Bahçeli: “Türkiye’nin insanları yiyenlerle yemiyenlerin kavgasına düşmemelidir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mersin programının son durağı olan Tarsus İlçesi’nde partililere seslendi. Atatürk Caddesi üzerinde bulunan Yarenlik Alan’daki miting alanında konuşan Bahçeli, “30 Mart Yerel Seçimleri Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı, sosyal, ekonomik ve siyasi krizlerin derinleştiği ve yoğunlaştığı bir süreçte yapılmaktadır. Aynı zamanda 30 Mart seçimleri Türkiye’nin Mili Devlet Üniter yapı ve toprak bütünlüğüyle, bin yıllık kardeşliğinin tehdit ve tehlikeye sürüklendiği bir dönemde yapılmaktadır. Eğer 30 Mart’ta isabetle belediye başkanlarımızı seçersek, arkasından millet olarak Türkiye’yi geleceğe taşıyacak bir Cumhurbaşkanlığı’nda mutabakata varabilirsek ve 2015 yılında meclisteki çoğunluğu itibarı ile Adalet Ve Kalkınma Partisi’nin giderek zayıfladığı, yerine yeni bir tarih yazacak olan Milliyetçi Hareketin geldiğini dikkate alacak olursak, bu seçimler ülkemiz için hayırlara vesile olacak demektir. O bakımdan şu muhteşem kalabalık 30 Mart sabahı 18 yaşında ilk defa oy kullanacak kız ve erkek evlatlarımızı yanımıza alarak sandığa koştuğunuz takdirde Recep Tayyip Erdoğan korkusundan kaçacaktır. 30 Mart’ta oylarınız Adalet ve Kalkınma partisini uyaracak. Daha sonra en geç 2015 Haziran’a kadar da sen milli iradeyle geldiğini söylüyordun, şimdi milli iradeyle haydi güle güle diyeceksiniz” diye konuştu.
Bu seçimde oy vermek kadar oylara sahip çıkmanın da önemli olduğunu ifade eden Bahçeli, özellikle gençlerin, oy verme işlemleri sırasında yaşlılara hürmet ederek yardımcı olmalarını, oy sayımı sırasında da “kurt gözlerini” açarak dikkatli olmalarını istedi.
Ak Parti’ye oy vermiş vatandaşlara seslenen Bahçeli, şöyle konuştu:
“Gelir seviyeniz arttıysa, hayat pahalılığından kurtulmuşsanız, çocuklarınız işe yerleşebilmiş, yuvalarını kurabilmiş midir? Esnaf kardeşimiz, çiftçi kardeşimiz, karşı karşıya kaldığı ve kendisini bitiren, tüketen siyasi ve ekonomik olaylar karşısında şu an rahatlamış mıdır? Eğer bunları olumlu karşılayarak cevaplandırıyorlarsa, sayın Başbakanla beraber ‘birlikte yürüyelim’ şarkısını söyleyerek yollarına devam edebilirler. Ama bu böyle değilse o zaman başta Adalet Ve Kalkınma Partisi’ne oy vermiş kardeşlerim, geçen sure içerisinde bazı olayları hep beraber değerlendirelim. Bu sıkıntıları aşamayan bir siyasi iktidar, bu sorunlarınızı çözemeyen bir siyasi iktidar, durup dururken bu aziz milleti 36 etnik gruba hangi amaçla ayırmaya çalışır? Bu siyasi iktidar, okullarımızda çocuklarımızın andını niye kaldırır? Bu siyasi iktidar, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözünü niye dağda, bayırda, parkta her tarafta kazıyıp, silmeye çalışır? Bu siyasi iktidar, bazı kuruluşlarımızın önündeki ‘TC’ ifadesini yani Türkiye Cumhuriyetini sime talimatını niçin verir? Ama sıkıştığı zaman, zora düştüğü zaman, ‘Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıyım’ demeye utanmıyorsun da şuradaki Ziraat Bankası’nın üzerindeki TC’yi sildiriyorsun. Bu ülkenin üniter yapısını, bu ülkenin toprak bütünlüğünü, milli devlet yapısını, anlayışını tahrip etmekle kime hizmet ediyorsun?”
