Ergun KAFTANCI
YUNANİSTAN‘da eski maliye bakanı, eksik servet beyanında bulunduğu için hapis ve para cezasına mahkûm edilmiş…
Bazı siyasetçilerimiz Yunan olsaydı ayvayı yemişti…
Çoğu, gerçek servetini beyan etmemeye ve Türkiye’de yapmaya alıştığı gibi bir bölümünü saklamaya, ya da mutemet kabul ettiği etrafının üzerine aktarmaya kalkardı ama…
Yakasını yasadan yine de kurtaramazdı!
………………………
Maliye Bakanımız Yunan meslektaşı gibi değil; bildiğim kadarıyla servetine sahip çıkıyor, her yıl kuruşunu saklamadan beyan ediyor…
Yalnız bizimki, kendi servetini sahiplenirken Yunan meslektaşının aksine, devletin servetini saraya benzer yeni bir bakanlık binası yaptırmaya kalkarak eritiyor…
Saray yavrusu sayılan bina için devletin servetinden ne kadar harcama yapılacağı ise hâlâ meçhul; rivayet o ki harcanacak para 50 milyondan az değil…
Eh yani iki bakan arasında bu kadar da fark olsun!
Biri ekonomisi tükenmiş Yunanistan’ın, diğeri dünyanın bilmem kaçıncı büyük (!) ekonomisine sahip Türkiye’nin bakanı!
* * *
BUGÜN daldan dala gezineyim diyorum, ne dersiniz, iyi olmaz mı!?
…………………………
Gözlerini yeniden Gezi Parkı‘na çevirdiler.
Parka Topçu Kışlası -vaktiyle dinci ayaklanmalara ev sahipliği yaptı- dükkânlar ve alışveriş merkezi dikilecek ve kentin akciğerinin bir parçası sayılan alan, acımasızca yok edilecek…
Zavallılar; Gezi‘deki onlarca ağacın oksijen ürettiğini akıllarına bile getiremiyorlar…
Ekleyim; bu kışkırtıcı karar, Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından alınmış…
……………………….
Gezi Parkı’na dokunulmaması için oluşan gruplar yeniden seslerini yükseltti, dediler ki:
–Yol mu yapacaklar gözleri parkta, köprü mü ya da durak mı yapacaklar, gözleri yine parkta. Yeniden kışla ve AVM diye tutturdular, gözleri çıksın ki parkımız bu tasalluttan kurtulsun. Parkın betonlaşmasına kesinkes karşıyız…
Bu ne demek?
Şu demek:
–Gezi, halkımız tarafından savunulacak ve betondan gözü doymayan doğa katillerine peşkeş çekilmemesi için mücadele yeniden başlatılacak!
Yani ufukta eylem gözüktü…
Belediyenin projesi 2015’de hayata geçirilecekmiş; dikkatinizi çekerim, 2015 seçim yılı. İktidar, Gezi’nin halk tarafından savunulmasını, yalana dolana sarılarak muhalefetin aleyhine kullanmaya kalkabilir…
* * *
EZİDİ mi, Yezidi mi?
Beştepe sakini ve AKP iktidarı Ezidi diyor, oysa doğrusu Yezidi…
Bunlar bir dönem Esad‘a da Esed diyordu; galiba vazgeçtiler, Esed yeniden Esat oldu…
Adamların alışkanlığı bu…
Yıllardır, eşek boyamaktan vazgeçmiyorlar…
* * *
SAKIN ola gece rahatsızlanmayın, rahatsızlanmak için sabahı bekleyin.
Bu, Sağlık Bakanlığı’nın emri…
Acil servise “Rahatsızlandım” diyerek bir başınıza gidemezsiniz. İlle de aile doktoruna uğrayacaksınız, sizi acile o sevkedecek…
Uygulama başlamış ama aile hekimlerinin ve sağlık ocaklarının haberi yok… Hem olsa ne yazar; hekimler, saat 08’de göreve geliyor, saat 17’de gidiyor. Saat 18’de hastalanan yurttaş bile acile gitmek için ertesi sabahı bekleyecek…
Nerede görülmüş böyle mizah gibi sağlık uygulaması!?
* * *
ŞEHİR hastaneleri projesi, bir türlü hayata geçirilmedi. Bir iki il dışında bu konuda herhangi bir faaliyet yok. Mesela Ankara’da şehir hastanesi için ayrılan alanda sürücü kursunun talim pisti var, hâlâ çalışıyor. Yani hastanenin yerinde yeller esiyor…
İstanbul, İzmir, Konya,Trabzon, Kocaeli, Erzurum, Gaziantep, Adana başta olmak üzere illerde kazma vurulmuş değil. Oysa Erdoğan bu illere gittiğinde hep toplu açılışlar ve temel atmalar yapıldı. Demek ki aralarında bu hastaneler yoktu. Bir iki il dışında yer bile bulunamadı…
Şehir hastanesi fikri de Erdoğan’ın…
“Şehir hastaneleri projesi bu kardeşinizin 11 yıl önceki hayaliydi” açıklaması da ona ait…
Para yok; paralar sığınmacı kardeşlere (!), başka ülkelerdeki arap, kürt, acem, bedevi kardeşlere (!), saray yapımına, lüks uçak ve araç alımlarına, ziyafetlere, gezilere harcanınca projeler de yattı.
Erdoğan hayaliyle baş başa kaldı!
Şehir hastaneleri mi?
Başka bahara efendim, başka bahara!