Hayriye Nurcan YAZICI
Başkanlık sisteminin proje ortakları olan “AKP VE MHP” vekilleri konuya kendilerince yorum getire dursunlar, Referandumla ilgili 4. yazım bu… Halkımıza kurusıkı mesaj vermek yerine günlerdir, dayatılan “başkanlık sistemiyle” ilgili gerçekleri anlatmaya çalışıyorum… Lakin muhabbetlere bakarsak, kimse işin ciddiyetinin farkında değil. Sanki ülkemizin nasıl yönetileceğini ve geleceğini değil de, iktidarı ve muhalefeti belirliyoruz…
Gerçekte kime çalıştığı belli olmayan toplum mühendisleri ise yine iş başında… Kendi gibi düşünmeyenlerin birbirini düşman ilan ettikleri bir ortam ve bölünmeler yaratılmakta… Her seçim gibi yine, “REİS” üzerinden yapılan propagandalarla, asıl konunun üzeri kapatılmakta. Bilgi üzerinden bir tartışma ortamı yerine, iç dünyasında savunma psikolojisi yatan, bir çatışma alanı oluşturulmakta…
Erdoğanlı, bol duygu yüklü haberler yapılırken, AKP seçmenine yine ve yeniden“REİSine sahip çık” sorumluluğu hatırlatılmakta… Amaç, sorgulamadan uzak alternatifsiz ve hareketsiz bir siyasi ortam yaratarak “evet” etrafında topladıkları seçmeni, gözetim ve denetim altında tutmak…
İnsanımızın ne düşündüğünü anlamak, referandumda kullanılacak “evet veya hayır” oylarının dağılımı hakkında fikir sahibi olmak için yapılan sokak röportajlarını izleyin… Olmadı, sokakta, alışverişte rastladığınız insanlara “Evet”leriyle neye hizmet etmeyi hedeflediklerini sorun.
Bütün bu muhabbetler içinde de, insanların vücut dillerini iyi okuyun… İnsanlarımızın ezberciliğine ve şaşkınlığına tanık olacaksınız… Biraz sıkıştırdığınız an da da, “reis ne derse o!” ya da “lider tartışılmaz” söylemleriyle karşılaşıyorsunuz ki, bu da siyaset kültürümüzün gel(eme)diği noktayı gösteriyor…
Peki, bu algı çalışmasını bozmak, halkın dikkatini “asıl konuya” çekmek için neler yapılabilir?
1)Yapılacak ilk şey, halka güven vermek! İnsanlar güvenmedikleri kişileri asla inanarak dinlemezler. Bu referandumda yapılacak en gerekli şey kendini dinletmek ve halkı bilgilendirmek olduğuna göre…
2) “Başkanlık sistemini” dünya da ki örnekleriyle birlikte anlatacaksınız. Bu sistemle, istikrarlı bir şekilde ilerleyen tek ülkenin ABD olduğunu, ABD’nin de elli eyaletten oluştuğu biline…
2)Yeni sistem arayışının, ülke problemlerini çözmek adına başlatılmadığını, iktidarın istenilen ellerde kalması amacıyla, Küresel güçlerin istekleri doğrultusunda, kurgulandığını anlatacak, bunu da demokrasimiz adına, milli değerlerimiz adına, egemenliğin millette kalması adına, her Türk vatandaşının idrak etmesi gereğinin altını çizerek ısrarla ifade edeceksiniz..
3)“Devlet güçlerinin tümünü kullandığı halde, hayati önem taşıyan ülke sorunları için yetersiz kalmış bir iktidar için mi bu çabanız… Yönetmedeki beceriksizliğe vebir çok kandırılmışlığa mı EVETiniz ?” diye sorun insanlara. Sözde “ ÇÖZÜM” diye aynı masaya oturdukları PKK yüzünden şehit verdiğimiz binlerce vatan evladımızın adına SORUN…
4)Ve işte can alıcı son soru, “şu an Cumhurbaşkanımız Kılıçdaroğlu olsaydı eğer, yine de Partili Cumhurbaşkanlığı sistemine evet der miydiniz? YASAMAYI, YÜRÜTMEYİ, YARGIYI ve DEVLETİN kurumlarını tümüyle BAHÇELİ’YE teslim eder miydiniz?”
Kısacası AKP seçmeni, REİSin tek adam olma hevesine ve bir çok bilinmezliğe ilk anda “HAYIR” diyemeyebilir. Lakin “ülkemizin ilgilenilmesi gereken daha acil meseleleri var dı” diye başlatacakları “başkanlıkla” ilgili sorgulamayı, “TEK ADAMLIK tehlikeli bir gidişatla diktatörlüğe evirilebilir… Milli olmayan, çoğunluğun seslendirilmediği, Özgürlüklerin ve demokrasinin tartışıldığı bir sistem, TÜRK MİLLETİNE YAKIŞMAZ!..” diye tamamlamaları halinde, “HAYIR”demeleri kimseyi şaşırtmamalı. Aklın yolu birdir.
Son söz Mehmet Akif’ten; “Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!”
“Bir ve Hak” olan yolda buluşmak dileğiyle…