
Ali BADEMCİ
Siyasetin en önemli organı seçim bir kumar veya bahis oyunu değildir; siyaset başlıbaşına sosyal bir olgudur. Elbette kazanmak da kaybetmek de vardır; fakat ister kazan isterse kaybet mutlaka neticede derin derin düşünmek gerekecektir. Bunu yapamıyorsanız ya yerinizde sayacaksınız veya tarih çöplüğünde yerinizi alacaksınız. Siyaseti sosyal denek olan insan veya insanlar yapar, bu sebeble insanların bi-zatihi kendileri düşüneceklerdir. Demokrasi tarihimizde kendini muhafaza edenler ve kaybedenlere bakın, sonuçları iyi incelememiş yönetimler veya liderler göreceksiniz. Yerinde saymak bambaşka bir olay, bu husus o hareketin temeli veya ana karizması ile çok yakından ilgilidir. Bizim konumuz tarihe gömülenler değil yerinde sayanlardır, çünkü gömülenler artık mevtadır ve diriltmek katiyen mavzuu bahis değildir.
Görünüşe ve anketlere bakılırsa, 8 Haziran’da da bu anketler doğru çıkarsa, bizzat şahit olacağımız gibi, yerinde sayan iki parti vardır: CHP ve MHP. Neden bu partiler yerinde sayar, akıl vermenin dışında sosyal veriler ışığında hiç sebebleri düşünebildik mi? Herkes kendine göre komplo teorileri yaratıyor, sadece kendileri yazıp kendileri okuyorlar; bu çeşit iddiaların hiç faydası olduğu da söylenemez. Siyaset yapanlar gayet rahat, verdikleri talimat ve yaptıkları icraat doğru mu yanlış mı, kimse yönetim karşısında başını kaldıramıyor. Meseleyi bu yönü ile tahlil edin; Atatürk’ün CHP’sinde ona bazı zekâsızlar tek adam gözü ile baksa da herşeyin adam gibi tartışıldığını ve çoğunluk kararı alındığını biliyorsunuz. MHP’nin karizmatik lideri Alparslan Türkeş de böyleydi; bizim gibi çocuklara bile akıl sorardı; dışarıdan insanlar bulur onları dinlerdi. İşte Atatürk ve Türkeş’in partileri bu sebeble batmaz, CHP 76, MHP 18 yıldan beri ne oldurur, ne güldürür haldedir! Bunu düşünmeyecek miyiz?
Elbette bu hareketler ilk ortaya çıktıklarında, bu insanlar ve taşıdıkları fikirlere çok ihtiyaç vardı; Mustafa Kemal ölmüş, Türkeş ise hasta bir milleti sağlığına kavuşturdu. Elbette bu iki hareketin de zorlukları ve bir emekleme devirleri oldu; fakat önderler ömürlerini bu yolda harcadılar. Bu hususlardan hiç tereddüdümüz var mı? Türkeş Bey’in 71 yıl nazari ve fiili mücadele yılları gözünü yumana kadar devam etti! 1944-1960-1980 yıllarında olmak üzere üç kere canı ile sınav verdi; Mustafa Kemal daha ilk günden itibaren kelle koltukta çalıştı. Netice olarak istedikleri hedeflere ulaştılar, gördüler veya görmediler, Cumhuriyet düşüncesi bugün yıkılamayacak kadar sağlam olduğu gibi, milliyetçilik bir kitle hareketidir. Neden onlardan sonra binayı yükseltemiyoruz, yerimizde sayıyoruz? Neden başımıza gelenlerden, başarılardan, kayıplardan ders alamıyoruz? Eksiklik insanlarda mı, kabahat millette mi? Eğer öyle ise siyaset yapmaya gerek yoktur; CHP Atatürkçüler Derneği’nde MHP pek iyi yaptığı derneklerde bu işi devam ettirsin!
Her iki hareketin de iktidara gelmek için önünde bir engel yoktur; şu andaki CHP geçmiş hadiselerden ders almışa benziyor, fakat söylemleri tutmuyor, fikirlerle eylemler arasında farklılıklar görülüyor! MHP ise sürekli olarak dalgalanıyor, aynı Karadeniz gibi çırpınmaya devam ediyor! Geçmişten ders alındığı da söylenemez; herkes birbirini tenkid ediyor; Genel Başkan’ın parti programını çok güzel bir takdimi var! Bunlara söyleyecek hiçbir şey yok! Her kesimden vatandaş ya CHP ya MHP diyor, ama kim erken gelirse vatandaşı kapıyor! Maalesef MHP kitlelere ulaşamıyor; eskilerde bundan iyi idi; şimdi hemen hemen sokak ve kahvehane toplantıları ve konuşmaları yok, ev ziyaretleri yapılmıyor, Genel Başkan her tarafa ulaşamıyor gibi bir hava var! Halbuki her tarafa ulaşılması şart! Ulaşılamadığı kanaatindeyiz! CHP’de de MHP’de de parti okulları var, bunlar ne iş yapar bilmiyoruz, halbuki adam yetiştirmesi ve Anadolu’ya göndermesi gerekiyordu!
Özellikle vekil çıkarma umudu olmayan yerlere hiç gidilmiyor; halbuki bilhassa MHP yönünden her tarafa gidilip oyların artırılması gerekiyor. Bu hususta tabanın da düşüncesi budur; varsın 50 vekil çıksın ama, alınan oy %25 olsun. Daha doğru değil mi? Gerçek siyaset ve ileriyi görmek budur! Nasıl olsa bir dahaki seçimlerde bu oylar boşa gitmeyecektir. Artık halk nasıl olsa burada başarılı olunamaz demiyor, AKP olmasın da kim olursa olsun, ”Yeter ki bunlardan kurtulalım” diyenler çoğunluktadır. Bakınız HDP’ye ne kadar tepki oyu çekecektir; bu sebeble Demirtaş “Barajı aşamazsak da maksadımız hasıl olmuştur.” diyor.
Peki MHP olarak “Umduğumuzu bulamazsak ne olur”; elbette dünyanın sonu değildir. Cumhurbaşkanı’nın tahriklerine kapılıp da aceleci davranmak pek büyük bir hatadır. İşte AKP en az %10 kaybeder, kendileri istifa etsin, daha doğru olmaz mı? Bunu bildikleri için milli duyguları ayağa kaldıracak kombinezonlar peşindedirler; işte Suriye ve Musul hikâyesi budur! Halbuki bunlar Süleymanşah’a gidemedi de Süleymanşah’ı beriye getirdiler. Yine öyle yapacaklar, Türkiye’de bir Halep bir de Musul veya Kerkük şehri kurarlar ki herşey düzelir! Olmaz demeyin AKP iktidarında olmayacak şey yoktur!