Bugünkü Türkmeneli’nin Etnik Coğrafyası:
Irak haritasını önümüze koyduğumuz zaman, kesin çizgilerle Arap-Türkmen-Kürt hudutlarının etnik olarak yüzyıllardan beri ayrılmış olduğunu görürüz. Öyle bizim aklı eksik aydınlarımız ve devlet adamlarımızın ifâde ettiği, Osmanlı devrinde Güneydoğu’yu da içine alan bir Kürdistan hiçbir zaman olmamıştır. Eski coğrafi haritalarda bizim Hakkâri ve Şırnak illerimizin güneyine düşen Zaho-Akra-Ravandiz-Süleymaniye-Kerembağ, Osmanlı Kürt bölgeleri olup ancak buranın Kuzey Doğusu, Irak-İran Kürdistan bölgesi olarak adlandırılmıştır. Bugünkü İran’da da, Irak’ta da Kürt siyasi coğrafyası budur. Hatta Osmanlı Kürt bölgesinin ve Kürdistan’ın da güneyi Kirmanşah Vilâyedir. Buraların ve Türkiye’nin güneyindeki Kürt yerleşimi, çok yakın zamana tekabül etmektedir ki, Nutuk’ta da açıkça ifâde edildiği, katliam yapıldığı iddia edilen Hakkâri, tamamen bir Nesturi Bölgesi’dir. Ancak Güneydoğu’dan Türkmenler Şah İsmail’e ve şehirleşme ile birlikte batıya göçünce, Hakkâri’den de Hıristiyan Nesturiler İngilizlere rağmen tecrit edilince buralara aşiretler yerleşmiştir. Urfa’dan itibaren Diyarbakır ötesine kadar birçok Akkoyunlu ve Karakoyunlu Türkmen boylarının Kürtleşmesi, bir takım aşiretlerin de Türkleşmesi bugünkü tabloyu ortaya çıkarmıştır. Hatta buralarda hâlâ Şafii Kürtlere kız vermeyen Alevilerin zerre kadar Kürtlükle ilgisi yoktur. Arap Irak’ı ise eski Mezopotamya, yani Dicle Fırat arasıdır ki, buradan Bağdat’a doğru uzanır ve son iki yüzyıl içerisinde Kürtlerin güneye sarkması gibi Araplar da Kuzey ve Doğu’ya sarkmışlardır. Arap Irak’ı Suriye el-Ceziresi’nin devamıdır.
Irak Türkmenlerinin yaşadığı bölge, Türkiye’de Silopi, Irak’ta Zaho’nun güneyi, Suriye’nin İskenderun körfezine benzeyen en doğu ucundan başlayarak Kürt Bölgesine paralel bir şekilde, Kürt yerleşimi Hanekin hizasında son bulduğu halde, Türkmeneli Bağdat’ın güneyinde Kutülamere’ye kadar devam eder. Bugün Musul’un kuzeybatısında toplam nüfusu 400 bini bulan 300 Türkmen köyü bulunmakta olup Sincar, Kulat, Efken, Hoyrat önemli yerleşim merkezleridir. Telafer Irak Türkmenlerinin ancak kuzey ucudur. Telafer-Kerkük hattı, bölgenin en bereketli toprakları olup, 120 km uzunluğu ile Bağdat’a kadar meşhur Şairimiz Fuzuli’nin Bayat yurdudur. Türklerle meskûn Bedre kasabası ile Tursak nahiyesi İran-Osmanlı hududunun güneyi ve Türkmenlerin son noktasıdır.
Esas Türkmen Bölgesi, Musul-Telafer hattının Dicle’nin doğu kıyısında başlar. Kaziye, Reşidiye, Yunus Peygamber, Selâmiye, Erbil, Kuştepe, Altunköprü yerleşim bölgeleri ile Kerkük’e kavuşur. Buralar tamamen Karakoyunlu hâkimiyet sahalarıdır. Güneye doğru Türkalan, Tazehurmatı, Kadir, Leylen, Tavuk (Dakuk), Tuzhurmatı, Kifri, Kızıltepe, Alisaray, Karatepe, Karahan, Kızlarbad, Şeyreban, Mendeli, Kazaniye ve yukarıda bahsedilen Bedre.. Kerkük’ten güneye doğru inildiğinde Türkmenlikten Türklüğe, yani şehirli, eski Türklüğe intikal etmişlerdir. Bağdat’ın Kazımiye ve daha güneyde Kerbela, Necef, Kûfe gibi kutsal mekânlarda yaşayan Türkler, işte bunlardandır. Bu bölgelerde Türk Moğol’u devrinde yerleştirilmiş ve İlhanı Olcaytu zamanında Şiileşmiş, Beni Higan, Şatra’da Sencer civarındaki Durakü, Mentli ilçesinde Hatavi gibi Arap bilinen unsurlar “Hıtay-Hatay” köklü Tatarlardan başkası değildir. İran’da bu durumda olan ve bugün Türklüğüne müdrik binlerce kişi bulunmaktadır. Kuzey’de Şeklavan ve civarında Hoşnav gibi güya Kürtçe konuşan yerleşikler de, Türk Moğol’udur.
