ÜlkücüMilliyetçiTürkçüTürkeşÜlkü OcaklarıdövizakpchpmhpAhmet b.karabacakhasan külünk
DOLAR
27,2083
EURO
28,9159
ALTIN
1.684,70
BIST
8.218,92
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
26°C
İstanbul
26°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
26°C
Çarşamba Az Bulutlu
25°C
Perşembe Az Bulutlu
24°C
Cuma Az Bulutlu
23°C
ÜÇ HİLAL'İN HİKAYESİ Ahmet B. Karabacak

SİZ VATANI MİLLETİ ELBET SEVİYORSUNUZ!

SİZ VATANI MİLLETİ ELBET SEVİYORSUNUZ!
16.06.2019
407
A+
A-

SİZ VATANI MİLLETİ ELBET SEVİYORSUNUZ!

Kenan EROĞLU

            Bildiğim kadarıyla seviyorsunuz/dunuz. Ben öyle biliyorum.

              Ama bazı gariplikler var. Vatanı milleti seviyormuşsunuz gibi değil de sanki sevmiyormuşsunuz gibi davranıyorsunuz. Peki, eğer seviyorsanız ,     bu ne biçim bir sevgidir?

            Tarih yok, coğrafya yok, edebiyat yok, milli meseleler,  ülke menfaati yok. Bir kriz çıksa da ortalık karışsa diye el ovuşturuyorsunuz. Zaman zaman gezi kalkışmasına övgüler diziyorsunuz. Sanki devlet bizim devletimiz değil de başka birinin devletiymiş gibi davranıyor. Sürekli her şeyi eleştiriyor, sürekli bir eksik hata arayışı içindesiniz. Sanki siz ülkeyi tutmuyor de yabancıları tutuyormuşsunuz gibi bir durum var.

            Hiçbir milli meselede bir fikir serdetmiyor, bir fikir üretmiyor bir teklif getirmiyorsunuz.

            İşiniz gücünüz politikacıların iki dudağı arasından çıkacak yanlış bir söz beklemek. Yanlış icraat beklemek.

            Varsa siyaset, yoksa siyaset.

            Siyaset yapmaya siyasetçilere laf yetiştirmeye ne kadar da meraklısınız.

            Sizi tutan mı var bırakın her şeyi, girin bir partiye yapın politikanızı.

             Size kim mani olur. Sizi kim tutar, siz nasıl olsa her konuyu en uzmanından daha iyi biliyor, iç siyaset, dış siyaset, ekonomi, jeopolitik, ABD, AB, Sovyet Rusya meselelerini derinlemesine bilen insanlarsınız. Hatta Türk kültürünü, şiirimizi, edebiyatımızı Devlet-i Aliyye’mizin tarihini gün gün biliyorsunuz, siz bu bilgi, kültür ve geniş ufkunuzla siyaset merdivenlerini üçer beşer çıkar kısa zamanda zirveye ulaşırsınız. Kim bilir belki de genel başkan olursunuz.  Hem fikirlerinizi orada tahakkuk ettirirsiniz hem de büyük başarılar elde ederek istikbalinizi de daha iyi hale getirirsiniz.

            Yalnız;

            Ben milattan öncelerden biraz hatırlıyorum.

            Sizden bu gün pek göremediğimiz ve bu gün sizden duyamadığımız bir takım iddialarınız vardı.

            “Gelecek seçimleri değil gelecek nesilleri düşünüyoruz” diyordunuz.

            “Milliyetçi Türkiye’yi kuracağız”diyordunuz.

            “Tanrı dağı kadar Türk, Hıra dağı kadar Müslüman’ız” diyordunuz.

            “Türklük Bedenimiz İslamiyet ruhumuzdur” diyordunuz.

            “Doğulusu-batılısıyla, güneylisi-kuzeylisi ile Türk Milleti bir bütündür”diyordunuz.

            “Kanımız aksa da zafer İslam’ın”diye haykırıyordunuz.

            “Milleti mutlu, devleti güçlü”yapacaktınız”

            Hatta “Milli Devlet, Güçlü İktidar ilkelerine uygun olarak, köylümüzü, işçimizi, esnafımızı, memurumuzu, işveren ve serbest çalışanlarımızı ‘Milli Ülküler Etrafında Toplayıp Bütünleştireceğiz.’

