Ali BADEMCİ
“İslâmcıyım” diyenler iktidara gelecek kadar devasa imkânlara sahip; hatta 15 yıldan beri devleti ellerinde bulunduruyorlar Çirkin Müslüman” imajı tarihte olduğu gibi günümüzde de Türk kanı ile temizlenebilir; bunu neden görmüyor da mevcut algılara oyuncak oluyoruz! Devlet ve Hükümet söylemlerde oldukça milliyetçi de Müslümanlar neden milliyetçilerin karşısında! Kan ve canı onlar veriyor; ailelerine bakın hangi mübarek şüheda milliyet duygularına sahip değil veya bu duygularla uğurlanmıyor! Aklın devşirileceği zaman; İslâmcılar milliyetçiler kadar milliyetçi olmadıktan sonra daha uzun zaman havanda su döveriz!
ÇİRKİN MÜSLÜMANLAR!
İslâmiyet Türk milliyetinin yumuşak karnı; her durumda ırkî hususiyetlerimizin çok önünde olduğu tarihî bir gerçektir. Literatüre göre Türkler 1000 yıldan beri müslüman ama, asr-ı saadete münferiden İslâm’a katılan Türkler, çeşitli şekillerde ifâde ediliyor ve VIII. asırda tefekküre iştirak edenleri biliyoruz! Türkler’in şölen havasında kabul ettiği İslâmî hayat tarzında bugüne kadar en küçük sapma ve değişiklik yaşanmadığı bir gerçek! Siz halktan uzak aydınlara bakmayın; kendi kendilerini kandırıyorlar da, zaman zaman ebeveynlerinin yoğun duyguları ile övünüyorlar!
Bütün bunlara karşı ideolojik saldırılara hangi derecede kalkan olabiliyoruz? Şüphesiz İslâmiyet’in, en büyük düşmanı Müslümanlardan fazla demografiye sahip Hıristiyanlıktır! Tarihte yoğun savaşlarla mücadele ettiğimiz ve başarılı olduğumuz elbette doğrudur; lâkin günümüzde savaş usulleri oldukça değiştiğinden eskisi kadar başarılı olmadığımız şu “İslâmofobi” nitelendirilmesinden belli değil mi? Anlamı “İslâm Korkusu” olsa da ifâde edilmek istenen şey “Çirkin Müslümanlar” değil mi? Bal gibi Müslümanlar bu nitelendirmeyi sineye çekiyorlar; esasında bundan önce müslümanların kendi aralarında bir kardeşlik fobisi yoktur! O sebeble kuru laflara da çok inanmayın!
Müslümanların kardeşliğine Türkler’den başka milliyetlerin inandığı görüşlerine şahsen katılmam; esasen böyle düşünürsek eksikliklerimizi daha açık görürüz! Meselâ, o ucu bucağı bilinmeyen “Siyasi İslâm” devreden çıkar! Tertemiz İslâmî inançlarla baş başa kalırız; o muhteşem sevgiliyi tarih boyunca olduğu gibi tek başımıza yine başımız üstünde taşırız! Biz ne başkalarının düşüncelerinden! İsteriz ki onlar da bizim gibi olsun; çok da denedik ama olmuyor; avuçlarımız boş kalıyor! Ağrımıza gitmiyor mu, alınmıyor muyuz sanıyorsunuz!
Şahsen milletinin liderliğinden ve temizliğinden gurur duyuyorum; bu konuda bizler gibi düşünenler sür’atle eksikliklerini tamamladı; canımızla sınav vererek her ortamda da yaşamaya çalışıyoruz! 15 Temmuz’u iyi anladık ama ders almayanlar da çok! Hayret ederiz ki, bugün siyasi çizgi farklılığından dolayı üniversitelerde iki müslüman gurup konsey seçimlerinde ölesiye ve kırıcı mücadele ediyor! Bu tablo çok mu şık? Dolayısiyle kusuru neden önce kendimizde aramıyoruz! Türklük İslâm’ı buluyor ve sahipleniyor da İslâm siyaseti güdenler milliyetten neden bu kadar korkuyor? Bu davranış da bir “Çirkin Müslümanlık” değil mi? Endişe ederiz ki yine “İslâmcıyım” diyenler yeni bir oyuna gelecekler! Çünkü oyun oyun içinde; önümüze her konanı yeme alışkanlığımız olduğundan “İslâmi” sloganlara kolay kapılıyoruz!
Elbette artık kılıç-kalkan-silâhlı savaşlar çok gerilerde kaldı. Küreselleşme ve postmodernizm yeni ve devasa iletişim imkânları ile algı yönetimini doğurdu; artık hibrid, psikolojik, asimetrik savaşlar vekalet ve taşeronlukla götürülüyor, yeni nesil veya yeni konsept savaşları yeterince anlayabiliyor muyuz? Hergün bu konsept argümanları ile iç içe, yan yanayız! Savaş alanı ile yan yana iç içeyiz, sınırlarımız alevler içinde! Bu felakate göz yummak mümkün mü? Bakınız istesek de istemesek de işin içinde olmak zorundayız ve fiilen iştirak ediyoruz! Orta Doğu’da tamamlanmamış bir operasyonun göbeğindeyiz! Elbette hedeflerden biri de yaşadığımız topraklardır!
İktidar önce aydınlar arasında bütünlüğü sağlamalıdır; gençleri fikren ve zikren birleştirmelidir! Aksi halde kendini savunacak ve tetikleri kullanacak insanlar bulamaz! Zaten İslâmî hareketin söylemleri fazla, yiğitleri azdır! Tarih boyunca bu değişmediği için sağlam bir bünye oluşturulamamış ver İslâm tarihine mezhepsel ayrılıkçılık hakim olmuştur! Bu tarihi parçaları istediğiniz kadar bir araya getirmeye çalışın dikiş tutmuyor ve evrensel İslâmî hareket oluşmuyor! Bari millet olarak bu oluşumu temin edip orduların önüne geçemez miyiz!
“İslâmcıyım” diyenler iktidara gelecek kadar devasa imkânlara sahip; hatta 15 yıldan beri devleti ellerinde bulunduruyorlar! ”Çirkin Müslüman” imajı tarihte olduğu gibi günümüzde de Türk kanı ile temizlenebilir; bunu neden görmüyor da mevcut algılara oyuncak oluyoruz! Devlet ve Hükümet söylemlerde oldukça milliyetçi de Müslümanlar neden milliyetçilerin karşısında! Kan ve canı onlar veriyor; ailelerine bakın hangi mübarek şüheda milliyet duygularına sahip değil veya bu duygularla uğurlanmıyor! Aklın devşirileceği zaman; İslâmcılar milliyetçiler kadar milliyetçi olmadıktan sonra daha uzun zaman havanda su döveriz!
Hoşçakalın.