Irak Türkmeneli; yeşil tepeler, meralar yanında sebze ve meyve bahçeleriyle bezenmiştir. Yüzyıllardan beri Dicle Nehri’nin kolları olan Bükük-Küçük Zap, Ethem, Dakuk ve Heyula Türkmenler tarafından akıllıca kullanılarak buralar çok mamur hale getirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu devrinde Musul Vilâyeti ile Kerkük müstakil bir mutasarrıflık olarak idare ediliyordu. Kürtlerle meskûn Süleymaniye Mutasarrıflığı da, Musul’a bağlıydı. Yine Türkmenlerle meskûn Erbil Kerkük’ün, Hanakin ise Bağdat’ın kazası durumundaydı. Türkmen Bölgesi’nin doğusunda Süleymaniye’de Kürtler, Selâmiye’den sonra Dicle’nin doğu kıyısında Araplar yaşamaktadır. Bu durumda Türkmenler iki unsur arasında kalmaktadır.
Demografik yapı:
Ne yazık ki, Irak’la ilgili olarak elimizde sağlam bilgiler yoktur. İran-Irak Savaşı, ABD’nin Irak’ı işgali gibi, bugüne kadar devam eden olaylar dolayısıyla ülkenin nüfus yapısında oldukça değişiklik olmuştur. Saddam Hüseyin’in Baas iktidarında Arap olmayanlara yapılan baskılar, daha evvelki jenosit hareketlerine ilâve edilince en zararlı halk Türkmenler olmuştur. ”Halepçe Katliamı” gibi olaylar ise haddinden fazla abartılıdır. Başta Irak-İran Savaşı’na katılmayan Kürtler, diğer unsurlara göre hiç zayiat vermemiş ve nüfusları bir hayli artmıştır.
Irak’ın genel nüfus içerisinde evvelce %15 gibi rakamlar telaffuz edildiği halde şimdi %20’den bahsedilmektedir. Buna karşılık %70 olan Arap nüfusun kendini muhafaza etmesi mümkün olmamış %60’lara kadar düşmüş, verilen uluslararası rakamlara bakılırsa Türkmenler, 50 yıldan beri %10’da yerinde saymıştır. 2008 sayımına göre Kürtler, özellikle sandık kontrolüne iştirak ederek nüfuslarını kalabalık göstermeye çalışırken Türkmenler, maalesef bunu başaramamış devlet idaresinde bulunan Kürtçüler, Türkmen tapu kayıtlarını yok ettikleri için şimdi Türkmen mülkiyeti ancak mezar taşları ile ifâde edilir hale gelmiştir.
Bugünkü Irak nüfusunun %60-65’i Şii, %32-37’i Sünni Müslümandır. Süryani-Keldani-Nesturi-Asuri gibi küçük inanç guruplar da dağınık olarak yaşamaktadır. 28-29 milyon tahmin edilen Irak nüfusunda bu duruma göre Arap ve Türkmen olarak 17-18,5 milyon Şii, %37-40, Sünni Arap-Kürt-Türk bulunmaktadır. Milliyetlere göre de 20-21 Milyon Arap, 5-6 milyon Kürt, 3-3,5 milyon da Türk ve Türkmen yaşamaktadır. Diğer unsurlar ise 500 bin civarındadır.
Eski nüfus kayıtlarına göz atacak olursak, Irak’ın Ankara Büyükelçiliği’nin 14 Temmuz 1961’de yayınladığı bir bültene göre, vilâyet olarak Musul 717.400, Erbil 272.526, Kerkük 388.912, Hanakin 329.813 kişiden ibaretti. Bu duruma göre Türkmeneli vilâyetlerinin yarısını Arap ve Kürt kabul edersek Türkmen nüfusu 1.708.751 eder. 2008 sayımına göre Kerkük 1.200.000, Erbil 1.293.820’dir. O zaman Kerkük 3, Erbil 5 kat artmıştır. İkisinin ortalamasına göre Türkmen nüfusunun en az 7 milyon olması gerekliydi; fakat ne yazık ki 3 milyon civarında olduğu çeşitli kaynaklarda en kötümser rakam olarak yer almaktadır.
Yine 1961 Bülteni’ne göre, büyük bir kısmı şehir ve kasabalarda yaşayan Türk nüfusu, kuzeyden güneye
doğru, Telâfer (80.000), Yunus Peygamber (8.000), Erbil (100.00), Kuştepe (10.000), Altunköprü (15.000), Kerkük (15.000), Taze Hurmatu (5.000), Tuz Hurmatu (40.000), Dakuk (15.000), Kifri (45.000), Kara Tepe (200.000), Hanakin (50.000), Karahan (15.000), Kızrabat (10.000), Şahraban (10.000), Mende (12.000), Bedre (5.000). Bu şehir ve kasabaların etrafında halkalar halinde toplanmış köyler de bulunmaktadır. Büyük Türk köylerinin başlıcaları; Kuyu, Deveboynu, Arpa Tepe, Ak Bulak, Cuma, Ak Boğa, Ak Koyun, Kara Koyun, Selimiye, Yaycı, Bolhava, Topuz Ova, Kümbetler, Kızılyer, Hisar, Çardaklı, Beşir, Leylan, Tisin Kil Yenice, Küçük, Orta, Süleyman Beg, Kuşçular’dır. Osmanlı İmparatorluğu devrinde Musul vilâyetinin 7 kazası ve 1147 köyü olduğu; müstakil Kerkük mutasarrıflığının da Kerkük’e bağlı Erbil, Tuz Hurmatu, Ranya ve Kifri kazaları ile birlikte 1.150 köyü olduğu bilinmektedir.
(Yarın Türkmen Şehirleri)