MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AK Parti hükümetinin terörle mücadele gibi hiçbir iradesi olmadığını belirterek “Aksine Cenevre Sözleşmesindeki hükümlere uyarak terörle mücadele edenleri yargılayacak bir süreci açmak istemektedirler.” dedi.
Vural, Meclis’te basın toplantısı düzenledi. “Yönetilemeyen ekonomi, yönetilemeyen demokrasi, hukukun yol göstericisi olmayan bir devlet, hukuksuz işlemler, darbe anlayışıyla Türkiye’nin en karanlık dönemlerine şahitlik ediyorsunuz.” diyen Vural, paralel grup toplantılarıyla saray toplantılarının devam ettiğini söyledi. Türkiye’yi yönetmesi gereken Başbakanın grup toplantısı yaparken; sarayda AKP Eşbaşkanı da grup toplantılarına devam ettiğini anlatan Vural, Başkanlık hırsının devam ettiğini kaydetti. “Başı kesilmiş bir tavuk gibi sağda solda dolaşabilmektedirler.” diyen Vural, yönetilememenin getirdiği faturayı ise milletin ödediğini vurguladı. Ekonomik sorunların nasıl çözüleceğini bilmeyen bir hükümet olduğuna dikkat çeken Vural, dışardan para gelmemesi halinde ekonominin yürütülemediği bir döneme girildiğini söyledi.
“Kabataş olayında ailesi istememesine rağmen siyaseten acımasızca istismar eden kim?” diye soran Vural, PKK’nın silah bırakmamasına rağmen bırakılmış gibi gösterenin kim olduğunu sordu. Kozmik oda soruşturmasına da değinen Vural, “Kozmik oda toz oldu. Bu odadaki gizli bilgiler kimin elinde, nereye gitti?” ifadelerini kullandı. Utanmadan, sıkılmadan 6 yıl sonra olaya takipsizlik kararı verildiğini dile getiren Vural, bu olayların iktidar tarafından kullanıldığına dikkat çekti. Böyle münafık siyasetin Türk tarihinde görülmediğini anlatan Vural, bu Kozmik odadaki bilgilerin nereye gittiğinin araştırılması gerektiğini söyledi.
F-4 uçakların kaldırılıp kaldırılmadığını soran Vural, nereye gideceğini bilmeyenlerin yönettiği ülkede demokrasinin olmayacağını belirtti. Şehit polisine paralel soruşturmasının sorulması üzerine Vural, “AKP hükümetinin terörle mücadele gibi hiçbir iradesi yoktur. Aksine Cenevre Sözleşmesindeki hükümlere uyarak terörle mücadele edenleri yargılayacak bir süreci açmak istemektedirler. Silahları bırakma iradesi; iki taraflı, devletin de silahları bırakma noktasına getirilmektedir… Çok üzüntü verici bir durum. Eğer bir de vazgeçmişseler bunların sindirme, baskı oluşturmak için bir algı operasyonu yapıldığını ortaya koymaktadır.” diye konuştu.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde müsait sözcüğünün ‘kolay flört edilebilir kadın’ olarak tanımlanmasıyla ilgili bir soruya da Vural, önce mücahit, sonra müteahit, şimdi de herşeye müsait hale geldiklerini söyledi. Uygun bir uslup olmadığını vurgulayan Vural, “Herşeye müsait olanlara ilişkin siyasi örnekler verse daha iyi olur.” ifadelerini kullandı.
Bir soru üzerine; ekonomiden sorumlu Bakanlar Kurulu olduğunu, Cumhurbaşkanının böyle bir görevi olmadığını dile getiren Vural, “Ekonomi ve Merkez Bankası ile ilgili, hassas bir dönemdeyiz, kamuoyu önünde tartışma yerine içerde tartışın, tedbirler alın… Üstüne vazife olmayan makamların yaptıklarının bedelini millet ödüyor… Bu ekonomik politikalarla Türkiye bir yere gidemez. Gidemeyeceğini ortaya koymuştur.” diye konuştu.
…………………………………………………………………………………
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin konulara değindi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık hırsının, hükümet ve bağımsız kurumlar üzerinde baskı kurmasının Türkiye’yi büyük siyasi ve ekonomik riske sürüklediğini öne süren Vural, “Yönetilememenin getirdiği maliyeti millet ödüyor” diye konuştu.
Hükümetin ekonomik sorunları nasıl çözeceğini bilmediğini ifade eden Vural, “Ekonomi, temelleri sağlam olmayan tercihler nedeniyle riskle karşı karşıya” dedi. Vural, üretimin ithalata bağımlı hale geldiğini, vatandaşın tasarruf edemediğini, harcamalarını borçla finanse edecek duruma geldiğini söyledi.
Ekonominin, yurt dışından kaynak gelmedikçe büyümesini sürdüremeyecek halde olduğunu belirten Vural, şunları söyledi:
“Bu ekonomi vatandaşa hizmet etmemektedir. Vatandaşın peynirini kapan ekonomi modeli var. Bugün vatandaş işsizse, borçluysa, üretim yerine ithalat hakimse, yüzde 27’ye yakın devalüasyon yaşanmışsa, petrol fiyatları azalmasına rağmen benzine ve motorine sürekli zam yapılıyorsa, ‘vatandaşın önündeki peyniri kim kaptı’ sorusunu sormak, para sihirbazı denilen yönetim anlayışını sorgulamak gerekiyor.
