
Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, il yönetim kurulu üyeleri, ilçe başkanları, üst kurul delegeleri, Ülkü Ocakları temsilcileri ve çok sayıda partilinin katıldığı toplantıda konuşan İstanbul İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş, “Milliyetçi Hareket Partisi böyle bir tehdit ve saldırı altındayken, olağanüstü kurultay için imza toplamak, liderlik sorunu varmış gibi göstermek kime ya da neye hizmettir?” diye sordu.
MHP İstanbul İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş,”Sayın Genel Başkanım, her daim Başbuğumuzun yanında oldunuz. Biz de sizin yanınızdayız. Siyasal mücadelemizde bizi tatmin etmeyen, hiç hesaplamadığımız, umutlarımızı kıran olaylarla karşılaşmamız mümkündür, bugüne kadar da olmuştur. Fakat biz bir siyasetin tarafı olmaktan çok, ne mutlu bizlere ki, yüksek bir davanın safındayız” dedi.
MHP’de olağanüstü kurultay tartışmaları devam ederken, İl başkanlarından MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye destek açıklamaları peşpeşe geldi. İstanbul İl başkanlığı ile birlikte Adana, Konya ve Zonguldak’ta Bahçeli’ye desket açıklaması yaptı. Daha önce de Kayseri, Ankara, İzmir MHP İl Başkanları, İl yönelicileri, ilçe Başkanları ve üst kurul delegeleriyle birlikte ortak basın açıklaması yaparak, MHP Lideri Devlet bahçeli’nin yanında ve emrinde olduklarını ilan etmişti.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul İl Başkanlığı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye destek açıklaması yaptı. İlçe başkanları, Ülkü Ocakları temsilcileri ve çok sayıda partilinin katıldığı toplantıda konuşan İstanbul İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş, “Milliyetçi Hareket Partisi böyle bir tehdit ve saldırı altındayken, olağanüstü kurultay için imza toplamak, liderlik sorunu varmış gibi göstermek kime ya da neye hizmettir?” dedi.
MHP İstanbul İl Başkanlığı’ndan Devlet Bahçeli’ye destek geldi. Haliç Kongre Merkezi’ndeki destek toplantısına MHP Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya, İstanbul İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş, İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, il yönetim kurulu üyeleri, ilçe başkanları ve kongre üst kurul üyeleri katıldı.
”YAKLAŞIK YARIM ASIRDIR MİLLET YOLUNDA HİZMETKARIZ”
Toplantıda parti içi muhalefete karşı düşüncelerini açıklayan Mehmet Bülent Karataş, Devlet Bahçeli’ye destek vereceklerini belirtti. Karataş, şunları söyledi: Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin sinesinden doğmuştur.
Milliyetçi-Ülkücü ise bu kutlu doğuşun iman ve mücadele neferidir.
Ülkücü sahip olduğu fazilet ve kahramanlık ruhuyla savundukları değerleri gerektiğinde söz, gerektiğinde hareketle yaşayan, yaşatan ve anlatan kişidir.
Elbette ülkücünün yenilmeyecek bir davası, teslim olmayacak bir ahlakı, azalmayacak bir vefası vardır.
Yatağına küsmüş ırmaklar gibi değil, coşkun nehirler, patlayan volkanlar gibi inandıklarının peşinde dur durak bilmeden koşandır dava insanı.
Yaklaşık yarım asırdır millet yolunda hizmetkarız.
Yine bu kadar zamandır Türk-İslam ülküsünün sönmeyen meşalesini taşıyoruz.
Gönüllerimiz yumuşak ve semavi bir ışıkla aydınlanmıştır.
Türkiye’nin varlığı bize emanettir.
Türk milletinin ebediliği ve esenliği yapacağımız fedakârlıklarla canlı kalacaktır.
Hiç şüphe etmeyin ki görevimizin farkındayız.
Sorumluluklarımızın büyüklüğünü iyi biliyoruz.
İstanbul’da yetki ve görev aldığım andan bugüne kadar sizlerle birlikte yürüdük.
Davamızın ve liderimizin emrinden bir an olsun ayrılmadık.
Hep beraber başarıya inandık.
Hep beraber zorluklara göğüs gerdik.
Maddi imkânsızlıkları inanmış yüreklerimizle aştık.
İftiraları ülkülerimizle kırdık.
”İSTANBUL YILGINLIĞA DÜŞMEDİ VE DÜŞMEYECEKTİR”
Engelleri sadakatimizin gücüyle etkisiz kıldık.
İstanbul yılgınlığa düşmedi ve düşmeyecektir.
Kötümserlik hastalığını zafere susamış bir azmin direnciyle tedavi ettik.
Laf üretmek yerine çalışmayı tercih ettik.
Bahanelere sığınmak yerine var olan eksikliklerimizi, yapmamız gerekenleri konuşmayı hedefledik.
Biliyoruz ki, İstanbul yürürse Türkiye koşacaktır.
