Şükrü ALNIAÇIK
Ülkücülük, zora talip olmaktır; ama geleneğin dışına çıkmanın da bazı özel zorlukları vardır.
Bu şartlarda, kardeşliğin bekasını ve Ülküdaşlığın ortak dilini muhafaza etme konusunda hassasiyet gösteren her Ülküdaşımıza selam olsun.
Ülkücü, Ülkücünün öz kardeşidir.
Provokatif söylemlere izin vermeyen, bu konudaki hassasiyetin azaltılması girişimine bile tepki gösteren Ülküdaşlarımıza şükran borçluyuz.
Facebook’ta Ülkücü olmadık biz!..
Tarihin bu ahiretlik armağanını salonlarda, internette filan bulamayız.
Gönüllü kardeşliğin, omuz omuza zorlu kavgalar vermiş olmanın ne demek olduğunu da kimseye anlatamayız.
Sorumluluğu olmayan kardeşlerimizin umumi mukabele ve anlık misilleme heyecanını mazur görmekle birlikte, haksız ithama, kötü söze, kalp kırmaya karşıyız…
İfratla tefritin içinde daima başka bir hesap vardır.
Biz, kalitemizi, vakarımızı korursak, savunduğumuz insanların işini de kolaylaştırırız.
Aramıza sorumsuz çığırtkanları, provokatörleri almayız.
Hassas bir gönlü olanlar, kendilerine yapıldığında gönlünü paramparça edecek bir haksızlığı, başkalarına yapmazlar.
Bu klavyeler, mekanik, ekranlar elektronik olabilirler, ama onlar vasıtasıyla mesajınızın ulaştığı insanlar candır, eşref-i mahlukattır.
“Gönül Çalab’ın tahtı”ysa… Ülkücünün inci mercan gönlünü…
Yıkmayınız, kırmayınız.
Bazılarının umurunda olmayabilir ama…
Kolay yetişmiyor Ülkücü…
Birbirimize ve bu millete lazımız.