Ergun KAFTANCI
ÖĞRENCİ olan küçük bir okurumdan gelen e-posta, beni çok duygulandırdı…
Öğretmeni sınıftan “Üzerinde çalışın” diyerek destan konusunun incelenmesini ve bir dosya kağıdına sığacak şekilde konunun işlenmesini istemiş…
Güzel bir ödev…
Öğrenciler hem araştırıp bilgilenmeyi öğrenecek hem de çok önemli bir şiir türü olan destanı ve şairlerini tanıyacak…
Edebiyatımızda dört önemli destan şairi vardır; Arif Nihat Asya, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Nihal Adsız ile Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu…
Adsız destan şairliğine yazarlığı da eklemişti. Dördü de Allah’ın rahmetine kavuştu, mekânları cennet olsun.
* * *
Başka destan şairleri yok mu, var elbet de; halk ozanları bence birer destan şairidir. Milleti derinden etkileyen tarihi ve sosyal olaylara dayalı yığınla söyleşide bulunmuşlardır. Çoğu hem de doğaçlama olarak destan şiiri söylemekte, şiirlerine de sazla ayrı bir hava vermektedir. Yaşayan halk ozanlarımıza selâm olsun…
* * *
Öğrencimize yardımcı olurken, uzun süre birlikte çalıştığımız rahmetli Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu‘nu bir kez daha anma imkânı bulmuş oldum…
Niyazi Ağabey yaşasaydı bugün 87 yaşında olacaktı…
1929 yılında Elazığ’da doğdu; Elazığ, nice ünlü edebiyatçı, siyasetçi, asker ve bilim adamı yetiştirmiş illerimizden biri. Çocukluğu işte bu ilimizde geçti.
Akçadağ Köy Enstitüsü’nde okudu ve öğretmen oldu…
Yıllarca öğretmenlik yaptı; değişik gazetelerde çalıştı, yazarlıkta da önemli bir kalemdi, Türkçeyi iyi kullanırdı, düşüncelerini sözcüklerin hakkını vererek açıklardı….
Türk Edebiyatı’nda önemli bir yeri olan Niyazı Ağabey Türkçü idi, dünyası Türk Milleti’nden ibaretti…
“Bu yürekle geldik, bu yürekle gideceğiz inşallah” diyerek milliyetçi ülkücü gönlünü herkese açmıştı…
* * *
Bu vesileyle, hem bazı destanlarından bahsetmek ve hem de ona ait bazı dörtlükleri okurlarıma nakletmek isterim.
Edebiyatımızda önemli bir yeri olan destan, aklın ve bilimin toplum hayatına tam anlamıyla hâkim olmadığı ilk çağlarda ortaya çıkmış bir edebiyat ürünüdür…
Onun önemli eserlerinden biri olan Malazgirt Marşı da o edebiyat türünün önemli bir eseridir. Gençosmanoğlu der ki:
……………………
Önde yalın kılıç Türkmen Başbuğu
Ardında Oğuz’un ellibin tuğu
Andırır Altay’dan kopan bir çığı
Budur, Peygamberin övdüğü Türkler…
Ya Allah… Bismillah… Allahuekber
Yine bu marştan bir demet sunayım:
…………………….
Yiğitler kan döker, bayrak solmaya,
Anadolu başlar, vatan olmaya…
Kızılelma’ya hey… Kızılelma’ya!!!
En güzel marşını vurmada mehter
Ya Allah… Bismillah… Allahuekber
* * *
Niyazi Ağabey’in bir önemli eseri de Bozkurtların Destanı‘dır. 1972’de yazdığı bu destandan 19 yıl sonra da Alperenler Destanı‘nı yazdı…
Ülkü Ocakları‘nın kurucusu olan ve vefatına kadar merhum Başbuğ Alparslan Türkeş ile birlikte siyaset yapan milliyetçi ideologlardan biridir emekli Kurmay Binbaşı Dündar Taşer. Elim bir trafik kazasında vefatından sonra Niyazi Ağabey şöyle yazmıştı:
…………………….
İşit beni, dinle beni, duy beni…
Eylendirmez düğün, dernek, toy… beni.
Yâr beni hey… dil beni hey..oy beni…
Dündar Ağam, bizi koyup gitti bil! …
Uçmağ içre bir menzile yetti bil! …
………………..
Ülkü yolu diken olur, taş, olur,
Yağsız ayran, kuru ekmek aş olur…
Kim derdi ki, Ağama bir iş olur???
Kahpe felek bize oyun etti bil!…
Attığı taş bağrımıza battı bil!…
* * *
İlerideki yazılarımda Niyazi Ağabey’i daha geniş biçimde anacağım ve destanlarından alıntılar yapacağım…
KOCAMAN SÖZLER
—————————–
MÜCADELE etmeyen, gücü olmadığı için değil, uğrunda mücadele edilecek bir şey görmediği için kenara çekilir. (Vecdi BÜRÜN)