Ali BADEMCİ
Sosyal ve siyasî hareketlerde provokasyon ne için yapılır; elbette seçmenlerin tercihlerinin istikametini değiştirmek için! Bugünkü Türkiye’de ve seçim sathı malinde provokasyonu kim yapar; tabii olarak özellikleri birbirine yakın, sosyal, iktisadi, inanç yönünden birbirine benzerlik gösteren seçmen kitlelerinin oylarına talip olanlar! Bugün için bu durumda tek parti vardır, o da iktidar partisi AKP! CHP’nin böyle bir yola tevessül etmesine gerek yoktur, çünkü oyları belli ve katiyen bu partinin seçmenleri AKP’ye karşı rey vermemek için yeminli insanlardır. Şahsen bu seçmen kitlesini kutlamak gereklidir ve ülkenin geleceği açısından çok önemlidir. Bizim güneyde, işi biraz daha basit fakat kemiyet ifâde eden bir tabana indirgersek bunlar da Arapça konuşan sevgili dostlarımızdır; bunlar da katiyen iktidara oy vermezler. Bu arada Anadolu Alevileri de mutlaka yeminli guruplar ve devasa seçmen kitleleri içinde mülâhaza edilmelidir.
Bütün bunlara karşılık iktidara her şeyden önce inanç saiki ile kimler rey verir, hiç düşünmeden Sünniler cevabını vermemiz gerekiyor. Esasen Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri ülkenin başını belâya sokan, elleri ve kolları ile pislikte bunlar dolaşıyor; hiç kusura bakmadan önce çuvaldızı kendimize batıralım! İşin ilginç yanı muhteşem Cumhuriyet hükümetleri zamanında bunlar hep takviye edilmiş ve asli unsur olarak görülmüştür. Çünkü İmam-Hatipler, Kur’an Kursları, İlahiyat Fakülteleri, dünya kadar camii hep Cumhuriyet’in eseridir; aklı başında hiçbir insan bunu inkâr edemez! Meselâ bizim Diyanet İşleri Sünniler’in Diyaneti’dir; şartlar ne olursa olsun fısıltı gazetesi daima Diyanet için Cemaat olarak hareket eder; artık bu doğruları kabul etmeliyiz, münkirliğin hiç anlamı yoktur! Peki bu cemaat kafası ne yapar, tıpkı eski tarikatlarda olduğu gibi milletin ve ekonominin sırtında tam bir yüktür ve her şeyin tev’ilini bularak kılıfına ve dine sığdırmakta da mahirdirler! Meselâ hep dört kadın alırlar, dünya kadar çocukları olur, onlar da milletin sırtında yüktür ve babasının izindedir. Baba profesör ise çocukları da öyledir; müezzinse müezzin, imamsa imamdır! Bu kadar nüfusu nasıl geçindirirler anlamak mümkün değildir ve içlerinde bir tane fukara bulamazsınız!
İşte bu kitle, iktidara ve oy avcılarına cazip gelir ve sürekli tavizler koparırlar; bir zamanların yüzbinleri bulan cahil imam kadroları bunlara hep siyaseten verilmiştir ve hepsi de maalesef bizim şemsiyelerimiz altında eğitimsiz yobazlardır! Devletten aldıkları aylıkların dışında bütün dini merasimler ağır ücretlere tabidir; varoşlar ve köylerde cenazeleri bile bunlara parasız yıkamaz, bir Yasin-i Şerif’i karşılıksız okutamazsınız! Hani Allah kelâmı para ile satılmazdı; bizim Adana’da zamanında Abbas Hoca adlı bir aydın din adamı bunlara karşı çıkmış, ücret almanın haram olduğunu ilân etmişti de Diyanet tarafından bin yere sürülmüştü! Süren de kimdi biliyor musunuz, o meşhur, kendini Almanya’da Halife ilân eden cami oğlanı Metin Kaplan; babası eski Adana Vilâyet Müftüsü Cemâleddin Kaplan! İşte biz Sünniler, biraz geçmişimize bakıp da günah çıkarmamız şart; elbette ve hâlâ vebâlimiz vardır, Allah bizi affetsin! Bakalım o Diyanetçiler ve zamanın iktidar mensupları ölmüşse nasıl can vermiş, yaşıyorsa nasıl can vereceklerdir!
MHP ve HDP’nin Derin Sünnilik içinde çok kuvvetli bir damarları vardır; ikinciler Kürt kartını oynarken Marksist olmayan bu tabanı çekerlerse, bu yönü ile aynı birinciler gibi iktidarın provokasyonlarına muhatap olabilirler. Terörizmin provokasyon yalanları tamamen ayrı meseledir; bu guruplar içinde de elbette milliyetçi görünmek ve ortaklığı gizlemek için aynı yollara müracaat edilecektir. Bölücülüğe karşı görünmek, ülkücüler nezdinde itibar sağlamak ve MHP’nin oylarını söğüşlemek için yapılıyor; yoksa PKK tabanı AKP’ye meyletmez! Fakat büyük Kürt oyları Nakşibendi-Kadiri-Nurcu gibi Sünnî kesimdedir; hiçbir şekilde HÜDAPAR, bu tabana hâkim olamaz; işte Kürt kesimde AKP yönünden asıl câzip olan kesim bunlardır. Bunlar arasındaki çatışma ve provakasyonlar mutlaka iktidarın ekmeğine yağ sürecektir.
MHP ile ilgili provokasyonlar için birden fazla sebep bulunmaktadır ve muhterem iktidar, şimdi milliyetçilik gösterileri ile zaten bunu yapmaktadır. İş ciddiye gelince şu AKP birden milliyetçi kesiliyor, oyları topladıktan sonra eline tutuşturulan ödevleri yerine getiriyor ve yarım kalan işlerini yapıyor, ülkeyi ayrıştırmaya götürüyor. Nedense samimi Müslüman olan milletimizin Sünnî kesimi, yani bizler de bu dolmayı yutuyoruz. Gerçekte bu iktidarın Müslümanlıkla falan katiyen alâkası yoktur ve din meddahıdır. Bunu görmemek için ya kör, yahut da ahmak olmak lâzımdır. Maalesef on üç yıldan beri bu körlüğümüz ve ahmaklığımız devam ediyor; içi boş speküler vaatlere oy veriyor ve kandırılıyoruz. Bu işe maalesef MHP tabanı çok müsaittir; türküleri bu meydanda söylüyor fakat başka ortamlarda dinliyor. İşte MHP’ye yönelik tehlike budur artık, görmemiz gereklidir; kendi içinde her parti bunlardan daha tutarlıdır.
Muhabbetle.