giderken yanında götüren Meral ablalarıyla karıştırıyorlar herhalde MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi…
İğrenç ilişkiler kurarak mahkemeyi etki alanına alan ve istediği kararı çıkaranlar, utanmadan hala “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” modeli davranmayı sürdürüyorlar. İftiraya, yalana, fitneye ara vermiyorlar.
HUDER Başkanı ve yardımcısıyla yapılan görüşmeyle ilgili ne kadar haber varsa iftiradan başka bir şey değildir. İnanan varsa da akli dengesiyle problemi olanlardır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli Türk siyasetinde namusu ve şerefiyle var olmuştur. Kirli ilişkiler arayanlar, kendi savunduklarının siyasete başladığı günden bugüne ne yapmışlarsa ona bakarak bilgi sahibi olmaları temennimizdir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin eleştiriye uğrarken bile “Aşırı dürüst” diye eleştirildiği düşünüldüğünde, onu dürüst olmayanların anlaması zaten mümkün değildir.
KAYNAK: ORTADOĞU GAZETESİ