Kenan EROĞLU
Monşer(1): Dikkatimi çekiyor; Yazılarınızda, okumuşlardan, tahsillilerde ve aydınlardan sıkça söz ediyorsunuz. Bunun bir sebebi mi var.
Odgurmuş(2): Evet bahsettiğiniz gibi kendini aydın olarak gören fakat halkından çok uzakta, milletini geri sürü görenlerle ilgili pek çok yazı yazıyorum. Biz vatanını milletini seven, milletinin yücelmesini, yükselmesini amaç edinen ve bu çabası için kendini yetiştiren, kitap okuyan, tahsil yapan, özellikle Türk tarihini bir bütün olarak ele alan ve milletine hizmeti şiar edinen insanları elbette olumsuz olarak görmeyiz hatta o gibi insanları yüceltiriz. Onlara sadece saygı duyarız. Onlarla şeref duyarız.
Çocukluk yıllarımdan itibaren kitaba ve kitap okumaya zaten bir merakım vardı. İlkokul 4 ve 5. Sınıflarda babamla beraber Lise caddesinde bulunan Halk Kütüphanesine giderdik.
Daha sonra Yine Yozgat’ta kurulan ve benimde ilk yönetim kuruluna girdiğim “Genç Ülkücüler Teşkilatı”n da görev aldık orada bize tavsiye edilen yayınları çok sıkı bir şekilde takip ettik.
Takip ettiğimiz süreli yayınların yanı sıra pek çok Milliyetçi olarak bilinen büyüklerimizi de okuma imkânı bulduk. Başta Ziya Gökalp ve Osman Turan olmak üzere,
Mümtaz Turhan,
Fuat Köprülü,
Osman Yüksel Serdengeçti,
Erol Güngör,
Necmettin Hacıeminoğlu,
Nihat Sami Banarlı,
Cemil Meriç,
Nihal Atsız,
Yılmaz Öztuna,
Peyami Safa,
Sabri Ülgener,
Ahmet Kabaklı,
Dündar Taşer,
Galip Erdem,
Ziya Nur Aksun,
Yılmaz Özakpınar,
Ahmet Hamdi Tanpınar,
Süleyman Hayri Bolay,
Mehmet Genç,
Ahmet Yaşar Ocak,
Nevzat Kösoğlu
Gibi yazarlarımızı çok sıkı bir şekilde okuduk, takip ettik. 1980 yılında Ankara Yüksek Ziraatçılar Birliğinde özel bir eğitime katıldık. Hareketimizin lideri Başbuğ bize bu özel toplantılarda 6 kez en az 3-4 saat olmak üzere konferans verdi. Biz Kenan Eroğlu olarak, ne öğrendikse bu büyüklerimizden öğrendik. Ne mutlu bize ki böyle kitaplar okumuş, böyle yazarlar takip etmiş ve böyle önemli toplantılara katılmışız. Böyle bir durum pek kimseye nasip olmaz. Bütün bu öğrendiklerim doğrultusunda da yazılar yazmaya gayret diyoruz.
Bu büyüklerimizin çoğunluğu ülke problemlerinin kaynağı olarak yaklaşık Tanzimat’tan beri pek çok tali sebebin yanı sıra aydın kesimin bozulup çözülmesini göstermektedirler. Bozulan, çözülen, başka milletlere hayranlık duyan tahsilli aydınlarımız kendilerinden ve milletlerinden kopmuş olduklarından, ülkenin problemlerine de gerçekçi ve akılcı çözümler getirememişlerdir.
Erol Güngör bu konuları derinlemesine izah etmekte Tanzimatçılar, meşrutiyetçiler ve son olarak da inkılâpçıları bilimsel bir metodla eleştiriye tabi tutmaktadır. Biz de eleştirilerimizin hedefini bütün büyüklerimizden öğrendiğimiz gibi; okuduğu, tahsil yaptığı, üniversiteler bitirdiği kütüphaneler devirdiği halde içinden çıktığı milletini sevmeyen. Hele de Türk tarihini hiç beğenmeyen, Türk tarihine batılıların baktığı olumsuz ve eleştirel pencereden bakan, Milletinden kopuk, içinden çıktığı halkını hor gören, ona “koyun, sürü, iki paket makarnaya satıldı” vesaire diyenlerdir. Biz bu görüşlerimizi ısrarla tekrarlıyoruz. Ola ki bazı arkadaşlar bu büyük milletin büyüklüğünü anlarlar.
Demek oluyor ki ve buradan da anlaşılıyor ki; tahsil elbette gereklidir. Fakat milli şuurla donanmayan tahsil memleketin faydasına olmuyor. Hatta bir de idrak ve anlayış gerekli, biz dam derken güm anlamak da tahsille alakalı olmamalı.
Monşer: Vah vah ben de boş yere yıllarca okula gitmiş, boş yere yıllardan beri çalışıp didinip okumaya çalışmışım..
Odgurmuş: Okumak yoluyla sadece tahsilli olunur. Eğer bir insan aileden, çevreden ve okuldan tahsilin yanı sıra sırayı, saygıyı öğrenmemiş ve milli şuur ve dini şuur almamışsa O kişi sadece tahsilli olmuş olur. .
Okumasak iyi adam olacakmışız. Gibi düşünce taşıyor olabilirsiniz. Bu sizin bileceğiniz bir şeydir. Bizim söylediklerimiz elbette biraz ağır gelebilir.
Buyurunuz bakınız bunlar da okumuş. Milyonlarca insanın ölümüne sebep olan komünist liderler.
……..
Sayın Monşer söylenmemişi söylenmiş gibi, yazılmamışı yazılmış gibi ve son yılların modasına uyarak niyet okuyarak Mugalata yapmaya gerek yok. Yoksa siz de mi halkından kopuk, onu hor ve geri görenlerdensiniz. Yani sizinde okumuş olmanıza rağmen yeteri kadar milli şuurunuz yok.
Ahh Monşer ah. Keşke okumuş olmanın size verdiği, veremediği feraseti okumamış ve cahil gördüğünüz Köylü Ahmet ağanın ferasetinden biraz edinebilseydiniz.
Sayın Monşer bakınız bunlar da okumuşlar.
………….
(1)- “Monşer”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı, biraz solcu, biraz 1970’li yıllar ülkücüsü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükarda halkını geri-sürü gören hayali bir şahsiyet
(2)- “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.