İnanıyoruz ki, İstanbul kanatlanırsa Türkiye derin bir nefes alacak, yüklerinden kurtulacak, kamburlarından sıyrılacaktır.
Bize düşen oyalanmak, kısır ve sonu olmayan çekişmelere hapsolmak değil, partimiz adına daha iyisini, daha güzelini, daha fazlasını arayıp bulacak iradeyi İstanbul’dan gösterebilmektir.
Başkalarının kısa zamanda ulaştığı seviyelere bedel ödeyerek ve hak ederek ulaşmak kahramanca bir tutumdur.
Kolay ve basit yollara itibar etmeden, ucuz ve gelip geçici arzulara sapmadan, dibi görünmeyen kuyulardan su içmek yerine tecrübenin, adanmışlığın, anıtlaşmış bir mücadele disiplinin yanında durmak gerçek bir dava adamlığıdır.
”BİZ BU AZİZ MİLLETİN VİCDANINDAYIZ”
1 Kasım Milletvekili Genel Seçimleri’nde istediğimiz sonucu alamadık. Bu açıktır.
Yine bu seçimde yüzümüzü güldürecek, içimizi ferahlatacak, geleceğe umutla bakmamıza neden olacak bir neticeyi de elde edemedik.
Ama bu dünyanın sonu değildir.
Bizi arayan rakamlarda, oranlarda bulamaz.
Bizi arayan yüzdelerde de göremez.
Biz bu aziz milletin vicdanındayız.
Biz İstanbul’un surlarında çınlayan top mermilerinde, Allah Allah nidalarıyla parlayan nurlu şafaklarında, her semtinde beş vakit okunan ezanlarındayız.
Milliyetçi Hareket Partisi Türk tarih ve kültürünün yılmaz bekçisidir.
Varlığımız Türk varlığında anlamını bulmuştur.
Kalbimizi imana, kavlimizi Türklüğün bekasına, kafamızı Türkiye’nin dirilişine çevirdik.
Kaderimiz zaman ve mekânın dışında olmayıp, tarih ve coğrafyanın içindedir.
İstanbul ise tarihin özeti, vatanlaştırdığımız bu aziz coğrafyanın manevi merkezidir.
Yaşanmış Türk-İslam asırlarının kulaklarımıza fısıldadığı gerçek de budur.
”BİZ DOĞRU YERDEYİZ”
Geçmişi unutacak kadar hafızasız, geleceği tasavvur edemeyecek kadar hayalsiz ve hedefsiz çok şükür ki değiliz.
Biz doğru yerdeyiz.
Değişimden değil gelişimden yanayız.
Sayın Genel Başkanım, her daim Başbuğumuzun yanında oldunuz. Biz de sizin yanınızdayız.
Siyasal mücadelemizde bizi tatmin etmeyen, hiç hesaplamadığımız, umutlarımızı kıran olaylarla karşılaşmamız mümkündür, bugüne kadar da olmuştur.
Fakat biz bir siyasetin tarafı olmaktan çok, ne mutlu bizlere ki, yüksek bir davanın safındayız.
Yalnızca siyasi sebep ve sonuçlara bakarak Milliyetçi Hareket Partisi’nin tartışmalara, iç sorunlara çekilmesi en başta şehitlerimize, şühedamıza ve bu ulvi davaya gönül vermiş milyonlara büyük bir haksızlıktır.
Biz haksızlığın yanında olamayız.
Biz yanlışın savunmasına talip olamayız.
Biz duygusal reflekslere, algı operasyonlarına tamam diyemeyiz, buyur edemeyiz, meydan açamayız.
Türkiye’nin şu günkü hassas ve tehlikelerle dolu gündeminde, Milliyetçi Hareket Partisi’nin iç meselelerle meşgul etme gayretkeşliğini de hoş göremeyiz.
Dikkat ediniz, etrafımızda yeni bir dünya kurulmaktadır.
Türkiye, iktidarın yol açtığı nice badire ve felaketlere mahkumdur.
Türklüğün çıkarılacağı yeni anayasa konuşulmaktadır.
Federasyona yataklık yapacak başkanlık sistemi tartışılmaktadır.
Ekonomik cendere her insanımızı kuşatmıştır.
Uluslararası ilişkilerdeki sığlık ve anormal politika savrulmaları ülkemizi darboğaza sürüklemiştir.
İçimiz sorun, dışımız musibettir.
Türkiye’miz elimizden kayıp gitmektedir.
Buna sessiz ve tepkisiz durmamız aklın ve mantığın almayacağı bir durgunluk halidir.
”SORUN BAŞARIYSA, ÇALIŞIR, ÇIRPINIR İLK SEÇİMDE ULAŞIRIZ”
Elinizi vicdanınıza koyarak düşününüz, Milliyetçi Hareket Partisi böyle bir tehdit ve saldırı altındayken, olağanüstü kurultay için imza toplamak, liderlik sorunu varmış gibi göstermek kime ya da neye hizmettir?
