İşlerine gelmeyenler, Türk Dili ve Kültürünün ifâdesini istemeyenler tabiî ki iktidara gelir-gelmez Atatürk’ün emâneti olan Dil Kurumu’nu da tıpkı Tarih Kurumu gibi kızağa çektiler. Nedense eskisinden pek habersiz olan “Neo-Osmanlıcılar” çok siyasî bir davranışla eskileri gibi olmayarak işi kültür düşmanlığına kadar götürdüler. Eski “Osmanlıcılar”dan Mehmed Akif ve Semseddin Sâmi misâli ulular kültürümüzün abideliğini kafalarına ve gönüllerine sığdırmışken, yeniler böyle olmayı içlerine sindiremeyip onları bile silip attılar. Dil Kurumu’ndan Ahmet Bican’ın, Tarih Kurumu’ndan da Yusuf Halaçoğluğu’nun defterini hemen dürüverdiler. Bir”Millet” heyulası yaratmaya çalışıyorlar ki ne olduğunu anlamak mümkün değildir. Yıllarca Agop Dilâçar’ın Dil Kurumu’ndaki hizmetlerini bile görmemezlikten geldiler. Onun için Atatürk’ün kültür emâneti bu kurumların kendi paraları hareketsiz hale getirilmiştir. Dolâyısiyle o muhteşem İş Bankası gelirleri ile doğrusu ne halt işlendiği merak konusudur.
Biliyorsunuz Adana’da kitap Fuarı var. 24 Ocak günü saat 19.00’da sonlanacak. Tarih Kıurumu yayınları biraz farklı ama Dil Kurumu’nun Ahmed Bican Hoca zamanından kalma kitapların en pahalısı 10 lira.. %50 de iskonto var. Atatürk Kültür yayınları da öyle.. Yani şöyle 50 liraya üç poşet doldurabilirsiniz ! Özel yayınlar da bunlara göre pahalı görülebilir lâkin öyle değil. Fakat Fuar’da millet ve ata düşmanlığı dorukta..
Ahmet Bican Hoca zamanında çıkan muhteşem eser ve külliyat var.. Kısas-ı Enbiya’dan Kaşgarlı’ya kadar.. Binbir Türk lehçesi çalışmaları, sözlükler, tarama sözlükleri gözlerimiz önünde.. Hele fiyatı 2 lira olan “Güzel Yazılar,Oğuz’dan Bugüne”.. Allahım Yarabbi.. Hoca’nın sunuş yazısı harikulade.. Sonra Kül Tiğin’dan başlıyor.. Tabii Atatürk’ün Gençliğe hitabesi.. Oğuz – Manas – Köroğlu – Dede Korkut destanlarından örnekler..Ve yeni edebiyat.. Ömer Seyfettin, Halide Edip, Refik Halid, Reşat Nuri.. Günümüzden Tarık Buğra,Yaşar Kemal, Cengiz Ayıtmatof, Sevinç Çokum..
Eski Türk şiiri ve nesrinden; Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Aşıkpaşaoğlu, Hacı Bayram Veli, Pir Sultan Abdal, Karracaoğlan, Dadaloğlu, Bayburtlu Zihni… Ya yine yenilerden Namık Kemal, Mehmet Emin Yurdakul, Süleyman Nazif, Mehmet Akif, Ziya Göklap, Yahya Kemal, Aşık Veysel, Mağcan Cuma, Nihal Atsız, Necip Fazıl, Yavuz Bülent… Daha hangisini yazayım..
Aslı’dan Kerem’e:
Ağa kerem paşa kerem han kerem…
Ateş kerem tutuş kerem yan kerem…
Aslı olsun sana kurban can kerem,
Aman Kerem beni rüsvay eyleme!…
Kerem’den Aslı’ya:
Dertli Kerem eder firkatim kati,
Keskindir kılıcı, yürüktür atı.
Ol İsevî ben Muhammet ümmeti,
Hak dinine dönmez ise ne çâre?
Pir Sultan’dan:
Bizim deryamız derindir boylanmaz
Bin nasihat etsen biri dinlenmez
Gidi merkep hiç bir yere bağlanmaz
Başında yuların sürüyüp gider
Pir Sultan’ım söyler sözü özünden
Âşıksın sakınır iki gözünden
Olur olmaz münkirlerin sözünden
Eksilmez gönlümüz, kuruyup gider.
Karacaoğlan’dan:
Karacoğlan der ki n’eyleyip n’etmek
Bir fikrim var şu sılayı terketmek
Yıkıl git diyorsun kolay mı gitmek
Sen getirdin beni gel diye diye..
Mağcan Cuma’dan:
Türkistan iki dünyanın kapısıdır
Türkistan er Türkün beşiğidir.
Şereftir Türkistan gibi yerde doğmak
(Bu) Türke Tanrı’nın verdiği nasiptir
Eskiden Türkistan’a Turan demişler
Turan’da er Türkler doğup büyümüşler
Turan’m kaderi dalgalıdır
Başından çok hayret verici günler geçmiştir.
İşte kafirler böyle bir ocağı söndürmüşler. Şimdilerde şükür ki birbirine düştüler ya.. İnşaallah Mart ayında derslerini alıp cehenneme kadar gidecekler. Gül gibi çiçek gibi milletime heyula bir ”Millet”i tercih ettiler. Daha çok şey var ama kafanızı şişirmeyeyim.. Konuşmaya başladı mı da nasıl olsa susmasını bilmiyoruz. Hadi sağlıcakla kalın..