Semih Yalçın: “Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının gündemi işgal ettiği, iktidarın kamu kurumlarına ve yargıya müdahalesinin bir tür karşı operasyona dönüştüğü; günah ve vebalin, haram ve irtikâbın üzerine Meclisteki oy çoğunluğuyla “ak” bir örtü çekildiği şu günlerde, halkın gerçeklerden haberdar olması bir zorunluluk hâlini almıştır.”
“Medya çalışanlarının son olaylar karşısında göstereceği feraset ve cesaret, Türkiye’nin geleceğinin aydınlanmasında yol gösterici olacaktır.” diyen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Gaziantep Milletvekili Sayın Prof. Dr. E. Semih Yalçın, “Çalışan Gazeteciler Günü”dolayısıyla yazılı bir kutlama mesajı yayınladı.
İktidarın basına uyguladığı baskı ve sansürü “basın emekçilerinin baskı altında tutulması ve yandaşlığa zorlanması, hem onların halkın sesi olmalarını engellemekte hem de demokratik rejimin işlerliğine darbe vurmaktadır. ” diyerek eleştiren Yalçın’ın kutlama mesajı şu şekilde:
Basın özgürlüğü, demokratik rejimi ayakta tutan temel hak ve hürriyetlerin başında gelmektedir. Basın ahlak ilkelerini gözeten tarafsız ve özgür bir medyaya bugün dünden daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının gündemi işgal ettiği, iktidarın kamu kurumlarına ve yargıya müdahalesinin bir tür karşı operasyona dönüştüğü; günah ve vebalin, haram ve irtikâbın üzerine Meclisteki oy çoğunluğuyla“ak”bir örtü çekildiği şu günlerde, halkın gerçeklerden haberdar olması bir zorunluluk hâlini almıştır.
Medya çalışanlarının son olaylar karşısında göstereceği feraset ve cesaret, Türkiye’nin geleceğinin aydınlanmasında yol gösterici olacaktır. Bu bağlamda medya çalışanlarının; kamuoyuna yansıttıkları haber ve gelişmeleri, mesleki ilke ve kuralları da dikkate alarak yansıtmaları büyük önem taşımaktadır.
Bununla birlikte gazetecilerin görevlerini ve mesleklerinin gereğini serbestçe yerine getirmeleri, iktidarların tutumuna bağlıdır. Çeşitli bahanelerle antidemokratik yasa ve kararnameler ihdas edilerek basın emekçilerinin baskı altında tutulması ve yandaşlığa zorlanması, hem onların halkın sesi olmalarını engellemekte hem de demokratik rejimin işlerliğine darbe vurmaktadır. Tabiatıyla bu da çoğunluğun tahakkümüne yol açmaktadır. Oysa sağlıklı işleyen bir medya faaliyeti, demokrasinin temel kurum ve kurallarıyla yaşatılmasını sağlayacağı gibi; haklıyla haksızın, suçluyla masumun tefrik edilmesine ve böylece toplumsal değerlerin korunmasına katkıda bulunacaktır.
Bu vesileyle bütün medya çalışanlarının “Çalışan Gazeteciler Günü”nü en içten duygularla kutluyor, basına sansürün olmadığı bir Türkiye’de buluşmayı diliyoruz.