Hasbelkadar eli kalem tutan bir vatandaş olarak bendeniz bu ülke başbakanının beyânlarını “hezayân” diye nitelendirmekten haya duyarım. Çünkü bu ülkenin başbakanı Lübnan değil benim milletimin ve devletimin başbakanı.. Öyle bir koltukta oturmaktadır ki, sık sık “ecdadım” dediği sözlerle eğer bu devletin önceki ricâlini kasdediyorsa, halefi olduğu insanların bu koltukta idâre ettiği topraklarda şu anda yirmibeşin üzerinde devlet bulunmaktadır. Ama ne yazık ki tıpkı bir aşîret lideri gibi bazı aşîretlerin peşine düşüp aslî unsuru görmemezlikten gelmeyi başka bir kelime ile vasıflandırmak mümkün değildir. Böyle başbakanlık olması bir yana “İslâmcılık” da olamaz. Osmanlı devrinde kendilerinin Türk olmadığını bilen onlarca sadrıâzam “Türküm” demekden utanmazken bir cumhuriyet çocuğu olması hasebiyle Türklüğünden şüphe olmayan sayın Başbakanımız’ın ayrı bir hiddet ve celâdet ile “Türkçülüğe” düşmanız demesinin izâhını nasıl yapacaksınız?
Günümüzde Arapların “Irk” mefhumuna oturtturdukları ve temelini cahiliye devri “kabileciliği”ne kadar kadar götürdükleri millet tarifleri çoktan geçerliliğini kaybetmiştir. Modern millet tarifi o milletin ferdi olmak için aynı kandan gelmeyi gerektirmiyor. Çünkü böyle bir kan tesbiti yapıp milleti tamamen “genler”e bağlamak ilmen bile asla mümkün değildir. Bugün Karedeniz bölgesinde aralıklı yaşayan “Gürcüler”in o ırktan geldiğini nasıl ispat ederiz? Bir kere bugünkü Gürcistan bulunduğu coğrafyada belki birkaç bin yıldan beri adeta Hz. İsa’nın havarilerini temsil edecek derecede hiristiyan olmalarına karşılık bir avuç Türkiye Gürcüsü müslümandır. Yani İslâmiyetin sadece evlenmelerde getirdiği serbestlik buralarda böyle bir ırk bırakmış mıdır? Kaldı ki birer Kafkas veya İrani kavim olan Ermeniler gibi Gürcüler de bu çoğrafyayı 8. asırdan itibaren rüzgar gibi kaplayan Müslüman Türk akınları ile yüz-yüze geldikleri zaman hiristiyan kalmak kaydı ile Türkler ile bir âile olmaktan imtina etmemişlerdir. Bu örneği Sasaniler dahil Kafkas, İrani ve Mezopotamya kavimlerine de teşmil edebiliriz. Urfalı Ermeni Meteos Vekayiinamesi (952 – 1136) ve Papaz Grigor’un (1136 – 1162 ) buna yazdığı zeyle mutlaka gözatmalısınız. Ayrıca birçok Kafkas menşeyli Ermeni ve Gürcü ideoloğu da aynı gerçeği teslim etmişlerdir.
Bizim İstanbul Rumları ile Trabzon Rumu’nun menşey olarak ilgileri adamakıllı ispat edilememiştir. “Trabzon Rum İmparatorluğu” deyimindeki “Rum” etnik mânâdan ziyâde coğrafi bir tabir olarak da kullanılmıştır. Bunlar da hiristiyan olduğu için hemen “Rum” kütüğüne kaydedilmişlerdir. Halbuki bizim Akkoyunlu Uzun Hasan Karakoyunlular’ı alt ettikten sonra Trabzon İmparatoru IV. Yuhannes’un kızı Despina Hatun ile evlenerek bu devleti himayesine almış ve Fatih Mehmet burayı fethettiği zamanda Despina’nın çehizi olarak kendisine pay ödemiştir. Bu zamanda yüzlerce Müslüman Türk Hiristiyan; Ermeni, Rum, Gürcü ile evlenmiş ve buralarda sanıldığı gibi genetik yani kan bağı akrabalığı kalmamıştır. Hatayi mahlası ile Türkçenin şahaserlerini ortaya koyan Şahismail de Despina’nın kızı Maria ile Haydar’dan olmalıdır.
