Odgurmuş: Sizi biraz sıkıntılı görüyorum yine ne oldu, bir sebebi mi var?
Monşer. Yoo ne sıkıntısı, benim sıkıntım memleketimizle, halkımızla ilgilidir. Halkımızın sıkıntıları benim de sıkıntılarımdır. Hem de sıkıntılarımın en başında gelir. Benim için halkım her şeyin başında gelir. Anladığım kadarıyla siz halkın sıkıntıları ile pek ilgilenmiyorsunuz. Bazı şeyler var ki ya hiç görmüyorsunuz, ya da görmezden geliyorsunuz.
Odgurmuş: Ne münasebet. Halkımızın dert ve sıkıntıları ile ilgili hangi konularda görmezden geliyormuşuz.
Benimle sizin aranızdaki fark şudur: Siz sivrisineklerle uğraşıyorsunuz, “şuraya zarar verdi, buraya zarar verdi, sivrisinekler şunu dedi, bunu dedi” gibi konularla çok ilgileniyorsunuz. Belki de kendinize göre doğru yapıyorsunuzdur.
Fakat ben sizinle aynı pencereden bakmıyorum. Siz pek çok konuda olduğu gibi sosyal medyaya atılan bir takım haberleri “en doğru haber” gibi hemen sarılıyor ve ya paylaşıyorsunuz, ya da bu minval üzere bir takım paylaşımlar üretiyorsunuz.
Biz ise hiçbir sosyal medya haberine araştırmadan, incelemeden, tarafların bu konuda ne dediğine bakmadan hareket etmeyiz. Haberi ortaya atanın fikri kimliğini de dikkate alarak akıl ve mantık süzgecinden geçiririz; “Bu haber veya paylaşım Türk Milletinin menfaatine midir, değil midir? Yapılan haber bütünleştirici bir biçimde midir, yoksa bozgunculuğa ve ikilik çıkmasına sebep oluyor mu? İnsanımızda kafa karışıklığına sebep olur mu olmaz mı?” diye bakıyor ve ona göre paylaşımlar yapıyoruz.
Monşer: Siz şimdi böyle söylüyorsunuz ama yazdığınız ve paylaştığınız bazı konularda sanki gizli gizli bir partiyi tutuyormuşsunuz gibi bir izlenim çıkıyor. İşin gerçeği ben de bazı paylaşımlarınızdan dolayı siz iktidar yanlısı bir politika izliyorsunuz düşüncesine kapılmıyor değilim.
Bir şeyler paylaşıyorsunuz, bu paylaşımlarınız bizim gibi iktidarların her icraatlarını eleştirmiyorsunuz ama eleştirenlerin eleştirisini yapıyorsunuz gibime geliyor ve dolayısıyla, siz bizi eleştirirken aslında iktidarı övüyorsunuz gibi çıkarım meydana geliyor.
Odgurmuş: Sizin ve sizin gibi düşünenlerin bizim hakkımızdaki düştüğünüz hata işte tam da burasıdır. Biz yazılarımızda herhangi bir partinin lehinde veya aleyhinde bir paylaşım genellikle yapmıyoruz. Bizim siyasi partilerle ve siyaset ile ve onları günlük söz dalaşı ile asla bir işim olmaz. Hele de günlük siyasetin kısır ve neticesiz girdaplarına girip “onu eleştir, bunu eleştir, iyiye kötü de, kötüye iyi de” vs. biz bunları asla yapamayız.
Biz genel manada memleket meseleleri ile ilgilenir o konuların sebepleri, oluşumu, gelişimi üzerinde duruyorken bizim asıl muhatabımız “sizin gibi; çok tutarsız bir çizgi takip eden kendini tahsilli kabul eden aydın kabul edilenlerdir”. Biz bütün paylaşımlarımızda bu okumuş ama yarı cahil kesimin “tutarsızlıkları”, “sığ değerlendirmeleri”, “yaşa, varol, kahrol” yaklaşımlarına karşı mücadele ediyoruz. Kısaca biraz tahsil yapmış bu yarı aydın denilen kesimlere ayna tutuyor, Tutarsızlıklarını ortaya koyup aynada kendilerini gösteriyoruz. Pek tabiidir ki bu durumdan arkadaşlar pek de memnun olmuyorlar.