Davutoğlu, dünkü konuşmasında, ‘Merkez Bankası ile hükümet ilişkilerinde kriz yoktur. Kriz akbabalarına sesleniyorum’ diyor. Akbaba kimdir? 40 günde yüzde 20 devalüasyon olmuş. Maalesef Türkiye zaten kriz içinde yaşamaktadır. ‘Kriz akbabası’ derken, Merkez Bankası’nı eleştirerek, işi vatana ihanet suçlamasına kadar getiren kimdir? Bu ortamda vatandaş kaybediyor, ortaya çıkan kakofoniden dolar ve faizciler kazanıyor. Herkes aklını başına alsın. Cumhurbaşkanı Merkez Bankası Başkanından brifing alacakmış. Cumhurbaşkanı başkanlığında 9 Mart’ta Bakanlar Kurulu’nda toplanmadınız mı? 9 saat ne yaptınız? Lahmacun mu yediniz? Türkiye’nin sorunlarını konuşmadınız mı? Tedbirleri alıyorsunuz da Merkez Bankası Başkanının sarayda işi ne? Bu kadar risklerin olduğu ortamda hem hükümeti hem Cumhurbaşkanı’nı dolar spekülatörlerinin ekmeğine yağ sürecek girişimlerden kaçınmaya çağırıyorum. ‘Cumhurbaşkanı görüşünce kriz çözülecek’. Hangi algı operasyonuna hizmet ediliyor? Ekonomik çöküntünün siyasal faturasını Merkez Bankası, Babacan ikilisine mi keseceksin acaba?”
Vural, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteklerini bir araya geldiği muhtarlar üzerinden seslendirmeye devam ettiğini savunarak, “Muhalefete ‘Siz muhtar bile olamazsınız’ diyor. Orada topladığın muhtarlara saygısızlık. Muhtar olmak da şereftir, insan olmak da şereftir. ‘Birileri bunu bana söyledi’ diyerek, kendini pazarlamaya çalışan, şimdi ‘muhtar bile olamazsınız’ diyor. Bu, darbeci zihniyetin saraya nasıl oturduğunu göstermesi bakımından çok ilginçtir” diye konuştu.
Başkanlık sisteminin Erdoğan’ın kişisel arzu ve ihtirası olduğunu öne süren Vural, “Bizim demokrasimizin tecrübelerinin, vatandaşın ihtiyacı değildir” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla başlatılan ve Genelkurmay Başkanlığı’nın “kozmik odası”nda arama yapılan soruşturmada takipsizlik verildiğini belirten Vural, şöyle devam etti:
“Kozmik oda davası tozmik olmuş. Dava toz oldu. Kozmik odadaki gizli bilgiler kimin elinde? Kullandınız, kullandınız, zamanı geldi Ergenekon, Balyoz üzerinden milleti kandırdınız. Şimdi yeni paralel tartışmasıyla milleti kandırmaya çalışıyorsunuz. Böyle bir münafık siyaset, Türk siyasetinde görülmüş değildir. Kurumları bitirdiniz. Askeri kurumları bitiriyorsunuz, polisi, jandarmayı, yargıyı bitiriyorsunuz. Siz aslında devleti çökertmekle görevlendirilmiş işgal kuvvetlerinin zihniyetiyle işgal edilmiş bir zihne sahipsiniz.”
Oktay Vural, önce F-4 savaş uçaklarının 2020’ye kadar kullanılacağının açıklandığını, bugün ise son uçuşun yapılacağının bildirildiğini anımsatarak, “Hükümetin kafası karışık, ne yaptığını bilmiyorlar” diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vural, Bingöl’deki terör saldırısında şehit olan Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin’e “paralel yapılanma” soruşturması açıldığının belirtilmesi üzerine, “AKP hükümetinin terörle mücadele gibi hiçbir iradesi yoktur. Aksine Cenevre Sözleşmesi hükümlerine uyarak, terörle mücadele edenleri yargılayacak süreci açmak istemektedir” ifadesini kullandı.
Türk Dil Kurumu’nun “müsait” kelimesini tanımlamasına ilişkin görüşü sorulan Vural, “Uygun üslup değil. TDK önce mücahit, sonra müteahhit en son müsait olanlarla ilgili örnek verirse daha anlamlı olur” dedi. Vural, kadın erkek eşitliği konusunda zihnen gözden geçirme yapılması gerektiğini söyledi.
MHP’nin çeşitli konularda verdiği Meclis araştırma önergelerinin reddedilmesiyle ilgili de Meclis’in talimatla hareket ettiğini, bunun millet ile Meclis arasındaki ilişkinin kesilmesi anlamına geldiğini ifade etti. Vural, “AKP milletten kopuk parlamento çalışması sergiliyor. Sarayın isteklerini yerine getirmeyi öncelikli görev addediyor” diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a vereceği brifing sonrasında piyasalara nasıl bir mesaj verilmesi gerektiğine ilişkin soruyu yanıtlarken de Vural, hassas dönemden geçildiğini, bu konuların kamuoyu önünde tartışılması yerine tedbirler alındıktan sonra mesaj verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Milletin cebinden 50 milyar liranın üzerinde para çıktığını belirten Vural, “Bedelini ödeyen benim. Sorumlusu kim, hesabını kim verecek? Kısa vadede belirsizliklerin önünü kesmek amacıyla kakofoni ortadan kaldırılmalı. Dolar, faiz, borsa Bermuda Şeytan Üçgeninde manipülasyonlara izin verilmemeli” dedi.