Kutlu Altay Kocaova
“Türkiye’de bin yıldır, Türk sorunu vardır. Biz, Anadolu’ya yerleşmeye başladığımız 1071’den i’tibâren Avrupalı için sorun olmaya başladık. Geldik ve yerleştik. Biz geldiğimiz için Haçlı Seferleri başladı. Yoksa, savaşmayı bilmeyen Arap için bütün Avrupa niye birleşsin? İspanya’daki Arap için birleşmeyen Avrupa, Anadolu’daki Türk için birleşti.
Avrupa, Haçlı Seferleri ile tsunami olup geldi. Ancak çok güçlü bir dalgakıran olup, karşılarına dikildik. Sonrasında da mâlum Avrupa’ya geçtik, İstanbul’u aldık. İstanbul’u almamız ise Hristiyan eskatolojisine darbe vurdu. Bir dînin mitolojisinin köklerini kırmak ise her millete nasib olmaz.
Sonraki süreçte de Orta Avrupa ve geri çekiliş ve İstiklâl Savaşı… Demem o ki, Türkiye’de Avrupalı için her dâim bir Türk sorunu vardır. Avrupalı için bu toprakların Türklerin elinde olması bir sorundur.
Dolayısıyla Türkiye’yi Türk ırkının vatanı olarak görmek yerine, bir çorba gibi gören herkes, bu anlayışın kullandığı birer mendilden başka bir şey değildir. Kimi Türk edebiyâtı yerine Türkçe edebiyât diyerek, kimisi “Türkiye’de sâdece Türkler mi yaşıyor” diyerek, kimisi de “Anayasadan Türklüğü çıkaracağız” diyerek mendil olduğunu gösterir. Mendilin ise sonu bellidir. Çöp tenekesi…
Türk ise, onca sıkıntısına rağmen, her dâim ayakta kalmayı bilmiştir. Çünkü Türk muzafferdir.”