Ersoy, bu temel ihtiyaçlar ile siyasetin, “sana ekmek vereyim bana oy ver” denkleminin Türk Siyasetinden bir gün mutlaka çıkarılması gerektiğini belirtti.
MHP MYK Üyesi ve Osmaniye Milletvekili Doç.Dr.Ruhi Ersoy, TBMM Genel Kurulunda “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanun Tasarısı” hakkında konuştu.
İnsan hakları konusunun olumlu anlamda genişlemesi için Devletin hukukun üstünlüğü prensibi ile hareket etmesi gerekir diyen Ersoy, İnsan Hakları denildiğinde sadece Devlet- İnsan ilişkisinin akla gelmemesi gerektiğini, İnsan-İnsan ilişkisinin de bu anlamda önemli olduğunu belirtti. Bu konuda Ersoy şunları söyledi: “insan hakları devletle birey arasındaki ilişki olduğu kadar bireyin bireyle olan ilişkisinde de bireyin toplumun diğer sosyal tabakaları ve başka kurum ve kuruluşlarla, sivil kurumlarla da olan münasebetleriyle olduğu kendisini gösteriyor.”
Hürriyet Eşitlik Kardeşlik Gibi Pozitif Kavramlar Kullanıp Yaşam Hakkına Karşı Çıkanlar Var
MHP Osmaniye Milletvekili Doç.Dr. Ruhi Ersoy, kendini hürriyet, eşitlik, kardeşlik gibi pozitif kavramlar üzerinden tanımlayan bir çok yapının ve oluşumun yaşam hakkını yok sayanlarla yan yana durduğunu belirtti. Ersoy bu konuda “Yaşama hürriyeti, özellikle kendisini ifade edebilme özgürlükleri, hürriyeti ve mülk edinme hürriyeti, bunlar evrensel haklar olarak kabul edilir. Bu evrensel hakları kabul ederken, yaşama hürriyetini yok sayan birtakım uygulamalarla, birtakım terörist faaliyetlerle eş zamanlı, fikrinizi, düşüncenizi, siyasetinizi yan yana tutar, sonra da bunları fikir hürriyetinin gereği, hak ve özgürlüklerin gereği diye ifade ederseniz, evrensel hukuklardan bir tanesi olan yaşama hakkına karşı çıkanlarla yan yana durduğunuz için bu pozitif değerler setlerini kullanıyor olmanız bir anlam ifade etmez ve kendi tutumuyla -en hafif ifadeyle- çelişir” sözleri ile isim vermeden HDP’yi eleştirdi.
İnsanın Temel İhtiyaçlarını Karşılamayı Siyasi Ranta Çevirdiler
Ersoy konuşmasına insanın temel ihtiyaçları olan beslenme, barınma ve korunma haklarının bugün istismar edildiğine, siyasi rant için kullanıldığına değindi. Bu hakların insanın en temel hakkı olduğunu vurgulayan Ersoy, “beslenmeyi, barınmayı, korunmayı siz bu manada siyasetin oy aracının vasıtası hâline getirerek manipülatif işler yaparsanız bu da hukuk dışı hareketler olur” dedi.
Ersoy, bu temel ihtiyaçlar ile siyasetin, “sana ekmek vereyim bana oy ver” denkleminin Türk Siyasetinden bir gün mutlaka çıkarılması gerektiğini belirtti.
Batı’nın Tecrübesi İle Türklerin Tecrübesi Aynı Değildir
Konuşmasının devamında birey-şahsiyet ilişkisine değinen Ersoy, “Birey, liberal düşünce içerisinde kendi duygu ve düşüncesini ferdi olarak kendine göre ifade edebilme özgürlüğünün diğer bir adıdır ya da tanımıdır. Şahsiyet ise aslında bireyin de kapsamını içerisine aldığı, bireyi de içerisine aldığı toplumdaki değerleri bir bütünüyle tanımlayan bir kavramdır” dedi.
Günümüzde karşılaşılan sorunlarımızın başında “değerler” sorununun geldiğini belirten Ersoy şunları söyledi: “Batı’nın tecrübesiyle, Türkiye’nin, Türk kültürünün tecrübesi aynı değildir. Eğer biz bunu değerler seti olarak Batı’dan olduğu gibi bir tercüme mantığıyla Türk toplumuna entegre etmeye kalkarsak bizdeki var olan değerleri hiçe saymış oluruz.”
Ersoy konuşmasına Batı medeniyetindeki insanlık telakkisi ile Türk Medeniyetindeki insanlık telakkisinin karşılaştırmasını yaparak devam etti. Batı’nın bugünlere geliş sürecini değerlendiren Ersoy, Ortaçağ gibi karanlık bir çağdan, 30 yıl savaşlarından, klişe-skolastik düşünce vb sorunlarını çözerek bugünlere gelen Batı ile geçmişi insanlık tarihi açısından olumlu referanslarla dolu Türk Kültür ve medeniyetinin bugün konuştuğumuz noktaya nasıl geldiği de iyi irdelenmelidir dedi.
Yazılı Hukukumuz Sadece Batı’dan Tercüme Edilerek Değil Öz Kültürümüzden Yararlanılarak Oluşturulmalı
Ersoy, yazılı hukuk oluşturulurken Batı’dan tercüme edilerek değil, kendi öz kültürümüzden de referanslar alarak oluşturulması gerektiğini belirtti. Tarihin her sayfasında, her döneminde var olan Türk Kimliğinin “ırkçı” bir anlayışa sahip olmadığını belirten Ersoy, sayısız imparatorluk kurmuş Türklerin ve Türk tarihinin farklı ırk ve inançlara mensup topluluklara karşı gösterdiği hoşgörü ve anlayış yazılı ve sözlü her kaynakta mevcuttur dedi.