“Biz Batının Oyununa mı Geldik”
Kenan EROĞLU
Herhangi bir konu olduğunda hemen hükmü veriyoruz.
”Batının bir oyunu”,
“Abd’nin bir oyunu”
Veya derhal;
“Bu bir komplo teorisidir”.
Denilerek aslında o konu çöpe atılıyor. Kulak ardı ediliyor. O konu hakkında bir araştırmaya, incelemeye ve üzerinde düşünülmeye değer bulunulmuyor.
Bu durum; Esasında bu durum, batı karşısında ezikliğin ifadesinden başka bir şey değildir.
Bu durum;
“Batının, Abd’nin bir oyunudur”
Ee, o halde yapılacak hiç bir şey yoktur gibi bir teslimiyet psikolojisi bize hâkim oluyor. Bu teslimiyet sonucunda atalete düşüyoruz.
Hâlbuki durum ne ise, olay ne ise onun bunun oyunu, onun bunun komplosu olarak görmek yerine konu üzerine yoğunlaşmak, akletmek, fikretmek, kafa yormak gerekmez mi?
Konu “ya doğruysa” varsayımının olabilirliği üzerinde ihtimalleri gözden geçirmek gerekmez mi?
Elbet öyle yapmak gerekir.
Batının ya da Abd’nin sadece bizim üzerimizde değil tüm dünya üzerinde belki ve mutlaka bir takım plan ve düşünceleri elbet olabilir.
Fakat bizim de Türkiye Cumhuriyeti olarak tüm dünya ve kendi geleceğimiz üzerine düşüncelerimiz vardır, olmalıdır.
Biz kendi işimize bakmalı, biz kendi içimizi, kendi işimizi sağlam tutmanın yolunu bulmalıyız. Bulmak zorundayız.
“Abd ne der, batı ne der” gibi eziklik duygusunun dışa vurumu olan düşüncelerden kurtulmamız, kendi tarihi birikimimizden hız ve ilham almalıyız.
Batı karşısında korkak davranıyoruz.
“Batı güçlü biz zayıfız” bu düşünce enerjimize mani oluyor.
Çünkü şuur altında batının büyüklüğü, ileriliği, modernliği, sanatta, felsefede, edebiyatta önde olduğu düşüncesi hâkim.
Düşman belki bilerek yapıyordur ama ya bizim içimizdeki ve her şeyiyle bize benzeyen insanların yaptığına ne demeli. Düşman hedef saptırıyor, elbet saptıracak.
Birinci Dünya savaşında bizi işgal edenler kimlerdi? Fransız, İngiliz, İtalyan, Yunanlı ve Ruslar vs. Peki bizim sözüm ona yarı okumuş ezik aydınlarımız! Daha çok hangi ülke aydınlarının Özlü sözlerini, kanaatlerini, cümlelerini alıntı yapıp tekrarlıyorlar. Yukarıda saydığımız ülkemizi işgal eden milletlerin aydınlarının. Bu durum batı karşısında eziklikten de öte bir davranıştır. Kurbanlığın kasabın bıçağını yalaması gibi.
Birinci dünya savaşı sonucu Milli mücadelede batı galip gelseydi biz ve ülkemiz ne halde olurdu düşünmek lazım.
Nasıl oluyor da Çanakkale’de İzmir’de denize döktüklerimizin taklitçisi, takipçisi olduk. Kanunlarını alıp tercüme ettik, Laiklik ilkelerini benimsedik. Nasıl olabilir bu.
Tek parti döneminde tercüme edilen Yunan klasikleri ile denize döktüğümüz Yunanlıya hayran olduk. Yunan ve batı klasiklerini okudukça batı karşısında aşağılık ve eziklik duygumuz arttı.
O dönemde batı ve Yunan klasiklerinden yapılan tercümelerde, batının ne kadar inançsız klasiği varsa onların tercüme edildiği inançlı batılının eserlerinden tercümeler yapılmadığı söyleniyor.
…..
Çanakkale’de, Milli Mücadele’de yendiğimiz ülkeleri taklit ettik. Kanunlarını aldık. Onlar gibi olmaya özen gösterdik.
Milli Mücadele ile ayağa kalkan ve batı karşısında dik duran Türk insanı Yunan klasiklerini okuya okuya eziklik duygusuna kapıldı.
Bir örnek:
İngiltere’de Demokrasinin tarihini 1215 yılına götürürler. Onların demokrasisi yüce deriz.
Ülkede Kraliçe var. Ona sembolik deriz.
Başbakanlar kral ve ailesi önünde diz çökerler, ona da sembolik deriz.
Kraliçe 24 ülkenin kraliçesidir, sembolik deriz.
Kraliçenin 54 ülkede valisi vardır 54 ülkeyi idare eder biz ona da sembolik deriz.
Bize gelince; tarihimizden bahsedince onlar geçmişte kaldı deriz.
Güvenliğimiz için Irak-Suriye’de operasyon yapınca “bizim Irak’ta Suriye’de ne işimiz var” denir.
Osmanlıyı övünce Osmanlı hakkında 40 tane olumsuz şeyler sayarlar.
Bizde Padişah kötüdür, son Padişah vatanı satmıştır!
Sultanlar saraylardan haremlerden çıkmamıştır vs. vs gibi akla hayale gelmedik şeyler söylenir.
İşte size bir eziklik örneği. Batı karşısında bundan daha ezik davranılır mı?
Ne diyor bir batılı yazar: “Doğudaki aydın batıdaki efendilerinin sofrasında kalan kırıntılarla yetinenlerdir.
Onlar batının menfaatlerini kendi menfaatlerinden önde görürler”
Evet, aynen böyle değil mi?
Bizim Cumhuriyet aydınımızın görüntüsü de böyle değil mi?
Türkiye dünyayı karşısına alarak “Barış Pınarı Harekâtı”nı yapıyor. Yapılan bu harekâtı göğsünü gere gere destek veremeyen okumuşlarımız var. Sözüm ona bazıları da Milli değerlere sahip çıkanlar. Türkiye bu harekât neticesinde tezlerini hem Abd’ye hem de Rusya’ya kabul ettiriyor, ama içeride bir kısım okumuşlar Abd ve Rusya’yı büyük görüp kendimizi küçük görerek olaylara hep öteki taraftan ve olumsuz bakmaya devam ediyorlar.
Bu gün, Türkiye olarak, Afrin’e girdik, Elbap’a girdik. Güvenli bölge dediğimiz yerlere de girdik.
Fakat “batı bunun karşılığını daha vermedi, batı bunun hesabını bir şekilde sorar, Abd aldattı, masada bizi mat etti” diye bit yeniği aramak düşüncesi hala batı karşısında ezikliğimizi gösteriyor.
Bu durum batı karşısında eziklik değil de nedir.
Bu eziklikten kurtulmamız lazım. Bu ezikliği üzerimizden atmalı kendimize dönmeliyiz.