
Enver Paşa’nın doğduğu topraklardan çok uzakta inançları uğruna şehit olmasının 92.yıldönümü. Murat Gökmen adlı lise öğrencisi bir evlâdımız, bana “Esenlikler hocam benim yaşım 18 bizim milliyetçi bir grubumuz var 8-9 kişi takılıyoruz malum bugün de Enver Paşanın ölüm günü. Tarihin Arka Odasında izlemiştim sizi ama Murat Bardakçı Enver Paşa için Turancı değil diyordu sizce Enver Paşa Turancı mıdır ?” Baba bir soru sormuş! Ne diyeyim aklım dimağım durdu! Belki son bir yılda böyle yüzden fazla istikbalin delikanlıları meraklarını paylaşıyorlar. Gökmen’e ”Bugünkü şartlara göre elbette Turancı’dır. Lâkin ilmi olarak biraz da bu mefhumdan ne anladığımıza bağlı. Maalesef Turancılığın literatür oluşturmuş bir tarifi yoktur. Meseleyi bu açıdan görmek lâzımdır. Duygusal ölçülere göre doğru, lâkin siyaset bilimine uyarlarsanız çok geçerliliği yoktur.” şeklinde bir cevap verdim. Ne kadar mutlu olmuş bilemezsiniz!
Bu gençlere, bu şekilde bir düşünce için elbette eğitim verilmemiş; hatta okul kitaplarında bir satır ile yer aldığını da sanmıyorum! Özbekistan’da 2002’den beri ders kitaplarına girmiş; ağır bir kamuoyu baskısı da var. Bugün Tacikistan sınırları içinde kalan şehadet yeri “Belcivan-Çeğan” tepesi hâlâ ziyaretgâh! Kemikler Türkiye’ye, “Abide-i Hürriyet’e getirilmesine rağmen geceleri ışıklar yanıp yanıp sönüyormuş! Hiçbir şekilde “Tacikler” nankörlük yapmıyorlar ve hâlâ Paşa’yı çok kuvvetli olan İslâmi düşüncelerinin bayrağı yapmışlar. Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçen yıl bütçesine tahsisat koydurmuş: Şimdi “Çegan” toparlanıyor ve oraya bir anıt mezar ile “Namazgâh” yapılıyor. Şu fakir de bu projeye fikir desteği vermiş ve elindeki belgelerle lojistik katkısında bulunmuştur. Rahmetli Nevzat Kösoğlu ve Türk Ocakları eski Reisi Sayın Nuri Gürgür, projeye fevkalâde destek sağladılar. Sanırım yıl içinde açılacak! Kırgızistan’da “Aydın İdil” dostum, Türkiye adına Türkistan’da Enver Paşa kişiliğinin bekçiliğini yapmaya devam ediyor ve “Enver Paşa’nın Son Savaşı” adlı güzel bir eser de yayımlamış.
Özbekistan, Taşkent “Sovyet” arşivlerini açmamakta kararlı. Zamanın Rus ekabiranının ne düşündüğünü tam olarak bilemiyoruz. Özbek Nabican Bakıyev, gerçek anlamı ile bir Enver Paşa hayranı; 1992’de kazaen de olsa Tacik arşivine girmiş ve mahalli mücahitlerin KGB tarafından zalimane sorgulamalarını temin ederek önümüze koymuştur. Enver Paşa hareketinin “Askeri Arşivi”ni “Basmacı” kaynaklarına dayanarak 1974’de iki cilt halinde yayımladım ve 2008’de yeni baskılarına bir de “Sarıklı Basmacı” adı ile hatıra kitabı ilâve ettim. Bu konuda hiçbir boşluk söz konusu değil. Çok özel bir takım bilgileri de yaklaşan yeni baskıda ilâve edeceğim. Kesinlikle daha iyi okunması için zaten ayrı olan iki cildi Allah ömür verirse yeniden ayıracağım; hacim biraz artacak ama o zamandan bu güne yeni bulguları mutlaka değerlendireceği.
Murat Bardakçı dostumda 2000’e yakın “Türkistan”dan, “Almanya”daki “Naciye Sultan’a Aşk Mektupları” ile bazı çok özel ve güzel emanetleri var. Bunların tamamını görerek inceleme imkânını da buldum. Lâkin kitaplaşması ağır gidiyor ve Bardakçı’nın verdiği bilgilere göre en geç yayım tarihi 2014 Sonbaharı. Bunlar gerçekten yüksek seviyeli aşk mektupları; lakin bizim kitaplarımızda zayıf olan “Kafkasya” sallantıları ve Mustafa Kemal ile sertleşmelerin nefis belgeleri mevcut. Mustafa Kemal ve Enver Paşa, Batum-Ankara hattında çok samimi olarak birbirlerine ağır hakaretler yapıyorlar; lâkin bu belgelerin sonunda Mustafa Kemal, ”Ah komutanım benim” demekten samimi olarak imtina etmiyor; Paşa da, “Kemalcığım canım benim” diye hitap etmekten kendini alamıyor. Ve şu büyüklüğe bakınız ki; Enver Paşa’nın şehadetini günün şartları icabı gecikmeli öğrenen Mustafa Kemal; kendisine haberi aktaran yaver Süleyman Asaf’a (evvelce Kafkas Kahramanı Nuri Paşa’nın yaveri, Kılıç Ali’nin kardeşi) hüngür hüngür ağlayarak “Çok yiğit adamdı” demekten kendini alamamıştır.
Enver Paşa’nın Türkistan’da geçen 10 aylık faaliyetinde aileden siyasete, siyasetten askerliğe kadar sanmıyorum ki anlatılacak fazla şey kalsın! Peki, girişteki delikanlının sorusuna ne cevap vereceğiz? Tatmin olduğunu tahmin etmiyorum. Paşa’nın kızı Mahpeyker ve oğlu Ali’den soyu devam ediyor. Ali Enver’in kızından Burak’ın “Ülkücü” olduğu haberlerini aldım, hatta her yıl Sarıkamış’a gidiyormuş! Torun Osman Mayatepek de onun hatıralarının ve kişiliğinin arkasında dik duruyor. En iyisi Enver Paşa’nın dünyasına yarınki “Ülkücüler” karar versin. Sayın Murat Bardakçı da Enver Paşa’nın Türkistan’da kullandığı mühür var; üzerinde “Turan İhtilal Orduları Başkomutanı, Damad-ı Halifet’ül Müslümin Enver” yazıyor. Bütün askeri belgelerde de bu imza kullanılmış. Ne yapalım varsın Murat Bardakçı “İslâmcı” desin, bu neyi değiştirir? Timur’un mühründe de “Sultan-ı Turan Emir Temir” ibaresi yer alıyor. Ne yazık ki yaşanmış tarihin yönünü değiştiremeyiz.
Sağlıcakla kalın.