
İstanbul Üniversitesi başta PKK olmak üzere terörist grupların tahakkümü altına bırakılmıştır. Bünyesinden Ziya Gökalp, Fuat Köprülü, Z. Velidi Togan gibi birçok milliyetçiyi çıkartan bu eğitim yuvası bugün etnik bölücülerin ve aşırı sol örgütlerin tekeline düşmüştür. Yapılan uyarıların dikkate alınmayışı, terör örgütü mensubu öğrencilerin eğitimlerine devam etmesi terör örgütü mensuplarının okulda istedikleri gibi at koşturmasına olanak sağlamaktadır. Çözüm Süreci adı verilen dönemde okul içerisinde zirveye ulaşan terör Havuzlu Bahçe’de PKK lehine sloganların atılmasına; polislerin ve askerlerin öldürülmesine kahkahalar savrulmasına neden olmuştur. Terör örgütü mensupları kendileri gibi düşünmeyen öğrencileri gerek sosyal medyada, gerekse yalnız başına dolaşan milliyetçi öğrencileri tek başlarına gördüklerinde fiili olarak tehdit etmektedirler.
3 Mayıs 2016 günü, Türkçüler günü münasebetiyle Beyazıt Kampüsünde buluşup, olaysız bir şekilde Beyazıt Meydanı’na ilerlemek niyetinde olan Ülkücü öğrenciler Beyazıt Yerleşkesi, Hukuk Fakültesi önünde toplanmaya başlamıştır. Ancak Ülkücü öğrencileri ilk başta provoke etmeye çalışan terör örgütü mensupları ile Ülkücü öğrenciler arasında olaylar yaşanmaya başladı. Ülkücü öğrenciler emniyet güçlerine zorluk çıkartmamak için Beyazıt Meydanı’na geçerken, Türkçüler günü etkinliğine katılan öğrencileri FKF, Üniversite Portalı, ÖGK gibi oluşumlar sosyal medyada hedef göstererek teşhir etmişlerdir. ‘’Fiili meşru mücadele’’ ye mensuplarını davet eden gayrı meşru ideoloji sahipleri üniversitedeki vatansever öğrencilere karşı fiziki saldırıda bulunacaklarını alenen itiraf etmişlerdir.
Olayın ertesi günü, 4 Mayıs 2016’da Edebiyat Fakültesi’nde yapılan kulüp tanıtım stantlarına vatansever arkadaşların katılımı ve stantlarında Türk bayrağımızın olması hasebiyle, örgüt mensubu olan bir topluluk ‘’Türk bayrağını buraya asamazsınız!’’ diyerek iki milliyetçi öğrenciyi tehdit etmiş, olası bir fiziki saldırı orada çevik kuvvetin bulunması sayesinde engellenmiştir.
Bu olaydan sonra ise kulüp mensupları tek bulundukları yerde tehdit edilmiş, ancak ülkücü-Türk milliyetçisi olan bu gençler başlarını asla eğmemişlerdir. Okul panolarına asmış oldukları bir resimde ise sürekli faşist olarak itham ettikleri vatansever gençleri kast ederek ‘’Faşistlerin sonu Mussolini gibi olur’’ yazılı bir afiş yapıştırılmış, afişte ise idam edilmek sureti ile öldürülüp, teşhir edilen iki kişinin resmi bulunmaktadır.
Yaşanan olaylar neticesinde gözleri tamamıyla vatansever öğrenciler üzerinde olan örgüt mensupları, geçtiğimiz Cuma günü 27 Mayıs tarihinde Edebiyat Fakültesinde M.Ş adındaki bir milliyetçi gencin üzerine topluca yürüyerek saldırmışlardır. Bir saldırı beklenildiği için o sırada orada olan polis ekipleri M.Ş. adındaki genç fazla yara almadan, onu okuldan çıkartmıştır.
İfadesi alınmak üzere karakola götürülen M.Ş’nin ardından ise saldırıyı gerçekleştiren örgüt mensupları gözaltına alınmış ancak geri salınmıştır.
Olayların ardından okulda açıklama yapan grup ‘’Bunun bütünleme sınavı var, faşistleri sınavlara sokmayacağız’’ diyerek açıkça öğrencilerin okuma hakkına gasp edeceklerini de duyurmuşlardır. YÖK kararnamesinin 8. Maddesi gereğince ‘’Öğrencilere karşı cebir ve şiddet kullanarak yükseköğretim hizmetlerinden yararlanmalarını engellemek’’ İki yarıyıl okuldan uzaklaşmaları gerekmektedir.