MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, “Paralel operasyonu siyasi bir hesaplaşmadır. 17-25’in rövanşında hırsızdan polise baskın gelmiştir. AKP hükümetinin bizatihi kendisi darbeci. Medyayı baskı altında tutmanın sözlükteki karşılığı sivil darbedir” dedi.
MHP Teşkilat İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin,, yaptığı açıklamada, Türkiye’de hukukun ‘insanların her sabah kim kime operasyon yaptı’ diye keyfi uyandığı bir ülke haline geldiğini belirtti. Çetin, Türkiye’nin, iktidar partisi AKP’nin ellerinde hukukun üstünlüğünün hâkim olduğu bir ülke olmaktan çıktığını ve diktatörlere özel üstünlerin hukukunun yürürlüğe sokulduğunu vurguladı.
Çetin, cemaat için birkaç gün önce özel olarak çıkarıldığı anlaşılan yargı paketinin içerisine yerleştirilen ‘makul şüphe’ garabeti sayesinde, hukuki dayanaktan ziyade siyasi saiklerle operasyonlar düzenlendiğine işaret ederek, Türkiye’nin siyasi amaç taşıyan benzer pek çok operasyona alıştırıldığını söyledi.
“AKP İKTİDARI ASLINDA BÜTÜN TÜRKİYE’YE GÖZDAĞI VERMEKTEDİR”
Çetin, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Devletin bütün kurumlarına ve Türk adına karşı savaş açarak tasfiye görevi yürüten AKP hükümetinin en iyi becerdiği iş hukuku katletmektir. Kuvvetli ve somut delil yerine makul şüpheyi yeterli gören yasayı bir silah olarak kullanan ve ilk uygulamasını dünkü ortakları cemaat üzerinde yapan AKP iktidarı, aslında bütün Türkiye’ye gözdağı vermektedir. İktidarın kurduğu rant düzeninin dışında kalanlar kadar, Türkiye’nin milli ve üniter yapısının değiştirilmesine direnenler de tehdit olarak algılanmaktadır” ifadelerini kullandı.
AKP iktidarının, medya ve emniyetteki paralel yapı operasyonunun, bir yıl önce ortaya atılan 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet iddialarına karşı intikam amacıyla yapıldığını vurgulayan Çetin, ancak paralel yapı operasyonunun, Türkiye’nin bir yıl boyunca konuştuğu 17-25 Aralık yolsuzluklarını unutturmak bir yana hafızalarda tazelenmesini sağladığını kaydetti.
Çetin, “Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük yolsuzluk ve rüşvet dosyaları, hükümete yapılmış darbe iddiasıyla üzeri örtülemeyecek ölçüde büyüktür. 17-25 Aralık’ın bir rövanşı niteliğindeki paralel operasyonu ise daha çok hırsızın polise baskın gelmesi olarak tanımlanabilir” diye ifade etti.
AKP hükümetinin, darbe iddiaları ve yolsuzluk suçlamaları karşısında yargıyı işletmek yerine, otoriterleştirdiği devlet gücüyle yaşananları örtbas etmeye çalışarak aslında anayasal işleyişe karşı resmen darbe yaptığına dikkat çeken Şefkat Çetin, “Hâlbuki hiçbir suçun ilelebet gizlenmesi mümkün değildir. Er ya da geç bütün suçlular adaletle yüzleşecek, tıpkı bugün hükümetin cemaatten intikam alırken söylediği gibi kimsenin yaptığı yanına kalmayacaktır” uyarısını yaptı.
“AKP HÜKÜMETİNİN BİZATİHİ KENDİSİ DARBECİDİR”
MHP’li Çetin, şöyle devam etti: “AKP hükümetinin bizatihi kendisi darbecidir. Yürütme organının öteki bütün erklere tahakküm etmesinin, yani yasama ve yargıyı kontrolüne almasının, medyayı baskı altında tutmasının sözlükteki karşılığı sivil darbedir. Türkiye, demokrasinin askıya alındığı bir ara rejime doğru sürüklenmektedir. Kanunlarımıza, anayasamıza ve devlet geleneklerimize rağmen siyasi iktidar ülkemizi bir cunta gibi yönetmeye başlamıştır.
“MİLLET, YENİ TÜRKİYE PALVARALARINDAN SIKILDI”
Türk milleti, iktidar partisinin hukuku, anayasal düzenin işleyişini, demokrasiyi, milli ve üniter yapıyı, basın özgürlüğünü rafa kaldıran yeni Türkiye palavralarından sıkıldı. Her devrin bir sonu olduğu gibi AKP iktidarının sonu da kuruluş ve yükseliş dönemlerinin ardından çöküşle sona ermek üzeredir.
İktidardaki ömrünü uzatmaya çalıştıkça hukuksuzluğun, yolsuzluğun ve bölücülüğün daha fazla esiri olan AKP hükümetinin, kendisine ve ülkeye yapabileceği tek iyilik hesap verebilir bir pozisyona gelmesi ve isnat edilen bütün suçlamalar için yüce Türk adaleti karşısına çıkmasıdır.”