Pek tabiidir ki bu memnuniyetsizliklerinin sonucunda bize karşı bilgi ve kültüre ve hatta milletimizin binlerce yıllık kültür ve değerlerine göre kayda değer bir eleştiri getiremiyor olmalılar ki hemen kendi dışındakileri, bir partiye yaslayıp, (çünkü kendileri bir partiye yaslanıyorlar). Bizi gizli taraftar olmakla itham ediyorlar. Bazen de ima ediyorlar.
Biz yazılarımızda ve paylaşımlarımızda sık sık “biz devletimizin ve milletimizin yanındayız” şeklinde genel düsturumuzu ortaya koymuş olduğumuz halde. Sığ görüşlü kimseler bu düşüncemizi hem anlamak istemiyorlar ve hem de kendileri, çeşitli siyasi konuları ve siyasi gelişmeleri eleştiriyorum diyerek paylaşımları ile devlet ve millet ve hatta çok değerli kurumlarımız aleyhinde konuşmalara ve yazışmalara sebep oluyorlar.
Böyle bir paylaşım yapmak ve paylaşımın altında devlet ve millet ile kurumlarımız aleyhinde konuşmak ve konuşturmak bir milliyetçiye asla yakışmaz düşüncesini taşıyorum.
Biliyorum, sizin için, devlet, millet ve kurumlarımızın hiçbir önemi yok. Siz ve sizin gibiler siyaseti ve siyasetçileri eleştiriyorken yanı sıra da devleti, milleti ve yıpratılmaması gereken kurumları da beraberinde eleştiriye tabi tutuyorsunuz. İşte ben sizin bu tavrınıza katılmıyorum.
Monşer: Yani siz böyle mi düşünüyorsunuz?
Odgurmuş: Evet böyle düşünüyorum. Hatta ben düşünüyor ve diyorum ki, iktidarlar gelir geçer, siyasiler bu gün vardır yarın yoktur. Biz ömrümüz boyunca pek çok iktidar ve pek çok gelip geçen siyasetçi gördük.
Yine işin garip tarafı, size göre gelmiş geçmiş tüm siyasi partiler kötü, tüm iktidarlar beceriksizdir. Siz Menderes’e de karşıydınız, daha sonra Demirel’e karşı oldunuz, Daha sonra Özal geldi Ona da karşı oldunuz, şimdi de Erdoğan var ve siz şimdi de ona karşısınız. Bu arada başka siyasi partiler de gelip geçti, çeşitli siyasiler de gelip geçtiler. Bu gelip geçenlerin içinde hiçbir iyi insan veya sizin onaylayacağınız birisi yok muydu?
Yok, bu gelmiş geçmiş iktidarlar ve gelip geçen siyasilerin hepsi de kötü değildi belki. Fakat bana göre sizin kafanızda sorun var gibi. Herkes kötü olurken sadece sizin iyi olmuş olmanız hayatın gerçeklerine biraz aykırı gelir. Acaba yanılıyor muyum?
Hatta biraz kendinizi yoklasanız. Bir yerlerde hata mı yapıyorum deseniz. Veyahut da biraz hoşgörülü olsanız daha iyi olmaz mı?
Sizinle bizim aramızda bir önemli fark daha var;
Siz sürekli Türk milletini meydana getiren insanların, kurumların ve ülkeyi idare edenlerin hep eksik ve yanlışlarından söz ediyorsunuz.
Biz ise milletimizin eksik ve kusurlarından söz etmek yerine Türk milletinin büyüklüğüne inanmış biri olara yine onun büyüklüğünden, tarihte yaptıklarından insanlık âlemine götürdükleri adaletten söz ediyoruz.