Tarihin kendisine Büyük Millet dediği Türk toplumuna, adil, haysiyetli ve milli bir düzen getireceğiz. Türklüğün engin mazisine, üstün kültür ve medeniyet hazinesine yakışır şerefli bir yönetim kuracağız” (1)      Diyordunuz

            Ne oldu bu fikirlerinize?

            O eskiden haykırdığınız ideallerinizi kayıp mı ettiniz?

            Yoksa eski fikirlerinizden döndünüz mü?

            Siz idealistler değil miydiniz?

            Zaman mı değişti, siz mi değiştiniz.?

       İdealleriniz,  fikirleriniz 12 Eylül silindirinin altında mı kaldı?

            Sizin idealleriniz mevsimlik miydi? Bir dönemlik miydi?

            Neden ideallerinizi bırakıp günlük politikanın girdaplarına daldınız.

            Size yön verenler, sizi teşvik edenler mi var?

            Yaksa bu siyaset kolayınıza mı geliyor da atıp tutuyorsunuz?

            Yoksa sizi manipüle eden karanlık kimseler mi var?

            Hani siz dünyanın en iyi ve en güçlü teşkilatıydınız?

            Gücünüze ne oldu, kardeşlikten de öte olduğunu söylediğiniz hukukunuza ne oldu?

Hani “Edirne’de bir Ülkücü ne söylerse, Kars’taki Ülkücü da aynı şeyi söyler” diyordunuz.

            Ne oldu size çok sesli korolar gibi her tarafınızdan ayrı sesler çıkıyor.

            Ahdiniz, hedefiniz mezara kadar değil miydi?

            Ahdiniz, idealiniz köşeyi dönünceye kadar mıydı?

            Siyaseti ve siyasi partileri tasvip etmeyebilir, eleştirebilir siniz.

            Ama bu durum dik duruşunuzu, milli hassasiyetlerinizi etkilememeli.

            Siz mevsimlere ve siyasi partilerin manevraların göre mi hareket edecektiniz.

            Bir siyasi partiyi ve onun siyasetini de benimseyebilir siniz.

            Buna kimse karışmaz.

            Bu siyaset gözlerinize bir perde indirmesin.

            Olayları ve gelişmeleri parti siyasetine göre değil, milli menfaatlere göre değerlendirmek gerekmez mi?

            Size ne oldu da her konuyu götürüp siyasete dayıyor, kulaktan dolma yarım bilgilerle siyasi izahlara girişiyorsunuz.

            İnsan önce haddini bilmeli.

Her konuya balıklama atlamamalı.

            Bir insanın her konuyu bilmesi mümkün mü? Elbet mümkün değil.

            Fakat

            Nasıl oluyor da, her konuda ahkâm kesiyor, her konuyu biliyor oluyorsunuz.

            Yoksa siz; 12 Eylülün kara günlerinden sonra bizden habersiz gizli gizli 3-5 üniversite daha mı bitirdiniz. Ayrıca jeopolitik, jeostrateji, iç politika, dış politika, Ortadoğu, ekonomi, iç istihbarat, dış istihbarat vs. vs. konularında kurslara gidip sertifikalar mı aldınız?

            Öyle olmalısınız ki her konuda ama her çetrefilli konuda sürekli görüşler ileri sürüyorsunuz.

            “Ben öğretmenim, eğitimden anlarım”.

            “Ben mühendisim, inşaattan anlarım”.

            “Ben avukatım hukuktan anlarım”.

            “Ben doktorum sağlıktan anlarım”.

            “Ben esnafım ticaretten anlarım” demiyorsunuz.

            Her konuya balıklama atlıyor, sanki her konunun uzmanı gibi konuşuyor da konuşuyorsunuz.

            İnsan eğer kendi mesleğini bilmiyor ve her konuda ahkâm kesiyorsa. Dedik ya insan haddini bilmeli.

            Had bilmek, hudut bilmek nerede, biz neredeyiz.

            Eski devir filozofları gibi her konudan anlıyorsunuz.

            Hiçbir zaman “acaba, yanılıyor muyum” demiyor en çetrefilli ve uzmanlık isteyen konularda kalem oynatıyorsunuz.

            Çok yaşayın siz.

_______________________________

  1.  Milliyetçi Hareketin El Kitabı, Ankara 1975, S:3



Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.