Kenan EROĞLU
MonşerUsta: “Millet” diyorsun, “halkım” diyorsun, “halkımın feraseti” diyorsun. “Türk Milleti büyük bir millettir” diyorsun fakat görüyorum ki: Sizden de hiçbir şey olmaz. Bizi eleştirdiğin her türlü toplumsal hastalık sizde de var.
Odgurmuş: Evet ben inanıyorum ki “Türk Milleti büyük bir millettir”. Tarihe şöyle bir bakacak olursak bu gerçeği her halde görebiliriz.
Monşer-Usta: Siz kendinizi övüyorsunuz ama dediğim gibi her türlü hastalık sizde de var, hele Müslümanım diyenlerde her türlü rezalet olduğu gibi yaşamadıkları İslam’ı gerçek İslam sanıyorlar ve de bize bu İslam’ı dayatıyorlar.
Odgurmuş: Müslümanım diyen insanların da, milliyetçiyim diyen insanlarında tıpkı toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi elbette bazı hataları vardır. Bu hatalar toplumun sadece bir cenahında değil topyekûn millet olarak duçar olduğumuz hastalıklardır. Bu kötü huylar ve olumsuz davranışlar toplumu meydana getiren bütün bireylerde de görülüyor. Grip mikrobu gibi düşünecek olursak, grip salgını başladığında insanları, kadın-erkek, yaşlı-çocuk, amir-memur diye ayırmadan herkese bulaşıyor. Toplumsal hastalıklarımızda aynı şekilde, insanımızı solcu-sağcı, ülkücü-ulusalcı, laik-mütedeyyin diye ayırıma tabi tutmadan herkese bulaşmış vaziyettedir.
Biz Tanzimat ile birlikte batılılaşma yoluna girdiğimiz zamandan beri batının ilim fen ve tekniğini alacağımız yerde batıya gidenlerimiz hayat ve yaşantılarında batılı gibi olduklarının yanı sıra düşünce itibariyle de kendi milletimizi hor görme, kendi eksiklerimizi batılı gözle görme hastalığına yakalanmış bulunuyoruz.
Monşer-Usta: Yani sen diyorsun ki; bazı toplumsal hastalıklarımız herkeste aynı derecede var, fakat ben öyle görmüyorum. Hastalıkların ve yanlışların pek çoğu Müslüman görünenlerde ve sağcı iktidarlardadır.
Odgurmuş: Evet, öyle diyorum, toplumsal hastalıklarımız toplumu ayırmadan her kesimde aynı şekilde var diyorum. Bakın bu konu üzerinde Prof. Dr. Nevzat Tarhan şu tespitlerde bulunmuş: Tarhan’a göre 6 önemli hastalığımız var.
“Ümitsizlik”. Sizin de fark edeceğiniz gibi toplumda genel olarak bir ümitsizlik ve gelecek kaygısı var. Fakat buna karşılık; Fetret dönemlerinde önemli fikir adamları çıkıyor ve bu ümitsizlik hastalığını tedavi ediyorlar.
“Savaşçı akıl”: Tarhan hocaya göre; olaylar karşısında zora dayanan çözümler üretiliyor, “asacaksın, keseceksin” ve ardından da “İslam barış dini” diyeceksin.
“Totaliterliğe ve otoriterliğe meyletme”. Bunun tedavisi de meşverettir.
“Kurtarıcı bekleme”: “Mehdi gelecek”veya çıkacak hepimizi kurtaracak, “Umudumuz Ecevit” gibi. Her sosyal gurup liderine bu açıdan kurtarıcı gözüyle bakıyor
“Cemaat narsizmi”; Benim cemaatim senin cemaatinden iyidir. Benim partim en iyi partidir, senin partin kötüdür. Vs Gibi düşünceler maalesef yaygın.
“Yalancılık-kandırıcılık”; Hedefe varmak için her yolun denenmesi gibi karşıdaki kitleyi bir takım yalanlarla oyalama ve kandırma.
Nevzat Tarhan hocaya göre en önemli 6 hastalığımız bu şekilde tesbit ediliyor. Bu görüşlere katılmamak elbette mümkün değil. Bizim de; etrafımızda örneklerini görebileceğimiz gibi, toplumun tümünü kapsayan bu hastalıklardan en kısa zamanda kurtulmak için çaba sarf etmeyi ümid etmekle kalmayıp “siyasete ve siyasetçilere akıl ve şekil vermek yerine”, bu olumsuz hastalıklardan kurtulmanın da çarelerini aramalıyız.
____________
(1)- “Monşer-Usta”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı, biraz solcu, biraz ülkücü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükarda halkını geri-sürü gören hayali bir şahsiyet
(2)- “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.