Tahminler ve ölçümler bir bir ortaya dökülmeye başladı. Kamuoyu araştırma şirketleri kimler çin çalışma yaptıklarını belirterek yine iktidarı %50 rakamları ile ifâde ediyorlar. Bereket televizyoncular soruyor da AKP için tahminde bulduklarını söylüyorlar. Yoksa medya ile el ele veren şirketler gümbürdeyip duruyor. Peki hakikaten bu tahminler bizim için bir bir ölçü olabilir mi? Beni de bir şirketten aradılar; ne sordularsa “MHP” dedim de “Hiç başka kanaatiniz yok mu ?” diyen olmadı. Bir kere bu araştırmaları yapanlar çok yetişmiş ve sosyal bilimleri adam akıllı kavramış olmadıkları için ellerine tutuşturulan kağıtlardan dünya kadar dil hatası yapıyorlar. İş böyle olunca “anlamdan” Allah esirgesin! Bir kere böyle işleri, asgari ücretli kız çocukları yapacağına uzmanlaşmış kişilerin yapması daha doğru değil mi? Bu da pahalı ve doğru olacağı için parayı bastıranların işine yaramayacaktır. Bu sebeble ben bu araştırmalara güvenmiyorum. Bal gibi kamu oyunu yanıltıyorlar. Kamu oyunu yanıltmak ise demokrasiye çomak sokmak gibi bir şeydir; ki bu da suçtur. Onun için araştırmalar olmasa bile televizyon ekranlarından açıklanmasını behamahal yasaklamak lâzımdır.
Başbakan isyânlarda.. Asabi ve morali bozuk.. Devlet hortumlanmış da hâlâ muhalefet ile uğraşıyor. Aynı zamanda istediği “Yargı” ile ilgili kanunları çıkarıp kayırdığı adamları sahnenin dışına çekmek istiyor. Bu hususu her konuşmasında görmemek mümkün değildir. Kim ne derse desin Kılıçtaroğlu CHP’yi toparladı. Şöyle “Örgüt” dedikleri parti teşkilatları da “Pembe solculuk”u bıraksa belki vaziyet daha iyi olacaktır.Her ne kadar %15’e razı olmuş görülüyorlarsa da MHP’nin daha sür’ali bir biçimde ve CHP’den de önde çemberi genişlettiği bir gerçektir. Ama ne yazık ki aday gösterilen birbirinden çok değerli ülkücü şahıslar ilân edildikleri günden itibaren kendilerini seçilmiş sanmak gibi bir hataya düşerek çok kişiye kulak asmadıkları da görülmektedir. Ülkücü olmayıp da transfer kaabilinden aday yapılan yine çok kıymetli insanlar ise ülkücülüğe ve MHP’ye yeni söylemler katmak gibi bir hataya düşüyorlar. Nasıl ki Mansur Yavaş’dan CHP içinde ülkücülük yapmasını kimse beklemiyorsa, MHP’den aday yapılan “Milli Görüş” kökenli insanlar da eski görüşlerini ve “Cemaatçi”anlayışlarını kimseye yutturmaya çalışmamalıdır. Durduğu yerde ”Bozkurt”la uğraşmak, hatta “Bozkurt” işaretine dil uzatmak çok prim yapacak davranışlar değildir. Çünkü bugün bütün Türk dünyasında bu işaret şevkle kullanılmaktadır. Öyle din istismarından da vazgeçip dini ve milli bir eğilim olan “Şüheda”nın sesine kulak verilmelidir.
CHP’yi bilmem ama %15’de kalan bir MHP hiçbir ülkücüyü tatmin etmeyecek ve istenmeyen, hatta lanetlenen büyük bunalımlara yol açacaktır. Hele hele AKP %15 düştüğü halde MHP aynı yerde sayar ve CHP 10 puan yükselirse bunu kimseye izâh edemeyiz. Bu rakamlar etrafında hizip yapmak ve bunalım yaratmak kimsenin işine yaramaz.
