
Ali BADEMCİ
Adana’dan öte geldik; üç günden beri Hatay’dayız ve en uç noktada Yayladağı’ndayız. Karşı taraftan muharebe sesleri geliyor! Partilerin seçim otobüsleri dolaşıyor! Fakat çok ilgi çekicidir ki halktan hiç ilgi yok, katiyen seçim rüzgarı da esmiyor! Bizim Sünnî kesim bellidir, nasihatı MHP’lilere yapıyor fakat reylerini AKP’ye veriyor! Anlamak mümkün değildir; sürekli olarak “İstemezük” havaları içinde! AKP mukallidleri ve vatansız adamları; CHP eski kulağı kesik bölücüleri listelerine koyuyor bir şey diyen yok da, MHP’ye gelince bol bol tenkitler var! Şu güzelim Hatay’da tamamı CHP’ye rey veren Aleviler’in listelerde kimsesi yok! Acaba sebeb bu mudur diyoruz ama Adana’da aynı. İnşaallah bu hafta Mersin’de Kitap Fuarı’ndayız burayı da göreceğiz; eğer aynı ise vah memleketin ve milletin haline!
Hatay’da sıraya girsin veya girmesin aday ve aday adayları feragatle çalışıyor; teşkilâta bir şey diyecek yok! Halk üzerinde yeteri kadar AKP öfkesi oluşmuş; artık Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın boş vaatlerini kimse de dinlemiyor, CHP’nin geçim vaatlerine pas veren de hemen hemen yok! Yayladığı Merkez Camii’nden Cuma çıkışında herkes soruyor “Ne olacak bu milletin hali” diye! İşi gücü olmayan bu dağ insanlarının zaten başka tevatırı da hiç olmaz! Her taraf Suriye’den gelen mültecilerle dolu; büyük köylerde 300-500 kişilik mahaller oluşmuş! Gelenler siyasetle ilgilenmiyor, reyleri de yok, lâkin hep AKP reylerinin azgın olduğu yerlere kümelenmişler’! Konuşmaya ve başlarını kaldırmaya korkuyorlar; hiç de AKP’ye uygun vatandaş olamayacakları açık seçik görülüyor. Fakat MHP sözcüleri bunlara hitap edemiyor, bunu da anlamak mümkün değildir. Yüz sene evvel birlikte olan insanlar akraba olduğunu unutup birbirlerini tanımıyorlar. Bu sosyal bozukluklar mutlaka iktidarın milliyetsiz politikalarından ileri gelmektedir. Bu sebeble mülteciler vatandaş olursa hiç de AKP’ye gitmez, toplumda mutlaka sosyalizasyon kendi karşılığını bulur. Bu konuda çok güzel izlenimleriz olmuştur, inşallah ileriki günlerde paylaşırız.
Yayladağı’nın 18.000 seçmeni var, son seçimlerde CHP ve MHP ancak 3’er bin oy koparmış çoğunluk AKP’ye gittiği için yıllardan beri MHP’li olan Belediye onlara geçmiş; demek ki MHP teşkilâtı çalışmamış veya kendini anlatamamış. Hatay’ın ilk ülkücüleri ve ilk şehidleri de Yayladağı bölgemizdendir. Şehidler elbette rahat uyuyamıyor ama o eski ülkücüler topraklarını unutmuş bilmem nerelerde ahkâm kesiyor! Hafta içinde ovadayız; inşallah oralar da böyle değildir. Bir Yayladağı çocuğu olarak bölgenin bu durumundan şahsen utandım; demek daha çok çalışacağız; bir ömür yetmemiş!
Yayladağı ile Altınözü ilçeleri bitişik; son düzenlemelerle bazı dağ köyleri kısmen ovalık ve zeytinlik olan bu ikinci ilçenin hudutlarına dâhil edilmiş. Mahalli seçimlerde MHP’ye 9.000 oy vermişler, helâl olsun doğrusu, Yayladağlılar’a soracak olsan “Adayları iyi idi” diyorlar! Ülkücü, aday düşünmemesi lâzım; ne yapalım ki bu iş elimizde değil, önümüze konanı yemek zorundayız. Ülkemizde misafir değiliz ama bulduğumuzu yiyeceğiz; elbette bu iş bir zorunluluktur ve ülkücülük de budur! Hiç de yanlış değerlendirmenin anlamı yoktur; mutlaka MHP ayakta kalmak zorundadır; ülkemizin ve milletimizin geleceği ancak böyle sağlanır!
Çalışacağız ve ölümüne çalışacağız; demek kendimizi ifâde edemiyoruz; bunun yollarını bulup yeniden huzura çıkacağız. Görücüye çıkan kız gibi süslenmemiz gerekiyor, demek ki kalıp çok şey ifade etmiyor ve kendini gösteremiyor. Elbette öz çok önemlidir, mutlaka köz kütükte olur; canım milletim kendini anlamak zorundadır; işte bizim görevimiz de bu olmalıdır. Alperenliğe devam vesselam. Şikâyetlerimiz varsa kendimizi Genel Merkez’e de kabul ettirememişiz ki millet kabul etsin.
Zamanınız ve ufkunuz aydınlık olsun efendim, toprağım, milletim canım benim!