Devlet AĞDUR
Türk milleti tarih boyunca büyük zaferlere imza atmış, bu zaferlerin kazanılmasında da milli şuur sahipleri büyük rol oynamışlardır.
Yakın tarihimize baktığımızda da ülkücülerin, Türk Milliyetçilerinin ve o idealin siyasi organizasyonu Milliyetçi Hareket Partisi’nin aynı tavrı sergilediğine şahit oluruz.
Hususen milletimizi ve ülkemizi uçurumun kenarına sürüklemeye çalışan, 15 Temmuz Fetö isyanına karşı ilk andan itibaren en etkin ve anlamlı duruş Türk Milliyetçilerinden ve Milliyetçi Hareket Partisi’nden gelmiştir.
Bir kez daha, haklı olmasına rağmen bunu bir araç haline getirmeyen Milliyetçi Hareket Partisi, Yüce Türk Milletinin gönlünde taht kurmuştur.
Ancak 15 Temmuz’un ardından yaşanan terör olayları göstermektedir ki ülkemiz hala büyük bir tehdit ile karşı karşıyadır.
Işid ve Pkk terörüne karşı verilen mücadele daha çok terörle değil de terörist ile yapılıyor gibi görünmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin yıllardır dillendirdiği güvenlik ve imar temelli mücadele anlayışı halen tam olarak uygulanmamaktadır. Verilen şehitler, gaziler ve zayiatlar yüreğimizde onmaz yaralar açarken daha etkin bir mücadeleyi de elzem kılmaktadır.
15 Temmuz konusunda gösterilen haklı kararlılık acil bir şekilde Işid ve Pkk için de gösterilmelidir.
Burada bir kez daha Milliyetçi Hareket Partisine büyük iş düştüğü ortaya çıkmıştır.
Terörle mücadelede hükümete tam destek veren MHP, toplumun bilinç seviyesini de yükseltmelidir.
Ülke genelinde meşru ve demokratik bir girişim olarak TERÖRE LANET, MİLLİ BİRLİĞE DAVET mitingleri tertiplemeli, medyada terörün yok edilmesini sağlayacak nitelikteki görüşlerini toplumla buluşturmalı, doğu ve güney doğuda yıllardır dillendirdiği projelerini uygulamaya koymalıdır.
Ayrıca iç bünyedeki anlamsız çekişmeleri bitirmeli ve her ülkücünün kıymetli olduğunu unutmadan ona hak ettiği değeri vermelidir. Hiçbir ülkücü, öteki ilan edilmemelidir.
Ulaşılmadık yer, fethedilmedik gönül bırakılmaması için planlı, projeli, ayakları yere basan ciddi ekipler ve çalışmalar sergilenmelidir. Ve özellikle çözümü olan eleştirilere kulak verilmeli, her aykırı söylem “ihanet” olarak yargılanmamalıdır.
Bir de gönüllerde taht kuran bir Milliyetçi Hareket Partisi, elbette ki Türk milliyetçiliğinin bir kez daha doğru bir fikri yapıya sahip olmasını göstermesi açısından oldukça değerlidir.
Ancak bu fikirlerin iktidarı ve Türk milliyetçiliğinin medeniyet tasavvurunun ülkemizin yönetim tarzı olması milletimiz adına yarınlarımızın güvenini sağlayacağı da unutulmamalıdır.