Eğer varsa düzeltilecek, tamir edilecek ve reforma tabi tutulacak hususlar, bunlar da yeri ve zamanı geldiğinde zaten yapılacaktır.
Herkesten İstanbul İl Başkanı olarak özellikle ricam, partimize, teşkilatlarımıza ve mensuplarımıza karşı itibarsızlaştırmaya yönelik maksatlı husumet söylemlerini tekrar gözden geçirmeleridir.
Sorun başarıysa, çalışır, çırpınır ilk seçimde ulaşırız.
Sorun iktidarsa, Allah yardım, millet takdir ettikten sonra mutlaka oluruz.
Fakat birliğimizin hisarlarında gedik açtırmayalım.
Dedikodu, tezvirat ve korku tacirlerine fırsat vermeyelim.
Bir olalım, birlikte duralım.
İmkânsız gibi görülen bir yolculuk, Başbuğumuz Türkeş başta olmak üzere, sayısız ülkü ve gönül adamının ve onların izinden giden kadroların inançları ile bugünlere gelmiştir.
Çay paralarının bile ödenmekte müşkülat yaşandığı dönemlerden geldik.
Bıçak gibi ayazlarda iki kişinin bir paltoyu paylaştığı zamanlardan geldik.
Yurt odalarında ve dumanlı kahvehanelerde heyecanlı tartışmaların yapıldığı yoksul akşamlardan geldik.
Mütevazı yemeklerle yalnızca karınların değil hasbıhallerle gönüllerin de doyurulmaya çalışıldığı devirleri de yaşadık.
Tükenmeyen bir heyecanla çarpan yüreklerde milletimize yükseliş yollarının arandığı o yılların tanıkları hala yaşamaktadır ve Allah’a şükür şu an aramızdadırlar.
Mükâfatının çile ve meşakkat olduğu bu davanın, ülkü erlerinin nezdindeki yegâne kazancı;
Müsterih olmuş bir vicdandır.
Yerine getirilmiş milli bir görevdir.
Milletimize ödenmiş bir borçtur.
Değişmeye kimsenin gelmediği “vatan nöbeti”nin haklı gururu,
Bir hilal uğruna toprağa düşmüş fidanlara okunan Fatiha’nın huzuru,
Ve Allah katında ulaşılmış şehadetten başka hiçbir şey değildir.
Milliyetçi Hareket Partisi haklı olan, haklı çıkan, ama bir o kadar da hakkı yenen bir millet şaheseridir.
Hakkımızı yiyenler, bunun külfetine elbette katlanacaktır.
Hakkımıza göz koyan, el uzatan, lekeleyen kim olursa olsun mahşere kadar peşlerinde olacağız.
Milliyetçi Hareket Partisi,
Önüne çekilmiş setleri ve bendleri gün gün aşarak;
Birleşecek gövde arayan başka pınarları da bünyesine katarak,
Kendi mecrasında büyüyerek akmaya devam edecektir.
”MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ TÜRK MİLLETİNİN DİRİLİŞ MÜJDESİDİR”
Bu akışa kimse mani olmayacaktır.
Bu akış ve ilerleyişi hiç kimse durduramayacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin diriliş müjdesidir.
Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye’nin çileyle karılmış, şehadetlerle yoğrulmuş, fedakârlıklarla rotası çizilmiş son siperidir.
Bu siper düşerse geriye acıdan başka bir şey kalmayacaktır.
Bu siper yağmalanırsa geriye yalnızca kaybedilmiş bir vatan, bölünmüş bir millet, bozguna uğramış bir devlet kalacaktır.
Biliyorsunuz, İstanbul Süleymaniye’dir, Süleymaniye İstanbul demektir.
Biz Süleymaniye gibi dualı, Süleymaniye gibi görkemli, Süleymaniye gibi dimdik duracağız.
Bu vesileyle Merhum Şairimiz Arif Nihat Asya’nın Süleymaniye şiirinden bir bölümü yüreğimdeki duygularla birlikte paylaşmak istiyor ve hepinize sonsuz şükran ve saygılarımı sunuyorum.
Bir ihtişam olup açılan kubben,
Durur asırların omuzlarında;
Kaçıncı nesildir aptes alanlar,
Şadırvanlarında, havuzlarında.
Fetih beldesinin hür çocukları,
Büyür beslenerek ezanlarınla.
Beraber yaşarlar iki dünyada,
Süleyman’larınla, Sinan’larınla.
Ve derler, gözümüz sende açıldı;
Kundağımız sensin, beşiğimiz sen.
Küçükken önünde oynadığımız,
Büyüyünce gönül verdiğimiz sen.
Gözümüzün açıldığı yer son nefesi vereceğimiz yer olacaktır.
Ve Milliyetçi Hareket, tıpkı millet gibi ebediyete akacaktır.
Vatan ve bayrak diyen, davasına hayatını adayan siz değerli ülküdaşlarımı, delege arkadaşlarımı, teşkilatımızın saygıdeğer mensuplarını Yüce Allah’a emanet ediyorum.
Ne Mutlu Türküm Diyene.”