
Ali BADEMCİ
CHP Hükümet kurmakta çok istekli; Anayasal çizgilerin dışına çıkmakla suçladığı Cumhurbaşkanı’nın isteği doğrultusunda Sayın Deniz Baykal’ı Meclis Başkanlığı için aday gösterdi bile! Bu şartlar altında muhtemel Koalisyon senaryolarının ibresi bir anda CHP’ye döndü. Hatta seçim çalışmalarında yapılan suçlamaların siyaseten olduğu telâffuz edilmeğe başladı. MHP baştan beri ana muhalefete talip; BDP ana muhalefet olmaya istekli görülmezken özellikle AKP’ye karşı çetin muhalefet yapacağını ifâde etmektedir. BDP’nin muhalefet işini ancak Hükümet kurulduktan sonra göreceğiz.
Peki, MHP tek başına Ana Muhalefet görevini yapabilir mi; BDP’ye karşı olduğu için bir taraftan da o cihete yönelmek zorunda kalacaktır. MHP’de yeni kadrolar maalesef sessiz; İstanbul’da başarısız olan listesi iflâs eden Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın açıklamalarının hiç tadı yok! Umutlar Halaçoğlu ve Özdağ üzerinde yoğunlaşmış durumda! Halaçoğlu donanımlı adam ve kamuoyu tarafından çok seviliyor; Özdağ ne kadar öne çıkarılacak elbette bilmiyoruz! Lâkin iki çiçekle bahar gelecek mi? Diğerlerinin konuşmaya ne derece takatlarının yeteceği de belli değildir! Fakat hakikat olan “Çiçekler” seçildikleri bölgelerde çok büyük başarı sağlamışlardır.
Seçim çalışmalarında görüldüğü gibi Genel Başkan’ın yalnızlığını da anlamak mümkün değildir! Çok insan, acaba yeni yüzlere yer verilmiyor mu diye düşünüyor, ama işin aslı böyle değildir. Çünkü böyle siyaset yapılmaz! Genel Başkan’ın 300 civarında akademi kökenli müşaviri olduğu söyleniyor; elbette bunlar boş durmuyor ama, üretilen siyaset bu rakamla hiç de örtüşecek seviyede değildir. Bu konuda ebedî muhalefet CHP’nin meydana getirdiği oluşum şekillerinden bilhassa faydalanmak gerekiyor; çünkü bu partide hergün en az beş sözcü konuşuyor ve çok tutarlı fikirler ortaya koyuyor. Üstelik CHP’li yazarların Medya destekli yorumları da belli bir kamuoyu yapıyor.
MHP, CHP gibi donanımlı insanları ortaya koyamaz mı? Zaten Medya diye bir şey yok, sosyal sitelerdeki amatör çalışmalar bile MHP’li yazarların yazılarından daha kaliteli ve kamu oyu yapan fikirler ortaya koyuyor. Bizim yazarlarımızın, tarihçi mi, edebiyatçı mı, siyasetçi mi olduğunun farkına varamazsınız! Dolayısiyle MHP’de Medya desteği diye birşeyin olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz! Hele hele Yandaş Medya denen AKP yazar, çizer ve programcılara karşılık vermek hemen hemen mümkün değildir. Bunu en büyük AKP Muhalifi Sol bile yapamıyor, ki kovula kovula sürgün yatağı Sözcü ve Halk TV’de toplanmışlardır. Kusura bakmayın gazete ve kitap okumuyoruz ama adı MHP’liye çıkan TV kanalını da hiç seyretmiyoruz! Bunlar ancak kendileri çalıp kendileri oynuyorlar! Gazetecilik ve programcılık mı, hak getire! Âlemin adamı ülkücü düşünce adamları ile program yapıyor milyonlar izliyor! Bunlara karşılık MHP’li Medya’nın bugünkü arşa vurmuş iletişim teknolojileri karşısında ne eksiklikleri var? Demek yetişmiş Gazeteci ve Programcı yok; meseleyi başka nasıl izah edebiliriz!
Yandaş ve Karşıt Medya’da fikirlerini ifâde eden arkadaşlarımızı da maalesef kınamakta, hatta çemberin dışına atmakta pek maharetliyiz! Özellikle MHP’de ikinci çemberde siyaset yapanlara yandaş ve karşıt Medya’da görünmeye en azından kamuoyu yasakları konmuştur. Bu hususu da anlamak mümkün değildir. Hâlbuki ikinci çemberin siyaset kurumundan hiçbir talebi yoktur. Sosyal Medya ise abuk-subuk görüşlerle doludur; adam “Ülkücülükle Siyaset Yapılmaz” diyor kimse müdahale etmiyor! Israrla yazıları boy gösteriyor; yani böyle insanların maksatlı olduklarını anlamak için başka ne demesi gerekiyor? Bizim gibi ülkücülüğü esas alanlar da çareyi o ortamdan kaçmakta ve uzaklaşmakta buluyor! Çünkü “Hain”in işi bitmez durduğun yerde seni CIA adamı olduğunu şerefsizce iddia eder!
Herşeye rağmen MHP’nin şerefli bir muhalefet edecek gücü elbette vardır. Bunun için Parti Okulu’nda bir çalışma behemehâl başlatılmalıdır. Ülkücü kafa yeni stratejilere göre dizayn edilmelidir. Ülkücüler Medya’nın ulaşamadığı yerlere rahatlıkla ulaşabilirler; yeter ki bu insanlar aynı görüşle yönlendirilebilsin! Aslında MHP’nin mutlaka muhalefet olarak kalması gerekiyor; buna ülkenin her zamankinden daha fazla ihtiyacı vardır. Hiç olmasa alavereli-dalavereli işlere girmezler.