Ergun KAFTANCI
Referandum sandığına giderken Venezuela‘yı seyretmeyi ihmal etmeyin. Tek adamın ülkeyi nasıl berbat hale getirdiğini görün…
Hugo Chavez 1998 yılından 2013 yılına kadar Venezuela’yı tek adam olarak yönetti ama ülkesi petrol üreticisi olduğu halde yoksulluğu ve işsizliği yenemedi. Ekonomik başarısızlığına tepkileri ise totaliter bir diktatör olma yoluna saparak bastırdı…
Açlığın ve işsizliğin yanı sıra özgürlükleri kısıtladı, yargıyı ve yasamayı tamamen kendisine bağladı. Marksist bir dünya yarattı, hukuku ve adaleti de kendince şekillendirdi. Küba gibi o da, ABD’ye kafa tuttu..
Kapitalistlere ve kafasında yarattığı emperyalist güçlere beslediği düşmanca tavırlara halk karşı çıktı…
Herkes her fırsatta Chavez‘e beddua ediyordu. Nitekim pazar âyini, “Chavez lanetleniyor” söylentisi çıkınca basıldı, askerler âyine katılanları alıp götürdü. Bazıları yargısız infaza tabi tutuldu, kadınlar ve yaşlılar salıverildi ama genç olanlar cezaevlerine götürüldü…
Bu olaydan bir süre sonra Chavez‘in kansere yakalandığı öğrenildi. 2013 yılında da öldü…
Küba diktatörü Castro gibi yerine bırakacağı bir veliahtı yoktu, ülke sözde seçime götürüldü. Chavez’in koltuğuna bu defa Nicolas Maduro oturdu.
* * *
Tekrar hatırlatıyorum, tek adam Maduro‘nun yaptığı madara işlere bir göz atın. Devlet kadrolarını değiştiren, demokrasiyi rafa kaldıran, yolsuzlukları engellemeyen diktatör birkaç gündür Başkent Caracas‘ta eylemlerle protesto ediliyor; Maduro karşıtı gösteriler yapılıyor. Polisle eylemciler arasında çatışmalar çıkıyor. Diktatör, olayları başlattığı suçlamasıyla muhalefet lideri Henrique Capriles‘i siyasetten men etti. Capriles ev hapsinde, yargılanacağı günü bekliyor…
Bunlar ilk yansımalar; Venezuela tek adam uygulamasından rahatsız, halk demokrasi özlemi çekiyor, dünya da gözünü Venezuela’dan ayırmıyor…
——————————
Yol yapanların başına gelen
Levent Eriş bir fotoğraf yollamış. Üzerinde Evet yazılı ve dışı tamamen donatılmış bir minibüs…
Çukurdan geçilmeyen yolda kalmış; üç beş kişi aracın ön tarafından var kuvvetleriyle itiyor.
Levent gazeteci, gözlemleri çok iyi olan bir fotoğraf sanatçısı aynı zamanda.
Fotoğrafın altına da şunu yazmış:
-Yol yaptık diye oy dilenenler yolda kalır. Yolda kalmayın diye kararınız HAYIR olsun.
Bunlardan hayır gelmez
Meral Akşener konuşurken bir avuç densiz salonun dışında toplanarak içeri doğru etek ve kadın ayakkabısı attı… Olay Bolu’da yaşandı. Akşener bunun üzerine konuşmasının yönünü değiştirdi ve saldırganlara hitaben “Size kızmıyorum, sizi gönderenlere kızıyorum” dedi.
Aklımdaki soruya cevap arıyorum…
Çocukları Akşener’in üzerine salan kim, Devlet Bey mi, Şefkat Bey mi, iri kıyım Semih Bey mi, kim ya da kimler…
“Anasının bacısının, eşinin eteğini ve ayakkabısını orta yere atanlardan ülkeye ne hayır gelir” diyen Akşener‘e gelin de katılmayın.
İki satırla insanımız
Sakarya’da gazetecilik yapan Sadi Özbay bir iki satırda insanı tahlil etmiş, şöyle demiş:
-Bir gariptir insan! Söze gelir, göze gelir, gaza gelir, oraya gelir, buraya gelir ama bir türlü yola gelmez!
Minareyi çalan…
Kılıçdaroğlu‘nun dilinde tüy bitti:
-Demokrasilerde bu kadar yetki kimseye verilemez…
AKP iktidarı da bunu bildiği için demokrasiyi rayından çıkardı ve her türlü yetkiyi bir kişiye vermek için tanınmaz hale getirdi…
CHP lideri bilmiyor mu; ne demişler, minareyi çalan kılıfını hazırlar…
İktidar da kılıfı hazırladı, pazar gününü bekliyor; bakalım bütün yetkilerin tek adamda toplanması için demokrasiyi totaliter rejim kılıfına sokabilecek mi…
Fiskeler
Partiler arası seçim söz konusu değil, rejim söz konusu… Pazar günü yapacağımız yanlış tercih, ülkeyi karanlığa götürür, tek kişinin vesayeti altına sokar. Ne hukuk, ne adalet, ne özgürlükler kalır. Açlık ve yoksulluk alır başını gider…
* * *
Nasıl da birbirlerine benzediler. İkisi de Kılıçdaroğlu‘na saldırarak evet çıkarmaya çalışıyor. Sövmekle, yalanlar düzmekle, iftiralar atmakla, edepsizlikle evet çıkmaz, hüsran çıkar; asılsız iddialara ve iğrenç hale gelen karalamalara inanmayın, HAYIR deyin.
——————————————
DİKKAT, HAYIR demeye 3 gün kaldı
——————————————
ANLAMLI SÖZLER
Memlekette sağcı solcu, ilerici gerici yoktur; namuslular ve namussuzlar vardır. (Cemil MERİÇ)