Yeter artık ! MHP en az %30 olmalıdır. 40 yıldan bahsediyoruz. Her seçimdeki gibi imkânsızlıklardan da bahsedilemez. Adaylar yeteri kadar para harcıyor. Bunu görmemek ve bu insanları takdir etmemek mümkün değildir. ”Ülkücü Adaylar” istedik, işte koydular.. Daha ne diyebileceğiz? Muhterem genel merkez de fasit daireyi ve zafer hayallerini artık yırtmalıdır. Medyaya daha şirin ve daha bilgili insanlarla yaklaşmak gereklidir. Birçoğu iktidarın emrinde olabilir, flâş açıklamarın da gözardı edilmesi mümkün değildir. Böyle hallerde yeteri kadar yer verildiği de bir gerçektir. Sanıyorum basınla görevli arkadaşlar yeteri kadar köprü olamıyorlar. Ancak iç vuruşmaya gelince “Hz.Ali”nin kılıcı kesiliyorlar. Bu kişilerin şöyle bir kere bir tartışma programına çıktıkları görmedik. Halbuki meslekleri gereği her an medyanın “Star” adamlarına kavuşmaları ve bilgi ile onlara birşeyler anlatmaları mümkündür. Zamanın “Cematçı” ve “Milli Görüşçü” kirli sakallı adamları daha mı bilgili ve sempatik. Sırf bilgi ile buralara tırmanmak mümkündür. Öyle 2000-3000 satan gazetelerde ahkam kesmek yerine bir defa buralara varmak dünyamızı daha fazla aydınlatmaz mı?
Akıl vermek haddimize değildir; lâkin muhterem genel başkanın da fikir müesseleri ve fikir işçileri ile, kendi içimizde ve dışımızda bir ayrım gözetmeden daha şevkatli ve yakın olması gerekmez mi? İster muhalefet ister iktidarın benzer koltuklarında oturanları sık-sık ekranlarda görüyoruz. İnsan “Acaba biz bu işin neresindeyiz” demekten kendini alamıyor. Bunlar bir tenkitten ziyade ikaz amaçlı tesbitlerdir ve öyle anlaşılması gereklidir.
Geçen gün de yazmıştım kesinle MHP %15 elbisesine sığmıyor. Bu elbiseyi hava veya koşuya girmekle ölçülendiremeyiz. Hiçbir partinin MHP kadar hareketli ve disipline bir tabanı yoktur. Üstelik bunlar 30 yıl evvelki gibi çok genç ve tecrübesiz insanlar değil olgunlaşmış, daha da bilinçlenmiş kişilerdir. ”Taşmedrese” veya “Yusufiye” tecrübelerini Sayın Bahçeli çok isabetli bir şekilde devreye sokmuştur. Bu hareket çok iyi olmuş ve teşkilatlara yeni bir renk kazandırmıştır. Daha harekete geçmiyen,şu veya bu sebeblerle dışarıda olan insanların da bir an evvel harekete kanalize edilmesi şarttır. Bu iş çok zor değidir. Bir kere hiç kimse geldiği zaman partiyi sırtına yükleyip götürecek hali olmadığı gibi, kadrolara da kimsenin itirazı yoktur. Artık bu işlerin gerilerde kaldığını tabanda görüyor ve hissediyoruz. Vehme kapılmak peşinen %15’de kalmayı kabullenmekten başka anlam taşımamaktadır. Dinamiklerin harekete geçirilmesi için vakit kaybetmemelidir. Birçoğu iş güç sahibi nüfuzlu kişiler olmuş, kendileri ile övünülecek seviyeye gelmiş ülkücülerin mutlaka hareke müdahil olması şarttır. Sanki gizli bir el yukarıdan aşağıya bu işleri ayarlıyor gibi bir havaya karşı istifhamları giderecek bir çalışmayle handikap mutlaka aşılmalıdır.%30 istiyoruz.. Mutlaka ve engeç 1 Nisan’da.. Şakaya gelmeyecek hakkımız budur.
Muhabbetle.