Şimdi biz Şah İsmail’e “Türkçü” demeyip de ne diyeceğiz? ”Mücahid” mi dememiz gerekiyor! Sayın başbakan tarih mi değiştirecek anlamak mümkün değil! Şöyle bir şey de var esasında kendi kendilerini tekzib ediyorlar. Çünkü kimliği meçhul ”Millet”e evet derken “Türk Milleti“ kavramını eleştiriyorlar.. Arapçayı iyi bilenler söylesin, bilmeyenler sözlüklere müracaat etsin ki, Arap kültüründe “Millet” aralarında din bağı olanlarının mecmuuna verilen isimdir. Ve Efendimiz ile birlikte iknâ edilen “Müslüman Arap kabileleri iştirâki” mânâsındadır. Yâni ünite olarak “kabile” ümmet karşılığı olarak “millet” mefhumunun temelidir. Hiç kıvırmaya gerek “Kabail”den gelen “Kabile”nin Arapçadaki kelime anlamı ise “Kafatası” demektir. Bu sebeble Araplar Arap olmayanlara Müslüman olmayı bile çok gördükleri için Arab’ın dışında müslüman olanlara “Acem” demişlerdir.. Yani sandığımız gibi “Acem” öyle Pers, Sasani, Fars karşılığı değildir. Arabın dışında başka milletden halife olmaması bile düşündürücüdür. Sanmıyorum ki bu işin mazbut bir dini temeli olsun.. Eğer yok ise bu kabilecilik değil de nedir? Varsa bir şey diyemem “Hüküm”dür iman eder geçerim..
Şimdi bütün bunlara karşılık günümüzde aşağılanan Türk ırkı Arab’ın “millet” deyimi almış ve “ulusların” iştiraki gibi geniş tanımı ile bugünkü modern tanım anlamında kültürleştirmiş ve adına da “Türk Milleti” demiştir. Zamanın gece mekteplerinde iktisadi ticari ilimler derslerinde maalesef bu incelikler yoktur. Ben de bu okulu okudum ama böyle düşünmeyenlerin başından 5 yaş büyüğüm ve gerçeği Taliban’dan değil ilim sahiplerinden öğrendim.
Evet bugün ABD’den Rusya’ya, Avrupa’dan İran’a kadar kitap karştırın, Anadolu’da “Türk Milleti” deyimi bu coğrafyada en az 1000 yıldan beri yaşayan insanların tamamını kapsar. Bir kere Anadolu’nun dışında hiçbir Türk Devleti ve Ulusu bu deyimi kullanmamaktadır. Eğer Türk Milleti deyiminin saklı anlamları da olsaydı böyle olur muydu? Bakınız Özbekler, Kıpçak, Nogay, Tatar, Bulgar, Moğol, Çuvaş, Oğuz, Karahanlı, Karluk, Uygur gibi Türk ve Türk olmayan kavim ve kabilelerden müteşekkil bir ulustur. Sizin coğrayadan ithal edip güya etnitizm yüklemeye çalıştığınız “Türkiye” deyimine eş fakat etnitizm ifâde eden “Türkistanlı” deyimini kullanıyorlar. Bu asırlardan beri böyledir. Ne İranlılar, ne Ruslar, ne Moğollar bundan alınmamışlardır. ”Türkler’in vatanı anlamındaki Türkistan” deyimini kimse etnitizm manasında bile itici bulmamıştır. Çünkü kültür dediğimiz ilmi müessese böyle işâret ediyor. Araplar’a sırf Efendimiz’den ötürü “Kavmi Necib” (Asil kavim) derken onların bize “Etrak-ı bi-İdrak” gibi hakaret ifâdelerine de hiç aldırmamışız. Sahi Mehmet Akif’in bahsettiği “Asil Kavim” kim? Şemseddin Sami’nin Kamus’u kimin için yapılmıştır ?
Vallâhi istediğiniz kadar politik sebeplerle de “Türk Milleti” kavramını “Irkçılık“ olarak değerlendirin doğru tekdir. Sanıyorum ki politik sebeplerden ziyâde “Kandil”in tehditlerinden de korkuluyor.. Çünkü %50 oy “Türk Milleti”nin oyudur. Asil ve necib olan millet de Türk Milletidir. Gerisi gerçekten hezayandır.. Dedelerinin servetini başkalarının götürdüğü bu ülkenin bir Türk çocuğu olarak bugünlerde kahrımdan ölürsen inanın ki müsebbibi Tayyip Bey’dir.. Neden bizi hesaba katmaz? Kime aşk ile bakarsa baksın ama bizde insanız ve vatandaşız.. Bu insanlardan isyankârlar yaratmayın.. Bakınız İran’da Fars’a karşı olmakla dinden çıkmak aynı noktaya doğru gidiyor.. Rejimin inkâr ettiği ve oynadığı Türkler her şeye isyanları oynuyor.. Ülkücüleri de bu duruma düşürmeyin.. Arkanızda giden onca ülkücü varken.. Sağlıcakla kalın.