ÜlkücüMilliyetçiTürkçüTürkeşÜlkü OcaklarıdövizakpchpmhpAhmet b.karabacakhasan külünk
DOLAR
27,4153
EURO
28,9842
ALTIN
1.654,59
BIST
8.270,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
24°C
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Cuma Gök Gürültülü
24°C
Cumartesi Çok Bulutlu
23°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C
ÜÇ HİLAL'İN HİKAYESİ Ahmet B. Karabacak

Sol’un Taktiklerine Dikkat Etmeli 

Sol’un Taktiklerine Dikkat Etmeli 
07.08.2022
411
A+
A-

Kenan EROĞLU

Odgurmuş: Marksist Sol’un genel geçer taktik suçlamalarından “ işbirlikçi” nitelemesine ne dersiniz? 

Ögdülmüş: Marksist sol’u iyi incelemek, strateji ve taktiklerini öğrenmek gerekir. Marksistlerin bu ve buna benzer pek çok taktikleri vardır ki bu uygulamaları sadece bizim ülkemize has değildir. Dünyanın hangi ülkesinde olurlarsa olsunlar Marksizm’i benimsemiş insanlar aşağı yukarı aynı kitapları okudukları için aynı propaganda yollarına başvururlar. 

 Kendilerinin katılmadığı ve siyaseten desteklemedikleri bir siyasal parti eğer iktidar mevkiinde ise, o iktidar için mutlaka “işbirlikçi” damgasını vururlar. Hatta bununla da kalmazlar olmadık konularda da suçlamaktan geri durmazlar. 

Odgurmuş: Bu işbirlikçilik neyi ifade ediyor, biraz açabilir miyiz? 

Ögdülmüş: Aslına bakarsanız; Kendilerinden olmayan ve karşısında oldukları tüm siyasi iktidarlar ve siyasi partiler onlara göre işbirlikçidir.  Bu iktidarlar mutlaka batının ve Abd’nin güdümünde çalışırlar, Abd ile sürekli temas halindedirler ve hatta sürekli Abd ile işbirliği halindedirler ve Abd’nin kuklasıdırlar. Bu işbirlikçi iktidarlar Abd’ya üsler verirler, imtiyazlar verirler.  

Bu işbirlikçilik konusunda o kadar ileri giderlerki, Bir partinin  “Atatürkçü, laik ve solcu” olması önemli değildir. Düzeni savunan bu partiler de onlara göre işbirlikçidir. Yani daha açık söyleyecek olursak bu bahsedilen partileri de bu kez “işbirlikçi sol partiler” olarak kabul ederler.

Onlara göre; Türkiye her şeyiyle Batının bir parçası,  her yönüyle Batıya bağımlı uydu bir ülkedir.

Bunlara göre ülke elden gidiyor ve işbirlikçi partiler bunu önlemiyor, yardımcı oluyorlar. 

Pekiyi… 

Bu iktidarın (veya onlara göre her iktidarın) yaptıklarını kısa süre bir kenara bırakalım ve kendi muhasebemize dönelim ve düşünelim. Bunların muhalif oldukları herhangi bir iktidar olmasaydı da yerine başka bir iktidar olsaydı bu şekilde feryat edenlerin kanaatleri değişecek miydi? İktidarın icraatları değişmediği halde ona bakış açıları değişecek miydi? Ya da neler değişecekti ki o iktidar ve her iktidar solun bir takım mesnetsiz suçlamalarına maruz kalmasın. Öyle görünüyor ki bu şekilde düşünenlerin kendileri iktidarda olmadıkları müddetçe kanaatleri değişmeyecek ve kalacaktır. Kendileri dışında herkesi yine suçlamaya devam edecek gibi görünüyorlar. 

Odgurmuş: Öyle anlaşılıyor ki; kendilerince bir mantık geliştirmiş gibi görünüyorlar.  

Ögdülmüş: Evet tam da sizin söylediğiniz gibi, kendilerine göre bir mantık geliştirmişler. Geliştirdikleri mantık, her konuda tez-antitez-sentez üçlemesi ile geleneksel eleştirel ve suçlayıcı bir mantık oluşturmuşlar. 

Eleştiri getirdikleri iktidarın yerine gelenler de yine onlara göre, “Ab’ nin ve Abd’ nin kuklası” olacaktır. 

Ya da taraftarı olmadıkları her iktidar, kim olursa olsun her zaman kötüdür, her zaman işbirlikçidir. Ne yaparsa yapsın yanlıştır. 

Burada önemli olan, iktidar ve iktidardakiler değildir. Önemli olan eleştiri getiren Marksist sol kafanın sabit fikirleridir. 

Bu Marksist solcu fanatiklere göre; İyi şey olarak, başarılı icraat olarak değerlendirilebilecek konu ancak ve ancak kendilerinin içinde bulunduğu iktidarla gerçekleşecektir. İçinde kendileri bulunmuyorlarsa yapılan her icraat kötü, söylenen her söz yanlıştır. 

Esasında her iktidar kötü, her hükümet başarısız, her söz yanlış değildir, Marksist solun çeşitli bölümlerine katılan ve o fikre sabit bir şekilde saplanan kişilerin ön yargılarından bu durum bunlara öyle geliyor. 

Katıldıkları fikri gururplarda ve çoğu kez körü körüne inandıkları için; Bunların görüşlerini, düşüncelerini, fikirlerini, bakış açılarını ve hatta gözlüklerini bir kere gözden geçirmeyi denemeleri asla düşünülemez. Bunlar örgüt içinde artık inanmış birileridir. Kimse bunlara en azından bir kere durumu gözden geçir diye soramaz ve sormaya gerek de yoktur, bunlar gibiler artık asla yanlış düşünmez. Ve her konuya verilecek mutlaka bir cevapları (şablonları) vardır, bunlarda yanlış yoktur. 

 Marksist sol herhangi bir fikir hareketine katılmış-bağlanmış örgüt adamının, taraftarın gurup taassubu içindeki bakış açısındaki gerçek maalesef böyle. 

O halde insanlar fikirlere bağlanmalıdır. İnsanlar insanlara ve insanlar örgütlere bağlandığı takdirde durum böyle oluyor.  

Kısaca; “İnsan ne kadar az düşünürse, o kadar çok konuşur.” 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.