Ali BADEMCİ
( Açıklama: Bu yazı evvelki gün ilk defa yayınlandı. Ancak Meclis etkinliğinin halka açık olmaması dolayısiyle herhangibir izdiham oluşmaması için yine Meclis talebi doğrultusunda yayından kaldırılmıştı. Önemine binaen yeniden yayınlıyoruz. Etkinliklere davetli olarak katılan ve bir konuşma yapan yazarımızın ayrıca bir yazacacağını da ümid ediyoruz. Ülkücü Kadro. )
Suriye Türkmen Meclisi bütün Suriye Türkleri’ni kucaklayabilecek mi? Sanıyoruz bu konuda yeteri kadar donanımlı insan yok! Eğer devletimiz yapmıyor veya yapamıyorsa Meclis marifetiyle teşekkülü sağlanacak bir ilim heyeti bu işi üzerine almalıdır. Bütün Suriye’nin kucaklanması ve insanların Türkler tarafından sahiplenilmesi gerekiyor; tarihin kuralı budur! Olayların başından beri en güzel söz “Suriye bizim iç meselemizdir” şeklindeki hükümet çıkışımızdır! Lâkin sonunu getirebildik mi? Bu tesbite uygun siyaset üretebildik mi? İşte önemli olan budur!
Suriye Türkmen Meclisi 26 Mayıs 2016 Perşembe günü Ankara Meyra Palace Otel’de 3.Genel Kurulu’nu yapacak. Şimdiden hayırlı olmasını ve hayır getirmesini Allah’dan niyaz ediyoruz. Organizeyi Meclis adına Bayır Bucaklı dostumuz Dr. Esat Arber yapıyor. İnşaallah evvelki kongrelerden daha güzel ve ihtişamlı olacak, Arber Türkiye’de yetişmiş ve birikimi olan bir kardeşimiz. Suriye’de Türkmenler ve Bayır Bucak adlı eserimizde kullandığımız güncel haritaların hemen hemen tamamı bu genç uzmana aittir. Mütevazı çalışmalarımızla akademi dünyamıza intikal etmiş Suriye’de Türklük dâvâsı, çok uzaklarda değil bu yaz sonunda yeni ve kapsamlı çalışmalara kavuşacaktır. Daha evvel bu sütûnlarda açıkladığımız gibi, sanıyoruz önümüzdeki öğretim yılında lise ve üniversite müfredatına da girmiş olacak. Bu sebeble ilgili akademisyen arkadaşlar ve emeği geçenleri kutlamak isteriz. İlme ve eğitime aktarılan bir dâvânın elbette nihayet bulması mümkün değildir; çünkü genç kuşaklara ve kamu oyuna intikal etmiş olacaktır.. Bu konuda da Dr. Esat Arber ve Meclis emektarı yine hemşehrimiz Dr. Miray Güzel’i tekrar tekrar tebrik etmeliyiz. O sebeble daha nice idealist insanların katkılarıyla 3.Genel Kurul’un tam bir mükemmeliyet içinde yerine oturacağını düşünüyoruz.
Hangi adla anılırsa anılsın 2011 öncesi Suriye’nin bugünkü duruma geleceği düşünülmezdi. Baas diktatörlüğünden hafif demokrasiye geçişte şartlar ne olursa olsun ülke içinde rahat hareket edilebiliyor ve Suriye’nin insan yapısı kolaylıkla görülebiliyordu. 2009 ve 2010 yıllarının yaz mevsimlerini, o güne kadar yapılmış ve Mustafa Kafalı ile Cengiz Orhunlu hocalarımıza ait iki akademik makale ile ülkeyi tamamen gezmiştik. Son elli yılda tehcir, baskı, jenosid ve aşağılamalara rağmen Suriye toprağının her yanında Türklük Osmanlı’nın ve ecdadımızın bıraktığı gibi duruyordu! O güne kadar en geniş çıkarma olan devlet ve hükümet mensuplarımızın Halep ziyaretinde hayretlerine de bizzat şahit olduk! Ne oldu da bu günlere gelindi, ki o günleri görenler kesinlikle bu günlerin yaşanacağına ihtimal vermezdi! Şu anda özellikle Türkçe konuşan Suriye bölgelerinde Türk veya Türkmen yaşamamaktadır! Açıklamalara göre Türkiye’de misafir edilen 500 bin Türk ve Türkmen asıllı Suriye vatandaşının yanında 2 milyondan çok fazla diğer misafirlerimiz de bulunmaktadır.