Türkiye’de Başbakan’ın, televizyonları ermine aldığını, şimdi yargıyı kuşattığını, siyasallaştırdığını savunan Bahçeli, bunların hepsinin bir amacı olduğunu, 17 Aralık’tan itibaren gerçek niyetin ortaya çıktığını söyledi.
Bahçeli, şöyle devam etti:
“Hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Biriz ve birlikteyiz. Öyle olmalıyız. Değişik siyasi partilere oy vermiş olabiliriz. Bu siyasi partiler, vatandaşlarımızın dünya görüşlerine göre kurulmuş olan siyasi kurumlardır. Hepsinin varlığına saygı duymalıyız. Ama öyle bir zaman gelir, Türkiye, iç ve dış bir tehdit ve tehlikenin altına girerse Türkiye’nin milli dokusu zedelenirse bin yıllık kardeşliği sarsılırsa o zaman hep beraber düşünmeliyiz. ‘Nereye gidiyoruz, kim götürüyor, niçin götürüyor’ sorularını da sormak ve cevaplarını bulmak gerekmektedir. Şu an Sayın Başbakan’a Silifke’den sesleniyorum. Her gün kalkıyorsun, dinlenmeden bahsediyorsun. Ve dinlenmeler üzerine bazı aşırı ifadeler kullanıyorsun. Siyasi kültürümüze yakışmayan kavramlarla bazılarını suçluyorsun. Siyasi partilere hakaret ediyorsun. Şimdi bunları yapıyorsun da bazı konuları niye saklıyorsun?”
– Çözüm süreci –
Diyarbakır’da 2014 yılının “özerklik yılı ilan edildiğini” ileri süren Bahçeli, şunları söyledi:
“Buradan sesleniyorum. Sayın Başbakan, Oslo’da başlayıp, İmralı canisiyle adada buluşup Ankara’ya kadar gelen, Diyarbakır’a uğrayan ve Kandil’de düğümlenen bir müzakere sürecini açıklayabilir misin? Bu müzakerede neyi konuştun? Ne söz verdin, ne söz aldın? Bu konunun hiç üzerinde durabiliyor musun? AKP’li kardeşlerim, milletvekilleri geldiğinde, parti yöneticileri geldiğinde, Başbakanla karşılaştığınızda bir sorun bakalım, bu Oslo hikayesi nedir? Bu İmralı canisiyle muhabbetin nedir senin? 2014 yılında Diyarbakır’da özerklik yılı ilan ediliyor. İki Nevruz Bayramı arasında Öcalan denen hainin mektupları, Türk bayrağının sallanmadığı bir yerde okunuyor. Sen iki devleti kurmaya adım atmışsın. Birisini Öcalan inşa ediyor, birisini de sen aklınca inşa etmeye çalışıyorsun. Bunların hepsinin sorusu bulunmadığı sürece bu iktidar ülkemizde istikrar sağlayamaz. Ülkemizde barışı sağlayamaz. Huzuru sağlayamaz. Hele hele bazı gelişmeler vardır ki, bunlar cumhuriyet tarihinde siyasi iktidarların utanç günü olmuştur. Bunlardan bir tanesi, 17 Aralık olayıdır. Adalet Ve Kalkınma Partisi için yüz karasıdır. Türk millet için de kara bir gündür. 11 yıldan bu yana ülkeyi yönetiyorsunuz. Sosyal ve ekonomik sorunları bir türlü çözüme kavuşturamıyorsunuz.”
