
İşte şimdi Suriye Olayları bir mezhep olayına dönüşüyor! Hatay-Adana-Mersin Nusayrileri Türkmenler’e baskıları lânetliyor! Gelen Araplar’a düşmanlık yapıyorlar ama Türkmenleri bağırlarına basıyor, iş ve ekmek veriyorlar! Bu ne kadar takdir edilecek bir durumdur! Fakat Nusayrileri sahiplenenler bir kenarda sesiz sedasız oturuyorlar! Eğer bunlar da bölücü olsalardı elbette onların yanında olacaklardı! İşte Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ne güzel demiş: Nusayriler’i de ancak biz kurtarırız!
Ali BADEMCİ
Aziz milletimiz Bayır-Bucak’da Türkmen kıyımının yaralarını sarmak için meseleye dört elle sarılmıştır. Milliyetçi gençler üç kuruş cep harçlıklarını gönderiyorlar. Bu cephede şüphesiz ki en evvel şefkat ellerini Türk Ocakları uzattı. Web sitelerinde banka numaraları var, buraya yatırılan nakdî yardımlar aynı gün Hatay Türk Ocağı Başkanı tarafından yerine ulaştırılıyor! Ülkücü gençler de pek ilgili ve topladıkları yardımları çeşitli kanallarla gönderiyorlar. Almanya’daki soydaşlarımız da Sayın Devlet Bahçeli kanalı ile yekûn tutan bir yardımda bulunmuşlar. Diğer yandan Türk dünyasının her yanından akın akın gelen savaşçıların Türkmen mücahidler ile omuz omuza savaştığı söyleniyor. Esad cephesi Türkmenler arasında IŞID militanı olduğunu dünyaya açıklıyor, bu tamamen bir yalandır ve karşı duruşun İslâmi yanı yoktur. “Allahuekber” sesleri bir Türk haykırışıdır. Suriye’nin çeşitli yerlerinde Rus düşmanı Çeçenler’ın IŞİD saflarında olması Türkmenler’in dışındaki bir hadisedir.
Devletimiz, milletimizin arzusu doğrultusunda hareket ediyor; Sayın Cumhurbaşkanı “Bayır-Bucaklılar bizim soydaşlarımızdır.” dedi ve meselenin ehemmiyetini Başbakanımız da ortaya koydu. Dolayısıyla dünya aleme sınır ötesi insanlarımızın sahibi ve takipçisi olduğumuzu ilân etmiş olduk. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan Yayladağı Çadırkenti ziyaret ederek durumu yerinde gördü; Türkmen Cephesi yöneticileri ile bir toplantı yaparak ihtiyaçlarını belirledi. Diğer Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ise Hükümet adına yaptığı açıklamada “Nusayriler’i kurtaracak olan Türkler’dir” dedi ve Türkiye’nin haklı dâvâsını anlattı. Bütün bu Devlet ve Hükümet ilgisi Millet olarak hepimizi gururlandırmaktadır.
Türkiye’nin PKK ile savaşı devam ediyor; teröristler gece Suriye’de gündüz Türkiye’dedir. Dostumuz ABD’in yardımları ile PKK ve PYD iyice kenetlenmiştir. Hükümet’in zamanında akıllı politikası ile geçen Temmuz ayından beri şükür ki Türkiye ayakları kırılmış ve kırılmaya devam etmektedir. ABD, PYD’ye yardımlarını askıya almış ama eskiden beri olduğu gibi şimdi yeniden bunlar Rusya’nın kucağına düşmüşler. Fol yok boncuk yokken İran da bu cepheye destek veriyor. Türkiye’de artık Kobani çığlıkları duyulmuyor, Kürt siyaseti “Savaşı bitirelim” diye pazarlık arzu ediyor. İşte bu durumda iç ihânet dışarı saflarda koridor açmaya, yani devleti arkadan vurmaya çalışıyor. İhanetin böylesi ile Rusya karşılaşırsa acaba ne yapar?
Bayır Bucak Yamadı’da, evlerini terkederek kaçan ve Türkiye’ye sığınmak isteyen Türkmenler’e herşeyde evvel beşeri olarak sırt dönmek mümkün mü? Ülkemizde 2 milyona yakın Suriyeli mülteci var bunların çoğu Arap kökenlidir, onlara sırt dönmemiz mi gerekiyor? Saddam zulmü karşısında yıllar önce bugün ülkemize düşmanlık yapanların akrabalarına tamamen sınırlarımızı açıp onları da kabul etmedik mi? Demokrat dünyanın denizde boğulanları reddetmesine hangi insan yüreği dayanabilir? İşte şimdi bire bir bizden olan Türkmenler’e yardım etmekten başka yolumuz var mı?
Devletimiz büyük bir alicenaplık gösteriyor, Türkmen’e sahip çıkıyor, bu asil davranışı elbette takdirle karşılamamız gerekiyor! Siyasi partilerimiz neden geri duruyor? Özellikle MHP hududa binlerce insan yığmalıdır! Sayın Bahçeli bizzat hududa gelmelidir. Kılıçdaroğlu da beş dakika kaybetmemelidir. Sivil toplum kuruluşlarımız, zenginlerimiz ne güne duruyor? Ülkemizin kaymağını yiyen iş adamları neden geridedir? Varsın birkaç kendini bilmez MİT TIRları’nın ne taşıdığını münakaşa ededursun, herkes elinden geleni yapmak zorundadır? Kanı bozukların hoşuna gitmeyebilir, onları insanlık ve hümanizm anlayışları bu mağdurları içine almayabilir! Lâkin ortada bir soykırım var, buna nasıl bigane kalabiliriz?
İşte şimdi Suriye Olayları bir mezhep olayına dönüşüyor! Hatay-Adana-Mersin Nusayrileri Türkmenler’e baskıları lânetliyor? Gelen Araplar’a düşmanlık yapıyorlar ama Türkmenleri bağırlarına basıyor, iş ve ekmek veriyorlar! Bu ne kadar takdir edilecek bir durumdur! Fakat Nusayrileri sahiplenenler bir kenarda sesiz sedasız oturuyorlar! Eğer bunlar da bölücü olsalardı elbette onların yanında olacaklardı! İşte Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ne güzel demiş: Nusayriler’i de ancak biz kurtarırız!
Muhabbetle.