Esasında Türkiye’de bulunan Suriyeli’lerin açıklanan resmi rakamların çok üzerinde olduğu gözlemlenmektedir. Güney ve Güney Doğu illerimiz ve ilçelerimiz ile büyük şehirlerimizin sokakları misafirlerimiz ile dolup taşmaktadır. Evlenenler, iş kurup ticaret yapanlar, sokaklarda dilenenler, Avrupa’ya kaçmaya çalışanlara ait haberler her gün medyada yeralmaktadır. Suriye’den Türkiye’ye sığınan kardeşlerimize ne ad verilmesi gerektiğine cidden karar veremiyoruz. Bunlar üzerinde devlet bir çalışma yapmış mıdır ve yapacak mıdır bilmiyoruz! Hatay-G.Antep-Kilis-Ş.Urfa’nın nüfusu tavana vurmuş durumdadır. Varlıklı insanların yerleştiği büyük şehir otellerinde adım atacak yer kalmamıştır! Avrupa sallanıyor, birlik lideri Alman Başbakanı Merkel her ay Türkiye’de!
Türkiye’ye göçenler korkak Araplar, rejime karşı savaşan ve Türkçe konuşan Türkmenlerden ibaret değildir! 3 milyona akın insana verilecek en güzel isim bunların tamamının “Osmanlı” olmasıdır. Mevcut rejim hanedanının mezhebine ait birçok insan var! Özellikle Bedrusi diye nitelenen Şii Suriyeliler G. Antep sokaklarında! Çok çalışkan ve zeki olan bu insanlardan birçok öğrenci üniversitelerdedir ve sessiz sedasız devletimize bağlı bir eğitim alıyorlar! Buna karşılık 1960’lı yıllardan itibaren Türkiye üniversitelerinde üstün başarı ile öğrenimini tamamlayarak çağdaş aydın olmuş Hataylı Alevi kardeşlerimiz Suriye’de muhaberat bünyesinde ve Beşir Esad’ın sıkı danışmanları durumundadır! Türkiye ne dereceye kadar bu karışık denkleme müdahildir! Cidden bu hususlar merak konusudur!
Düne kadar Suriye’de bir avuç Türkmen var diyenler, şimdi Türkmenler tehcir edildiği halde Hama ve Hums’da Alevi Türkmenler’in kayıplarından bahsediyor! Cidden Suriye Türkü bilerek ve kasden geri bırakılmıştır! Suriye’de Türkler o kadar geniş bir tabana yayılmıştır ki birbirini bile tanımıyorlar! Hangi taşı kaldırsanız, lisanı ve mezhebi ne olursa olsun Türk çıkıyor! Bizim Türkiye Sünnileri ve Alevileri şaşkınlık içinde! Tarih susuyor, konuşanlara kimse inanmıyor ve hayalci gözü ile görüyor! Suriye’de 10 milyon Türk asıllı insan var diye yazdığımız zaman bize de o gözle bakılmıştı! Şimdi herşey açıkça görülmüyor mu? Türkiye’ye gelenler Ürdün, Filistin, Lübnan’a giderek Hizbullah veya IŞID’çi olmayı bilmiyorlar mıydı? Birçok insan gitti de bunlar neden Türkiye’yi tercih etti! 2001’den beri Suriye yarı yarıya nüfus kaybetmiştir! Bu hususları inceliyor muyuz, dersler alabiliyor muyuz? Ölenlerin miktarı belli 500 bin olarak ifâde ediliyor; fakat ülkeyi terk edenler 11 milyonun çok üzerindedir!
Suriye Türkmen Meclisi bütün Suriye Türkleri’ni kucaklayabilecek mi? Sanıyoruz bu konuda yeteri kadar donanımlı insan yok! Eğer devletimiz yapmıyor veya yapamıyorsa Meclis marifetiyle teşekkülü sağlanacak bir ilim heyeti bu işi üzerine almalıdır. Bütün Suriye’nin kucaklanması ve insanların Türkler tarafından sahiplenilmesi gerekiyor; tarihin kuralı budur! Olayların başından beri en güzel söz “Suriye bizim iç meselemizdir” şeklindeki hükümet çıkışımızdır! Lâkin sonunu getirebildik mi? Bu tesbite uygun siyaset üretebildik mi? İşte önemli olan budur!
Herşeye rağmen Türkmen Kongresi Suriye’ye huzur gelmesi için vesile olsun. Muhabbetle.