– 17 Aralık operasyonları –
“17 Aralık operasyonu ile adı geçen 4 bakan için neden gereğinin yapılmadığını” soran Bahçeli, operasyonlardan sonra kamuoyuna yansıyan olaylarla ilgili şunları kaydetti:
“Buradaki aziz vatandaşlarım, bugüne kadar ayakkabı kutusuyla Amerikan Doları arasında bir ilişki kurabilir miydiniz? Çocuğunuza ayakkabı aldınız. Kutunun içerisine koydular. Eve getirdiler. Baktık ki yeni bir ayakkabı gelmiş, babanıza teşekkür ediyorsunuz, elini öpüyorsunuz, o gün giymiyorsunuz. Akşam yastığınızın yanına koyuyorsunuz. Sabaha kadar aklınızda ayakkabı. Sabahleyin de kalkıp giyiyorsunuz. Peki kutusu hiç aklınıza gelir mi? Kutuya ne koymayı düşünürsünüz? Eğer kış günüyse sobaya atar, evi ısıtırsınız, başka ne yaparsınız. Fakat bu AKP yöneticilerinin bir özel ayakkabı kutusu merakı var. Bunun içerisine dolar koyuyorlar.
İran’dan bir şarlatan Uşak gelmiş, 29 yaşında. 4 tane bakanla tanışmış, 4 bakanın çocuğunu avucunun içine almış, onlar üzerinden babalarına yolsuzluk ve rüşvet yaptırmak suretiyle Türkiye’yi soyup soğana çeviriyor. Kara para aklıyor. Altın kaçakçılığı yaptırıyor ve İstanbul’da boğazda villalarıyla çok lüks bir hayat sürüyor. Öbür taraftan bu 4 bakan neyin nesi. Bu 4 bakan AK dediğin partinin hükumetindeki 4 bakan. Sağdan soldan sipariş üzerine gelmiş 4 bakan değil. Niye gereğini yapmıyorsun.”
– MHP’nin oy pusulasındaki yeri
MHP’nin 30 Mart seçimlerinde oy pusulasındaki yerinin sonda olduğunu anımsatan Bahçeli, “Üç hilal, pusulanın sonuna niye çıktı? Bunun bir anlamı olsa gerek diyeceksiniz. Anlamı nedir diye araştırdığınızda aklınıza bir şey gelecek. Diyeceksiniz ki; ‘en son ümidim Milliyetçi Hareket sensin’ diyeceksiniz.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türkiye’nin insanları yiyenlerle yemiyenlerin kavgasına düşmemelidir. Türkiye’nin etnik temelli bir çatışmayla birliği ve dirliği bozulmamalıdır” dedi.
Bahçeli, Tarsus ilçesinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Ak Parti’den kurtulması gerektiğini savundu.
Bazı medya kuruluşlarını da eleştiren Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bittiğini, siyasi ömrünün tükendiğini, milli iradenin demokrasi içerisinde kendisini göndereceğini savundu.
Ak Parti’ye oy vermiş olanlara, gerçekleri göstererek uyarıda bulunulmasını isteyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“Bu gidişatın sonu iyi değil. Bu gidişatın örnekleri var. Tunus, Mısır, Endonezya, Suriye, Ukrayna var. Toplumsal hareketlilik başlarsa bunun sonu alınmaz. Buna ne demokrasiden gelenler, ne diktatör olanlar, ne sultan olanlar hiç birisi dayanmaz. Bu toplumsal hareket sel gibidir alır sürükler götürür. Aylarca arasanız nerede olduğunu bulamazsınız. Bu sebepten dolayı Türkiye böyle bir kargaşaya girmemelidir. Türkiye’nin insanları yiyenlerle yemiyenlerin kavgasına düşmemelidir. Türkiye’nin etnik temelli bir çatışmayla birliği ve dirliği bozulmamalıdır. Türkiye huzurlu, güvenli, herkesin barış içerisinde yaşadığı güzel bir ülke olmalı. Onun için sandığa gideceksiniz AKP’yi uyaracaksınız. Sonra da önümüzdeki günlerin gelişimini göreceğiz.”
Bahçeli, MHP Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhanettin Kocamaz ile Tarsus Belediye Başkan Adayı Şevket Can’a da destek istedi.
Mitingin ardından Mersin programını tamamlayan Bahçeli, Adana’ya hareket etti.
Bahçeli konuşmasının ardından karayoluyla Adana‘ya gelerek istirahate çekildi.
Bahçeli konuşmasının ardından karayoluyla Adana‘ya gelerek istirahate çekildi.