“Atsız Hocam,
Sizi ömr ü hayâtımda hiç göremesem de, eserlerinizle, öğrencilerinizin eliyle hocam oldunuz. Türkçülüğü de, Türklüğün değerini de, bilimi de, sizin kaleminizden öğrendim. Doğruyu savunmayı da önce âilemden, sonra sizden öğrendim.
Siz, Atatürk’ün Türklük fırtınası estirdiği dönemde bile doğru bildiğinizi söyleyip, yanlışa yanlış demediniz. Devleti yönetenlerin bütün gücüyle size saldırdığı sürede de eğilip bükülmediniz. Yeğeninizi kaybettiniz, kardeşiniz Nejdet Sançar’ın ve yengeniz Reşîde hanımın evlâd acısına bire bir şâhid oldunuz. Ama ne siz, ne de Nejdet Sançar hocamız, devletinize küsmediniz. Oysa, düşmân bile olsaydınız, kimsenin niye demeye hakkı olmazdı.
Siz yine doğru bildiğinizi yaptınız. Hep Türklüğe daha fazla nasıl hizmet ederim diye düşündünüz. Kür Şâd’ı 1300 yıl sonra diriltip, bize öğrettiniz. Osmanlı târihinin birçok önemli belgesi ve eseri, sizin elinizle canlandı, bugünlere erişti.
Siz yine Türklük için çalıştınız. Sonra ömrünüz yaşlı günlerinde köşenize çekilip dinlenmek yerine Türk milletinin varlığına göz diken yeni tehlikeyi gözümüzün önüne koydunuz. Komünist Kürdçülerin hareketlerini… Yâni PKK’nın nüvelerini ortaya koydunuz. Devletimizi yönetenler de, buna göre gereğini yapıp, yılanın başını küçükken ezseydi, bunca acıya, bunca emeği gerek olur muydu? Aslâ… Ama devletimizi yönetenler ne yaptı? Gereğini yapmak yerine sizi, o yaşınızda hapse atmayı tercih etti ve bugüne kadar geldik…
Böyle bir ömür, bana da, bütün Türkçülere de ancak örnek oluşturur hocam. Bilin ki, yirmi küsûr yıldır, sizin yolunuzdayım. Ömrümün son gününe kadar da bu yoldan şaşmayacağım. Çünkü Türklük için doğru olan gerçekten başka bir yol yok.
İyi ki, vardınız, hocam ve iyi ki, yazdınız; iyi ki, çalıştınız; iyi ki, mücâdele ettiniz…
3 Mayıs Türkçüler Gününüz kutlu olsun hocam…”
Öğrenciniz
Kutlu Altay Kocaova